Hece Öykü dergisinin Şubat 2018 sayısında Kemal Gündüzalp'in kaleme aldığı 2017 yılında Yayınlanan Öykü Kitapları başlıklı yazısı edebiyat çevrelerinde ve sosyal medyada tepkiyle karşılandı. Bir edebiyat dergisinde ilk kitaplara ilişkin kaleme alınmış bir yazıda bu kadar rahatsızlık uyandıran şey, yazıda konu edilen kitaplardan birinin Selahattin Demirtaş'a ait oluşu ve Demirtaş'la ilgili övgü dolu cümlelerdi.
Dergide geçen yıl ilk öykü kitabı yayınlanan yazarlarla ilgili değerlendirmelerde bulunan Kemal Gündüzalp, "Kısa bir ayraç da Selahattin Demirtaş'ın yayımlanan ilk öykü kitabı Seher için açmalı" diyerek başladığı bölümde terör yandaşı Demirtaş'a övgüler sıraladı.
Kemal Gündüzalp'in sözde edebi bir eleştiri kaleme alır gibi görünse de PKK'nın siyasi sözcüsü konumundaki bir tutukluya güzelleme yapmasına sosyal medyadan tepki yağdı.
Star'ın haberine göre, Hece gibi politik konulara serin duran, taraf olmamaya çalışan bir dergide PKK yandaşı söylem ve eylemlerle terör soruşturması kapsamında tutuklanan bir siyasi liderin 'cezaevinde ortaya çıkan gizli bir yetenek' olarak tanımlanması ve hakkında övgü dolu cümleler kurulması milli meselelerde garip bir suskunluk içindeki edebi kamunun komplekslere yenilip nerelere savrulabileceğinin acı bir örneği. Kaldı ki bir PKK'lıya 'edep' kökünden gelen sanatta başlık açmak akıl tutulmasından başka bir şey değil.
Şair Mustafa Özçelik, yaptığı sosyal medya paylaşımında "Hece öyküde Demirtaş'a güzelleme yapılıyor. Afrin'de askerlerimiz teröristlerle mücadele ediyor. Kimin eli kimin cebinde, kim kiminle iş tutuyor anlaşılır gibi değil. Kınıyorum" diyerek tepki gösterdi. Hakan Arslanbenzer ise "Hece dergisi Selahattin Demirtaş hikayesini adalet gereği değerlendiriyor olsaydı hiç üşenmez Ankara'ya gider kendilerini tebrik ederdim. Oysa Kemal Gündüzalp Demirtaş adını iktidar düşmanlığından ileri sürüyor. Bu değersiz bir tavır" şeklinde bir tweetle bu yakışıksız yazıyı eleştirdi. Mehmet Miyasoğlu "Sadece terörist bu yahu, ne oluyor dergimize" sözleriyle rahatsızlığını ifade etti.
Şair ve yazar Recep Garip de bu yayını şiddetle ve esefle kınadığını ifade ederek milli meselelerde edebi kamunun sorumluluklarına dikkat çekti: "Büyük cihan devleti Türkiye'mizin temel dinamiklerine, inanç, kültür ve medeniyet anlayışına dinamit koyanlara karşı edebiyatımız; firavunların, nemrutların ve siyonistlerin hizmetine verilemez. Bu hususta kim, neyi, nasıl ifade eder yaparsa yapsın asil Türk milletinin üslubuna, hassasiyetine iman ve ihlâsına aykırı olan ne varsa, teröristlerin vasıflarından ari olan edebiyatımız onlara muhaliftir. Buna riayet etmeyen bir edebiyat anlayışının kabulü mümkün değildir."