Türk kahvesi çeşitleri hakkında bilgiler
Türk kahvesi kültürü ve geleneği; kahvenin İstanbul'da kahvehanelerde servis edilmeye başlandığı tarih olan 16. yüzyıla kadar uzanır. Kahve hazırlamada kullanılan geleneksel yöntemler, sanatsal değeri olan, cezve, fincan, havanlar gibi özel araçların ve gümüş takımlarının gelişimini sağlamış; Türk toplumunun her kesimden bireyleri arasında güçlü bir sosyal etkileşim oluşturmuştur. Edebiyat üzerinde dahi önemli etkisi olan Türk kahvesi sebebiyle, sayısız şiir ve şarkı yazılmıştır. Peki asırlık lezzet Türk kahvesinin yapılışı nasıldır? Türk kahvesi çeşitleri nelerdir? Kırk yıllık hatırın sembolü Türk kahvesi hakkında bilgileri derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Genellikle yemekten sonra içtiğimiz kahve, Kırım Tatar adetlerine göre yemekten önce içiliyor. Tostakay denilen fincandan büyük, kupadan küçük olan bardaklarda tüketilen bu kahve, Türk kahvesinin üzerine iki tatlı kaşığı kaymak koyularak yapılıyor. İçimi Türk kahvesine oranla daha yumuşak olan Tatar kahvesi, kıtlama usulüyle veya doğrudan içine şeker koyularak da içilebiliyor. Tatar kahvesinin antioksidan özelliğinin olması cildin yaşlanmasını geciktirir, cildi ve bütün vücudu serbest radikallerin neden olduğu hastalıklardan korur. Ağrı kesicilerin etkisini arttırıcı özelliği vardır, bazı uzmanlar ağrı kesicilerin etkisini %30 oranından arttırdığını söylemekteler.
Süvari kahvesi ya da bir diğer adıyla Tarz-ı Hususi (Tarsusi), sunum tarzıyla dikkati çeken değişik bir Türk kahvesidir. Ege'de Süvari Kahvesi, Akdeniz'de de Tarz-ı Hususi yani kısaca Tarsusi olarak bilinir.
Süvari kahvesinin pişirilmesi diğer bildiğimiz klasik Türk kahvesinden farklı değildir. Kahvenin özelliği, kahvenin klasik porselen kahve fincanı yerine ince belli çay bardağında servis edilmesidir. Ayrıca, Süvari'de normal Türk kahvesine kıyasla çok daha az köpük olur. Genellikle sade ve şekersiz olarak hazırlanır. Osmanlı zamanında böyle bir sunum olduğu ve bu sunuma ''Tarz-ı hususi'' adını verdikleri söylenir.
Türkiye'de olduğu gibi kahve sevdası Hatay'da da yaygındır. Antakya'da özellikle çifte kavrulmuş koyu kahve içilir. Antakyalılar özellikle misafir geldiğinde koyu Antakya kahvesi ikram edilir. Kahve ikramında genelde tatlı bir veya birkaç ürün ikram edilir. İkram olarak bitter çikolata, lokum, hurma veya minik kurabiye ikram edilir. Özel misafirlere de kahvenin yanında ceviz reçeli sunulur.
İki kez kavrulmuş kahve çekirdeği kullanılarak hazırlanan Hatay kahvesi, bizim bildiğimiz kahvelere oranla hem koku hem aroma olarak çok daha sert. Yanında kendi gibi çifte kavrulmuş bir lokumla sunulduğunda ise tadına doyum olmuyor.
Manisa'da Osmanlı döneminde gelinlik kızların evlenmek istedikleri erkeklere yaptıkları özel 'cilveli kahve' günümüzde de ilgi görüyor. Osmanlı döneminde kız istemeye gidildiğinde kızların gönlü varsa bu kahveden yapıyorlarmış. Eğer cilveli kahve yapılırsa babalar kızlarına sormadan veriyorlarmış. Ama normal kahve verilirse kızın istemediği anlamına geliyormuş. Kahvenin cilvesi buradan geliyor.
Cilveli kahve, klasik Türk kahvesi gibi hazırlanıp fincana konduktan sonra bambaşka bir hale bürünüyor. Fincana dökülen bol köpüklü Türk kahvesinin üzerine çifte kavrulmuş, öğütülmüş badem ve iki çeşit baharattan oluşan karışım dökülüyor. Kahvenin yanında bir kaşık veriliyor. Kahve içilmeden önce bademler yeniyor. Ardından kahve içiliyor. Köpükle badem ezmesinin karışımı özel bir tat oluşturuyor. Dövülmüş bademin kahvenin dibine çökmemesi için mutlaka çifte kavrulmuş olması gerekiyor.
Kül kahvesi, klasik usulde Türk kahvesi hazırlarken kullanılan bakır cezvenin, mangalda veya köz üzerinde ısıtılması ile elde edilen kahvedir. Geçmişte bakır cezvenin içinde mangalda yapılan kül kahvesi, ne yazık ki artık yapımı zorlu olduğu için tercih edilmiyor. Ama neyse ki teknoloji bazı değerlerimizi korumaya niyetli. Kül kahvesi makinesi ya da kumda kahve makinesi olarak bilinen makineler sayesinde bu kahveyi aslına çok benzer bir şekilde yapabilirsiniz.