Radyolar hayatımızın neresinde?
Yaklaşık bir asır önce hayatımıza giren radyo, en çok tercih edilen kitle iletişim araçlarından biri olarak popülerliğini koruyor. Yayın içerikleri ve çeşitliliğinin arttığı, tematik kanalların ortaya çıktığı ve internet teknolojileri ile dijitalleşen radyolar, farklı platformlar ortaya çıksa da halen tercih ediliyor. RTÜK'ün verilerine göre, Türkiye'de günlük radyo dinleme süresi ortalama 1 saat 43 dakika. Peki, radyodan neden vazgeçemiyoruz?
Giriş Tarihi: 13.02.2021
17:25
Güncelleme Tarihi: 22.06.2023
12:21
Sesli dinlemek için tıklayınız.
RADYOYA GİDEN YOLUN MİHENK TAŞLARI
Radyonun icadı, pek çok teknik gelişmenin yaşanması ve birden fazla buluşun bir araya getirilmesi ile gerçekleşti.
💠
Teknik açıdan bakıldığında, radyonun icadında şu iki keşfin önemi büyüktü:
🔸 Telsiz telgraf haberleşmesi: Telgraf, gönderilmek istenen mesajın kablolar aracılığıyla karşı tarafa iletildiği bir sistemdi. 1891 yılı itibariyle bu iletişimin kablo ağı kullanılmadan gerçekleştirilmesine dair çalışmalar yapılmaya başlandı ve telgraf mesajları, sinyaller aracılığıyla kablosuz bir şekilde aktarılmaya başlandı. Bu konuda araştırma yapan bilim insanlarından biri de Nikola Tesla'ydı.
🔸 Elektro manyetik dalgaların keşfi: Alman fizikçi Heinrich Hertz'in elektro manyetik dalgaların varlığını kanıtlaması, bir başka mihenk taşı oldu. VHF ve UHF bantları oluşturan Hertz, bunları bir cihaza entegre etmeyi başardı. Böylece radyo dalgaları, "Hertz dalgaları" olarak iletişim tarihindeki yerini aldı.
On yıllar süren çalışmalar, pek çok bilimsel ve teknik gelişme, radyonun icadına zemin hazırladı.
💠
🔸 İtalyan bilim insanı Guglielmo Marconi, telsiz haberleşmesi ile ilgili çalışmalar yürütüyordu. 1890'lı yılların ortalarında İngiltere'ye göç etti ve önce burada, ardından da ABD'de şirket kurdu. 1901 yılında ise ilk transatlantik sinyali İngiltere'den ABD'ye göndermeyi başardı.
🔸 Onun bu başarısı İngiliz Deniz Kuvvetleri'nin dikkatini çekti. Gemiler arası, denizle kara arası iletişimde telsiz haberleşmesi kullanılmaya başlandı. Bu icat, halkın dikkatini 1912'de yaşanan Titanik faciasındaki kurtarma operasyonlarında çekti. Öyle ki dönemin gazeteleri, bu olaya dair detayları telsizden gönderilen haberlerle sağlamıştı.
🔸 Sesin aktarılabilmesinin de olanaklı hale gelmesi ile bugün bildiğimiz anlamda radyonun doğuşu gerçekleşmiş oldu ve 1906 yılında ilk uzun mesafe radyo yayını gerçekleşti.
📌 Eskinin hiç eskimeyen adı: Radyo
DÜNYADAKİ İLK RADYO YAYINLARI
1920'li yıllarda kitlesel bir nitelik kazanan radyolar, 1930'lu yıllarda günlük hayatın bir parçası haline gelerek altın çağını yaşadı.
💠
🔸 1919 yılında ABD'de ilk kamusal yayın yapıldı, 1922'de İngiltere'de BBC, 1929 yılında Sovyetler Birliği'nde Moskova Radyosu ve 1933 yılında ise Naziler tarafından Almanya'nın Sesi radyosu kuruldu.
🔸 Radyo bu tarihlerde içerik olarak da gelişmeye, insanların bilgi alabilecekleri, eğlenebilecekleri, boş vakitlerini geçirebilecekleri bir araç haline geldi.
📌 Birinci Dünya Savaşı'nın ardından Sovyetler Birliği, İkinci Dünya Savaşı sırasında ise Nazi Almanya'sı tarafından başlıca propaganda aracı olarak kullanıldı.
TÜRKİYE’DE RADYO YAYINCILIĞI NE ZAMAN BAŞLADI?
Türkiye'de radyo yayıncılığı, İstanbul Radyosu'nun 6 Mayıs 1927'deki ilk yayını ile başladı.
💠
🔸 Bu yayında Eşref Şefik Bey tarafından yapılan ilk anons şöyleydi: "Alo alo muhterem samiin! Burası İstanbul telsiz telefonu…"
🔸 O tarihte henüz kimsede radyo alıcısı bulunmadığından yayın, her akşam binanın kapısında bulunan hoparlör ile gerçekleştirilir; dinleyenler çevrelerine anlatıp radyo kavramının yayılmasına katkı sağlarlardı.
🔸 Türkiye Telsiz Telgraf Anonim Şirketi'ne verilen radyo yayın izni, 1936 yılında PTT'ye 1940 yılında ise Matbuat Umum Müdürlüğüne devredildi. Devlet teşekkülü altında olan radyonun yaygınlığı ve yayınların içeriği de artmaya başladı.
📌 1960'lı yıllardan itibaren kitlesi artan radyo, 1964 yılında TRT'ye devredildi. Türkiye'de radyo yayıncılığı, 1975 yılına kadar tek radyo ile sürdü.
1990’LARDA ÖZEL RADYOLAR DİNLEYİCİYLE BULUŞTU
1975 yılında eğitim ve kültür içerikli radyo yayını yapmak amacıyla TRT 2 yayın hayatına başladı.
💠
🔸 1990'lı yıllara gelindiğinde ise özel radyolar dinleyiciyle buluşmaya başladı. Televizyona kıyasla kuruluş maliyetinin daha düşük olması ve program üretiminin ucuz olması nedeniyle radyo sayısı hızla arttı.
🔸 Zamanla yayın içerikleri ve çeşitlilik arttı ; yaşanan teknolojik gelişmeler, radyoların cebe sığacak kadar küçüldüğü bir döneme geçiş yaptı.
🔸 İnternetin de etkisiyle radyo yayıncılığı farklı platformlara doğru evrilmeye başladı. Tematik yayıncılık anlamında internet radyoları yeni bir çığır açtı. İnternet sayfaları, dijital teknolojiler ve mobil uygulamalara uyarlanan radyolar, her zaman her yerde ulaşılabilir hale geldi.