Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bazı köşe yazarları arasında yaşanan ve “AK Parti’de İslamcı olanlar atılıyor, İslamcı olmayanlar getiriliyor” tartışmalarına da son noktayı koydu. Erdoğan, “Biz tekkeye mürid aramıyoruz ki. Siyasi parti için esas olan, dürüst, ilkeli, vatanını miletini seven, parti ilkelerine uyacak insan aramaktır. Bazıları işi tamamen şirazesinden çıkardı. Kimse uluhiyet davasına girmesin” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hindistan ziyareti dönüşünde uçakta soruları cevapladı:
- ABD’li askerlerin bölücü örgüt mensuplarıyla fotoğrafları çıktı. Rusların da Afrin’de benzer adımları attığı yönünde iddialar oldu.
Ben, 16 Mayıs’ta ABD’ye yapacağım ziyareti önemsiyorum. Yapılanları, Obama döneminin bir kalıntısı, o dönemdeki komuta heyetinin aynı şeyleri devam ettirmesi olarak görüyorum. Ziyaretimizde tüm bunları Başkan Donald Trump ile görüşeceğiz, resimleriyle aktaracağız. Bu şekilde devam edecek olursa Amerika ile uzlaşma içinde olmamız mümkün değil. ABD’nin bizim düşmanımız olan terör örgütleriyle birlikte hareket etmesini tabii ki doğru bulmuyoruz. Öncesinde, daha fazla bir yorum yapmamayı tercih ediyorum. Tacizde bulunanlar olursa, gereği neyse yaparız. Nitekim Afrin tarafından da bizim topraklarımıza son dönemde yapılan saldırılar oldu. Biz angajman kurallarını işlettik.
PAZARA KADAR DEĞİL
- AK Parti’yi destekleyen yazarlar arasında bir tartışma var...
Bahsettikleriniz arasında, kurucusu olduğum partiyi geçmişte desteklemiş olanlar bulunabilir. Ama onların bu desteklerini daha sonra da aynen sürdürdüklerini düşünmüyorum. Daha sonra ibreleri değişti. Yol arkadaşıysan, gönül arkadaşıysan, pazara kadar değil mezara kadar gidilir. Bunların bir kısmı pazara kadar geldiler, sonra trenden indiler. Hele hele son dönemde, çok çirkin, kabul edemeyeceğimiz yaklaşımlara şahit olduk. Bu bir defa yolda, çizgide istikrarsızlıktır. Sırat-ı müstakim’den sapmadır. “İslamcı olanlar atılıyor, İslamcı olmayanlar getiriliyor” deniliyor. Bir siyasi partinin çalışmalarında, İslamcı olmak ya da olmamak şeklinde bir ayrım yapmak zaten yanlış. Biz tekkeye mürid aramıyoruz ki. Siyasi parti için esas olan, dürüst, ilkeli, vatanını miletini seven, parti ilkelerine uyacak insan aramaktır. Yapılması gereken budur.
KİMSENİN HAKKI YOK
Ama bazıları işi tamamen şirazesinden çıkardı. İşi, kendi doğrularını benimseyen, kendilerinin belirledikleri çerçevede kalan insanları ‘doğru’, onun dışındaki insanları da ‘yanlış’ addetme noktasına getirdiler. Oysa hiç kimsenin böyle bir hakkı yok. Onların da böyle bir hakları, yetkileri yok, benim de yok. Kaldı ki ebedi alemin ölçüsü hiçbirimizin elinde değil. Kimse bunu teraziye çıkarmasın. Hele hele çok ağır olacak ama uluhiyet davasına da kimse girmesin...
AB “EVET”Çİ KESİLDİ
- Son günlerde Avrupa ve NATO’dan önemli ve olumlu mesajlar geldi...
AB ülkelerini şimdi adeta Evet’çi kesildiler. Yapılması gereken şey belli. Fasılları hemen masaya yatırıp, Türkiye’nin önünü açmaları lazım. Hala bekletmeyi, kapıları kapatmayı tercih ederlerse, bizde başımızın çaresine bakarız. İngiltere’den nasıl bir Brexit çıktıysa bizim de olabilir.
Hindistan’da Türkiye rüzgarı
Hint basını, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yeni Delhi ziyaretine geniş yer ayırdı. Indian Express gazetesinden Raja Mohan, Asya’nın iki kadim medeniyeti arasında birçok bağ bulunduğuna dikkati çekerek “Erdoğan ve (Hindistan Başbakanı Narendra) Modi arasındaki diyalog, daha üretken işbirliği için ilk adımdır” yorumunu yaptı. The Times of India gazetesi, yayınladığı editör yorumunda “İki ülke halkları arasındaki iletişimi ve ekonomik ilişkileri geliştirmek, Hindistan ve Türkiye arasında gelecekte kurulacak stratejik iş birliğinin temelini oluşturacaktır” ifadesi kullanıldı. Prof. Dr. Gulshan Sachdeva, Hindistan Times’da makalede, referandum sonuçlarının ardından ilk resmi yurtdışı ziyaretini Yeni Delhi’ye yapan Erdoğan’ın ziyaretinin sadece Hindistan değil, diğer devletler tarafından da ilgiyle takip edildiğini ifade etti.
GÜNEYDOĞU ASLINA RÜCU EDİYOR
- Referandumda Kürt kökenli vatandaşların yoğun olduğu bölgelerde “evet” oranı beklenenden yüksek çıktı...
Beklenenden fazla çıkmadı. Aslında Doğu’da Güneydoğu’da biz daha fazla bekliyorduk. Ama güzel bir netice çıktı. Güneydoğu’daki Kürt kardeşlerimiz son 10 yılı terör örgütü PKK’nın çok ciddi zulmü altında geçirdiler. Hep silahla tehditle oy kullanmak durumunda kaldılar. Güneydoğu artık giderek güzelleşiyor. Oraları terk etmek zorunda kalan kardeşlerimizin inşa edilen güzel evlere geri dönüşleriyle hayat normale dönecek. Güneydoğu aslına rücu ediyor.
OHAL TERÖRLE MÜCADELE İÇİN GEREKLİ
- Avrupa, Türkiye’nin OHAL’i uzatmasından endişe duyduğunu söylüyor...
Fransa, birkaç terör hadisesi oldu diye OHAL ilan etti. Bizde ise terör yapılanmaları, devleti yıkmaya teşebbüs ettiler. Fransa’nın OHAL’ini görmeyen Batı, bizim huzur içinde sürdürdüğümüz süreci eleştirmeye kalkıyor. OHAL olmasa, PKK ile bu kadar rahat mücadele edemeyiz. FETÖ ile de mücadele edemeyiz. Terörle mücadele bizim olmazsa olmazımızdır. Birilerini memnun etme adına bu mücadeleden vazgeçemeyiz. Geri adım atmak yok.
İHVAN’I TERÖRİST GÖRMÜYORUM
- Hamas’ın Siyasi Vizyon Belgesi’ni nasıl buldunuz?
Ben bu konuda netim. Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nı (İHVAN) terör örgütü olarak kabul etmiyorum. Ellerinde silah yok bunların. 1967 sınırları içinde bir Filistin devletinin kurulmasının, ulusal uzlaşı formülünün temeli olacağını belirtiyorlar. Filistin Kurtuluş Örgütü’nün Hamas dahil Filistinli tüm kesimleri kapsayacak biçimde inşa edilmesi gerektiğine değiniyorlar. Altını çizdikleri bir diğer konu da, çekişmelerinin Yahudilik ve Yahudilerle değil, Siyonizmle olduğu. Mültecilerin geri dönüşünü temel bir hak olarak görmeleri de önemli bir husus.
STAR