Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde STK'lar ve kanaat önderleriyle bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şu şekilde;
"KANTONLARI BÖLGEMİZ İÇİN DÜŞÜNÜLEN PLANIN PARÇASIDIR"
"İçinde bulunduğumuz kadim coğrafya gerçekten de sancılı, çalkantılı ve meşakkatli bir dönemden geçiyor. Kartların yeniden karıldığı, haritaların yeniden masaya konulduğu bir sürecin içindeyiz. Geçtiğimiz asırda olduğu gibi bu dönemin parolası da 'böl, parçala, yönet hatta yut.' Küresel sömürge odaklarının yıllardır elde ettikleri veya el attıkları her yerde başarıyla uyguladıkları bu taktik, bir kez daha bölgemizde tedavüle sokulmuştur."
"EN BÜYÜK ENGEL HİÇ ŞÜPHESİZ TÜRKİYE'DİR"
"Bölgemize yönelik bu kanlı senaryonun önündeki en büyük engel hiç şüphesiz Türkiye'dir. Bu oyunun başarılı olabilmesi ancak Türkiye'nin zayıflamasına, tökezlemesine ve düşmesine bağlıdır. Çünkü güçlü Türkiye, 'Bölgesel huzur ve istikrarın güvencesi' demektir. Dış politikada etkin Türkiye, 'Kurulan tezgahları, sahiplerinin başına geçiren ülke' demektir."
"TARİH İBRET ALANLAR İÇİN TEKERRÜR ETMEZ"
Gezi olayları, 17/25 Aralık yargı-emniyet darbesi, bölücü örgütün çukur eylemleri ve son olarak 15 Temmuz hain kalkışmasının, Türkiye'nin önünü kesme planının farklı kesimler eliyle yürütülen safhalarından ibaret olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Tarih ibret alanlar için tekerrür etmez. Bunun için tüm imkanlarımızla geçmişteki hataların tekrarlanmaması için çalışıyoruz. Bölgemizdeki kanlı senaryonun önündeki en büyük engel Türkiye. Güçlü Türkiye bölgesel huzur ve güvenin istikrarı demektir. Kendi ayakları üzerinde duran Türkiye tüm kardeşleri için de aydınlık geleceğin müjdecisidir. Biz ülkemize çizilen sınırlara eyvallah demediğimiz, üzerimize giydirilen deli gömleğini yırttığımız için hedefiz. Son olarak 15 Temmuz hain kalkışması Türkiye'nin önünü kesmek için yürütülen bir safhadır. 15 Temmuz'un failleri ile ilgili mahkeme kararını dün açıkladı. Bu dünya etme bulma dünyasıdır. Bunlar samimi değil. Bu ülkeyi parçalamak için bu adımları attılar. Mücadelemizi de sonuna kadar devam ettireceğiz. Her türlü adımı atacağız. Diğer saldırıları nasıl boşa çıkarttıysak bu oyunları da bozacağız."
"REFERANDUM DENİLEN OLAY BİR SEBEPTİR, NETİCE DEĞİL, NETİCE BUNDAN SONRASI"
"Bugün sizlerle çok açık konuşacağım; (IKBY'deki gayrimeşru referandum) Birileri çocukluk düşlerini gerçekleştirecek diye tüm bölgemizin ve ülkemizin güvenliğinin tehlikeye atılmasına biz müsaade edemeyiz. '16 yaşında benim hayallerim vardı, işte şimdi o hayallerimi gerçekleştirdim, bundan sonrası beni çok da ilgilendirmiyor.' havasına girmek kuru hayaldi.
Referandum denilen olay bir sebeptir ama netice değildir. Netice bundan sonrasıdır. Burada iş bitmemiştir, sadece başlamıştır. Bir tarafında İran, kuzeyinde Türkiye, güneyinde Irak yönetimi, batısında Suriye. Ne yapacaksın, nereye gideceksin, nasıl çıkacaksın? Buyurun şimdi bütün hava sahaları da kapatılacak, uçuşlar zaten yasaklandı. Kim gelecek, nasıl gideceksin? Yakında sınırlar da kapatılacak. Nasıl girişini çıkışını yapacaksın?"
"HAVA SAHALARI DA SINIRLAR DA KAPATILACAK"
"Buyurun şimdi hava sahaları da kapatılacak. Kim gelecek nasıl gelecek. Yakında sınırlarda kapatılacak. Nasıl giriş çıkış yapacaksın? Bir devleti yöneten böyle bir şey düşünebilir mi? Duygusal olarak kendini tatmin etmek için böyle bir adım atılır mı? Memurunun maaşını ödeyemiyordun bize geldin. Malesef ciddi bir faturayı orada yaşayan herkese kesti. Çok enteresan bir dostum söyledi... "Bir arabaya bindik dedi. Referandumda oyunu kime verdiğini sormuş. Peki sıkıntı olursa ne yapacaksın dediğimde.. Çoluğu çocuğu alıp Türkiye'ye gideceğim dedi" diyor."
"ARKANDA SADECE İSRAİL VAR!"
"Sana bu aklı kim veriyor? Sadece arkanda İsrail var. Sağ tarafına Fransa'nın eski Dışışleri Bakanı'nı almışsın, sol tarafına da bir başka Yahudiyi almışsın ve onlarla beraber masa üstünde çalışma yapıyorsun. Onlar sana dost değil, dost değil. Onlar bugün senin yanında olur, yarın yok olurlar. Sen bize bakacaksın."
"BU, IRAK'IN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNE BİR DEFA BİR İHANETTİR"
"Türkiye'nin Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin referandum kararına karşı koyduğu tepkinin ne Kürtlerle ne Kürtlükle bir ilgisi yoktur. Bizim tepkimiz, Irak'ın birliğe, beraberliğe ihtiyacı olduğu bir dönemde hiçbir gereği ve zorunluluğu yokken üstelik de ülkemize danışılmadan böyle bir teşebbüste bulunulmuş olmasıdır. Bu, Irak'ın toprak bütünlüğüne bir defa bir ihanettir."
"GELECEĞİMİZE KASTEDEN HİÇBİR ÖRGÜTÜ BU TOPRAKLARDA YAŞATMAYACAĞIZ!"
"Bizim için PKK neyse FETÖ odur. Bizim için DEAŞ neyse DHKP-C ve benzeri örgütler de aynıdır. Ülkemize ve milletimize zarar veren, geleceğimize kasteden hiçbir örgütü bu topraklarda yaşatmayacağız. Terör örgütlerine doğrudan ve dolaylı destek veren hiç kimse bu ülkenin ekmeğini yemeyi, suyunu içmeyi, imkanlarından faydalanmayı hak etmiyor demektir. "