Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn liderlerinin, krizden etkilenen ailelerin durumlarının gözetilmesi yönündeki talimatlarını, "hayata geçirilmesi için gerekli mekanizmadan yoksun bir manevra" olarak nitelendirdi
Katar hükümetine bağlı Ulusal İnsan Hakları Komitesi, söz konusu 3 ülkenin liderlerinin, Katar ile yaşanan krizden etkilenen ailelerin insani durumlarının gözetilmesi konusundaki talimatlarını yaptığı yazılı açıklamayla değerlendirdi.
"Katar’a yönelik keyfi uygulama, yasak ve ablukanın yol açtığı insan hakları ihlallerinin ardından atılan bu adımın kamuoyunda imaj tazeleme çabası olmasından endişe ediyoruz. Bu adım, uluslararası suçlar kapsamına giren insan hakları ihlallerini örtbas etmek için yapılmış ve hayata geçirilmesi için gerekli mekanizmadan yoksun bir manevradır." ifadelerinin kullanıldığı açıklamada, söz konusu talimatların hukuksal ve yasal sorunların çözümünü gözardı ettiği kaydedildi.
"Katar’a yönelik abluka kapsamındaki keyfi uygulamalar, seyahat, oturum, özel mülkiyet, ifade özgürlüğü, dini ritüellerin uygulanması, çalışma, eğitim ve sağlık alanlarında ihlallere yol açtı. Katar’a destek verenlere yönelik cezalar ise basın ve ifade özgürlüğüne darbe niteliğindedir." ifadelerine yer verilen açıklamada, diplomatik boykot uygulayan ülkelere, uluslararası örften ve insan hakları alanında imzaladıkları sözleşmelerden doğan yükümlülüklerini yerine getirme çağrısı yapıldı.
Suudi Arabistan, BAE ve Bahreynli liderler, Katar’la yaşanan krizden etkilenen ailelerin insani durumlarının gözetilmesi talimatı vermişti. Bu üç ülkenin "vatandaşlarından 14 gün içinde Katar’ı terk etmelerini, ülkelerindeki Katarlıların da aynı şekilde topraklarından çıkmaları talebi", aile hayatıyla ilgili hakları ihlal ettiği yönünde yasal çerçevede eleştirilerin hedefi olmuştu.
Katar Ulusal İnsan Hakları Komisyonunun verdiği rakamlara göre Katar’ın başkenti Doha’da 11 bin 378 Suudi Arabistan, Bahreyn ve BAE vatandaşının yaşadığı, Körfez ülkelerinde de binlerce Katarlının bulunduğu belirtiliyor. Komisyon, krizin binlerce kişinin seyahat, çalışma ve mülk haklarını ihlal edeceğini açıklamıştı.