Yeryüzünün en eski kıta topraklarından biri olan Afrika, insanları, kültürleri, yaşam biçimleri ve doğal zenginlikleri ile tarih boyunca ilgi odağı oldu. Coğrafi keşifler sonrası emperyalist Avrupalı ülkelerin sömürüsü altında yüzyıllarca yaşayan Afrika, bugün yine küresel güçlerin hedefinde.
ÇİN'İN HAMMADDE VE PAZARI: AFRİKA
Dünya ekonomisinin etkin küresel güçlerinden biri olan Çin, Afrika'daki yatırım ve nüfuzunu artırmaya yönelik adımlarını sürdürüyor. Son yıllarda yatırımda benimsediği "dışa açılım politikasını" Afrika kıtasında etkin bir şekilde hayata geçiriyor.
Temmuz ayında Çinli askerlerin, ülkenin yurt dışındaki ilk askeri üssüne ev sahipliği yapan Doğu Afrika ülkesi Cibuti'ye doğru yola çıktıkları bildirilmiş; geçtiğimiz yıl ise, Çin'in Afrika'daki yatırım stokunun 100 milyar doları aştığı belirtilmişti.
Çin, ucuz işgücü, hammadde bolluğu, hali hazırda ortaya çıkarılmamış ve işletilememiş kaynakların çokluğu ve büyük bir pazara sahip olması dolayısıyla, Afrika'daki yatırımlarını artırıyor.
ABD'NİN AFRİKA İÇİN 11 EYLÜL SENARYOSU
Ortadoğu'da tüm dengeleri on yıllardır alt üst ettikten sonra, bölgeden sistemli bir şekilde çekilen ABD, gözünü uranyum ve kobalt zengini Afrika'ya çevirdi. Afrika'da 6 bin faal askeri bulunan ABD'nin 11 Eylül benzeri bir savaş senaryosuyla bölgeye müdahale etmesi bekleniyor.
The Intercept sitesinde yer alan habere göre, Pentagon'da eğitim amaçlı gerçekleştirilen savaş oyununun senaryosunda, askerlere 2023 yılında New York'a gerçekleştirilen bir terör saldırısı gösterildiği belirtildi.
23 Mayıs 2023 tarihinde gerçekleştiği düşünülen saldırıda senaryoya göre 453 kişi ölüyor ve 618 kişi yaralanıyor. Oyunun senaryosunu istihbarati bir bilginin tahmini olarak değerlendirmeyen uzmanlar, ABD'nin Afrika'ya yönelik işgalinin makul tasvirini yansıtmayı amaçladığını düşünüyor.
BÖLGE URANYUM VE KOBALT ZENGİNİ
Afrika'da 53 ülkede 6 bin faal askeri bulunan ABD, özellikle Çin'in bölgeye askeri üs kurmasıyla dikkatlerini Afrika'ya çevirmiş durumda.
Bölgenin uranyum ve kobalt zengini olmasıyla da beraber ABD'nin, Afrika için "makul işgal planlarına" hazırlandığı ifade edildi.
Üst düzey asker ve komutanlarına "savaş oyunu" oynatan Pentagon'un Ortadoğu'dan aşamalı olarak çekilmesi ABD'nin yeni hedefinin Afrika olduğu şeklinde yorumlandı.
SİNSİ PLÂNDA ADIM ADIM
Geçtiğimiz Ekim ayı içerisinde, dört ABD askerinin Nijer'de pusuya düşürülerek öldürülmesi ülke içerisinde gündemi meşgul etmeye devam ediyor. ABD basınına göre Trump yönetimi, Kuzey ve Batı Afrika'da bulunan terör gruplarına karşı daha saldırgan adımlar atmaya hazırlanıyor.
ABD'li dört askerin Nijer'de pusuya düşürülerek öldürülmesinin ardından konuyla alakalı ayrıntılar ortaya çıkıyor. NBC News'e konuşan üç ABD'li yetkili, saldırı sonrasında ABD'nin Nijer hükümetine silahlı uçakların uçuşuna izin verilmesi yönünde baskı uygulamaya başladığını belirtti.
ABD'li yetkililere göre bölgedeki hükümetlerin zayıf olması, el Kaide ve DEAŞ gibi örgütlerin verimli alan bulmasına neden oluyor. Aynı zamanda pusuya düşürülen ABD'li askerlerin terör örgütü DEAŞ'ın Nijer kolunun operasyonu olduğu belirtiliyor.
"TERÖRLE MÜCADELE" KILIFIYLA ALAN GENİŞLETECEK
Pentagon'un Nijer üzerindeki SİHA'larını genişletme hareketi Amerika'nın terörle mücadele operasyonlarında önemli bir artışa ve dolayısıyla hareket alanının genişlemesine neden olacak. Pakistan, Afganistan, Yemen, Irak ve Suriye'ye odaklanan ABD, Nijer'deki pusu olayından sonra operasyonlarını Libya, Nijer ve Somali'ye çevirecek.
Bush yönetiminin eski terörle mücadele danışmanı Juan Zarate NBC News'e verdiği röportajda, "ABD teröre karşı savaşta ölümcül güç kullanımını yaygınlaştıracak" aynı zamanda bu operasyonlar, "Terörle savaşın göç ettiğini de gösteriyor" ifadelerine yer verdi.
NİJER'DEKİ KARANLIK PUSU
Nijer'de ABD askerlerine yönelik pusunun nasıl gerçekleştiği ise hala aydınlatılamadı. Bölgede faaliyet gösteren terör örgütüne yönelik ABD-Fransız ortak istihbarat toplama biriminin Nijer kuvvetleriyle birlikte operasyon düzenlediği ve operasyon içerisinde, ABD Reaper İHA'sının kullanıldığı belirtiliyor.
Ancak yetkililere göre saldırıyı püskürtmek için ikinci bir ekibin neden gönderilmediği aydınlatılmış değil.
ABD'NİN NİJER'DEKİ VARLIĞI
ABD 2013 Şubat ayında Obama yönetiminde ilk defa 100 ABD askerini Nijer'e göndermişti. Ardından, ABD askeri varlığının arttırılacağı ifade edilmişti. ABD'nin şu an Nijer'de 1000 askeri bulunuyor.
Aynı zamanda Obama döneminde Nijer'de bir drone üssü kurulması noktasında anlaşma imzalanmıştı. Drone üssünün yapımı ise hala devam ediyor.
İTALYA IRAK'TAKİ ASKERLERİNİ NİJER'E AKTARACAK
Nijer'de ABD kanadında bunlar olurken, Avrupa'dan da dikkat çekici adımlar geliyor. İtalya Başbakanı Paolo Gentiloni, Irak'ta bulunan İtalyan askerlerini Nijer'e göndermeyi planladıkları doğrultusunda açıklamalarda bulundu. "İnsan kaçakçılığı" ve "terörle mücadele" için Irak'taki İtalyan askerlerinin Nijer'e gönderilmesi yönünde parlamentoya öneride bulunduğunu söyledi.
Irak'ta bin 400 İtalyan askerinin bulunduğunu belirten Gentiloni, askerlerin Batı Afrika'nın Sahel bölgesine konuşlandırılacağını söyledi. Gentilon, "Dikkatimizi ve enerjimizi Sahel'deki insan ticareti tehdidine ve terörizm üzerine yoğunlaştırmalıyız" dedi. Nijer'e kaç askerin gönderileceği ise, henüz bilinmiyor.
FRANSA VE KÖRFEZ ÜLKELERİNDEN AFRİKA HAMLELERİ
Batı Afrika'da devam eden terör olaylarına ilişkin Ekim ayında Mali, Moritanya, Nijer, Burkina Faso ve Çad orduları Batı Afrika'da ortak ordu kurmuş ve Fransa lideri Macron'dan destek almışlardı.
Geçtiğimiz günlerde düzenlenen Paris zirvesinde Alman ve İtalyan liderlerinin yanı sıra, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri de üst düzey katılım göstermişti. Suudi Arabistan Sahel operasyonuna 100 milyon dolar yardım yapacağını açıklamış, BAE ise askeri okul açacağını ilân etmişti.
DEAŞ AFRİKA'YA MI YERLEŞİYOR?
ABD Savunma Bakanı Jim Mattis ile Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Nijer'deki ABD askerlerinin öldürülmesi sonrası önemli açıklamalarda bulunmuşlardı. Yaptıkları açıklamada, DEAŞ'ın Irak ve Suriye'de zemin kaybetmesiyle beraber ABD'nin terörle mücadele operasyonlarının Afrika'ya kayabileceğinin sinyalini vermişlerdi.
Dışişleri Bakanı Tillerson, "Temmuz ayındaki kapalı bir DEAŞ ile mücadele oturumunda sizlere ABD'nin Çad Gölü havzasında Fransa dâhil ortaklarımızı desteklemek için yeterli askeri varlığının olmadığını anlatmıştık. DEAŞ'ın Irak ve Suriye'deki sözde halifeliğinin yıkılması yeni ülkelere sızıp yeni sığınak arayacakları anlamına geliyor" şeklinde konuşmuştu.
Savunma Bakanı Jim Mattis ise, şu anda Amerikan askerlerinin Afrika'da, daha çok danışma nitelikli roller üstlendiğini söyledi. Mattis, eğer El Kaide ve DEAŞ ile bağlantılı örgüt Boko Haram ile mücadele için birlik göndermek söz konusu olursa, Başkan Trump'ın bunu yapabileceğini belirtmişti.
DEAŞ'ın, Suriye ve Irak'taki militanlarına, Libya ve Sahel bölgesi başta olmak üzere, Kuzey Afrika'ya gitmeleri emrini verdiği; DEAŞ'a katıldıkları tahmin edilen 30 bin yabancı savaşçıdan 6 bininin Afrika kıtasına döneceği yönünde çeşitli iddialar bulunuyor.