Yapay zeka alanında hangi noktadayız?
Yapay zeka, son yıllarda baş döndürücü bir hızla gelişirken, kamuoyu "endişeliler" ve "umutlular" olarak ikiye ayrılıyor. Peki, yapay zeka bize nasıl bir gelecek sunacak? Dünya, bu teknolojileri nasıl kullanıyor? Türkiye, yapay zeka alanında hangi noktada? Akademisyenler, profesyoneller ve girişimcilerin dilinden, yapay zeka ve gelecekte bizi bekleyenler...
Giriş Tarihi: 08.01.2019
10:19
Güncelleme Tarihi: 08.01.2019
10:29
İngiliz matematikçi Alan Turing'in 'Makineler düşünebilir mi?' sorusunu ilk kez ortaya atmasının üzerinden 59 yıl geçti. Bugün bilgisayarlar, satranç şampiyonunu yenebiliyor, bilgi yarışmalarına katılabiliyor, hatta hızlıca ilerleyip kapıları bile açabiliyorlar.
Uzmanlara göre, yapay zekadaki bu hızlı gelişimin en önemli nedeni, günümüzde eskisinden çok daha fazla veri bulunması. ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Şeyda Ertekin, yapay zekayı şöyle tanımlıyor:
"Yapay zeka insana özgü hareketlerin ve davranışların, yazılımlar ve de algoritmalar tarafından, çevreden de öğrenerek, çevredeki veriyi kullanarak, çevreden de tecrübe edinerek ve çevreye adapte olarak taklit edilmesidir."
Yapay zeka denilince pek çok insanın gözünde filmlerden de aşina olduğumuz robotlar canlanıyor. Ancak, onlar gündelik hayatımızın bir parçası haline gelmiş durumda. Dr. Şeyda Ertekin, "Her arama motorunu kullandığımızda ya da akıllı telefonlardaki sanal asistanları kullandığımızda yapay zekadan faydalanıyoruz." diyor. Ertekin, yapay zekanın sağlık alanındaki kullanımına değinirken, "Medikal görüntülerden hastalık tanısı koymada yapay zeka algoritmalarının çok iyi çalışmakta olduğuna" dikkati çekiyor.
ÜLKELERİN 'MİLLİ YAPAY ZEKA' STRATEJİLERİ
Yapay zeka, ülkeler arasında da ciddi bir rekabet alanı oluşturdu. ABD ve Çin, bu alana en çok yatırım yapan ülkelerin başında geliyor. Çin, 2030 yılına kadar dünyanın en büyük yapay zeka gücü olmayı hedeflediğini duyurdu. Bunun yanı sıra, Kanada başta olmak üzere çok sayıda ülke "milli yapay zeka stratejileri" açıkladı. Dr. Şeyda Ertekin, bu stratejilerin içeriğini şöyle özetliyor:
"Tüm bu stratejiler aslında birkaç konu üzerinde odaklanıyor. Bunlardan en önemlisi yapay zeka çalışmalarına ayrılan fonlar. Bu fonların artırılması. Ondan sonra, önemli olan bu yapay zeka teknolojilerini geliştirecek kişiler, insanlar. Bunların eğitilmesi, geliştirilmesi, ve üniversite-sanayi işbirlikleri, ülkeler arası işbirlikleri gibi konulara odaklanıcı stratejiler geliştiriliyor."
Uzmanlar, Türkiye'de endüstride, kamuda ve girişimcilik alanında yapay zeka konusunda önemli bir farkındalık olduğunu belirtiyor. Ancak, bir 'yapay zeka stratejisi'nin gerekliliğinin de altı çiziliyor. Profesyonelleri, akademisyenleri ve girişimcileri bir araya getiren gönüllülerden oluşan "Deep Learning Türkiye" bu gerekliliği gündeme getiren gruplardan biri. Grubun sözcülerinden Yasemin Ergin Yaşaroğlu, "Türkiye'deki bütün bu çalışmaların bir araya gelmesi ve bunların daha fazla fayda sağlayabilmesi, güzel bir şekilde ilerleyebilmesi için ülke olarak bir yapay zeka stratejisine ihtiyacımız var." diyor.