ABD Başkanı Donald Trump'ın duyurduğu saldırıda ilk etapta Şam'daki Cumhuriyet Muhafızları, Dumeyr Havaalanı, Şam Uluslararası Havalimanı çevresi, Cemeyre Bilimsel Araştırmalar Merkezi, Kasyun Dağı'ndaki hava savunma sistemleri, Kisve ve Kalamun bölgelerindeki askeri noktalar vuruldu.
HİZBULLAH VE İRAN MİLİSLERİ DE VURULDU
ABD, İngiliz ve Fransız güçleri ayrıca rejimin kontrolünde bulunan Hama ilinde havaalanı, Humus ilinin Kuseyr bölgesinde Hizbullah güçleri, Dera'da 89. Tugay olarak bilinen İran güçleri ve bazı askeri noktalar, Suveyda ilinde Halhala Havaalanı ve Dera ilinin İzra bölgesindeki hedeflere saldırı gerçekleştirdi.
İŞTE BELİRTİLEN HEDEFLER:
- Cumhuriyet Muhafız Tugayı 105 - Şam
- Hava savunma üssü - Jabal Qaseen Şam - Zeinab kışlası
- Mezze askeri havaalanı
- Ad Dumayr hava üssü
- Bilimsel Araştırma - Şam
- Bilimsel Araştırma - Jamraya Damascus
- Büyük Genel 41 Özel Kuvvetler - Şam
- Doğu Qalamoun'daki Al Rahiba Khomhuri muhafızlarının yakınındaki askeri yerler - Şam kırsal bölgesi
- Alkaswa - Şam kırsalındaki bölgedeki yerler
- Pamuklu bir göle yakın Homs Batı
- Havaalanı Balkchla İsveçliler
- Daraa yakınlarındaki Azra bölgesinde bir İran üssü
- Yarmouk üssü
- Homs kırsalında drenaj depoları
- İran üssü Tal Mari'de
- Şam Uluslararası Havalimanı civarında cam ev
112 TOMAHAWK GÜDÜMLÜ FÜZESİ KULLANILDI
Eş zamanlı olarak Kıbrıs'tan havalanan Tornado tipi 4 İngiliz savaş uçağı da Humus çevresindeki Esed rejiminin askeri tesislerini hedef aldı. Fransız Hava Kuvvetleri'ne ait Rafale tipi savaş uçakları da harekâta katıldı.
Askeri kaynaklar Amerika Birleşik Devletleri'nin saldırıda 112 Tomahawk güdümlü füze kullandığını bildirdi. Bu arada Beşşar Esed rejimi medyası hava savunma birliklerinin saldırılara karşılık vererek 13 füzenin havada imha ettiğini iddia etti.
Rejim güçlerinin hava savunma sistemleri faaliyete geçerken, Akdeniz kıyısındaki Rus askeri üslerinin hava savunma sistemlerinin faaliyete geçtiğine dair bir belirti görülmedi.
Washington yönetimi, operasyonu engellemeye çalışacak her türlü silah sisteminin imha edileceği uyarısında bulundu.
"SADECE REJİM HEDEFLERİNİ VURDUK, RUSYA'YA AİT HEDEFLERİ VURMADIK"
Toplantıda, Beşşar Esed rejiminin uluslararası hukuku hiçe sayarak kadınları, çocukları ve diğer birçok masum insanı kimyasal silahlarla öldürdüğünü belirten Mattis, "Müttefiklerimizle bu kıyımı affedilemez bulduk." dedi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın Amerikan anayasasının ikinci maddesi kapsamındaki yetkileri doğrultusunda askeri güç kullanma talimatı verdiğini aktaran Mattis, saldırının Esed rejiminin kimyasal silah araştırma ve geliştirme merkezlerini hedef aldığına dikkati çekti.
Bakan Mattis, şöyle devam etti:
"Bu saldırının Suriye rejimini hedef aldığını vurgulamak istiyorum. Sivil ve yabancı kayıplardan kaçınmak için azami özen gösterdik ancak şimdi tüm medeni dünyanın Birleşmiş Milletlerin (BM) desteklediği Cenevre Süreci'ni desteklemekle Suriye iç savaşına son vermek üzere acilen bir araya gelmesinin zamanıdır."
GEÇEN YILDAN İKİ KAT FAZLA MÜHİMMAT KULLANILDI
Saldırının orantılı ancak ağır olduğunu anlatan Mattis, "Bu yıl (geçen yılki saldırıya göre) iki katından biraz üzerinde fazla silah kullandık ama bu silahları kimyasal silah hedeflerine münhasır kullandık." değerlendirmesini yaptı.
ABD geçen sene nisan ayında Esed rejiminin İdlib'in Han Şeyhun kasabasında düzenlediği kimyasal saldırıya yanıt olarak Şayrat Hava Üssü'nü 59 Tomahawk füzesi ile vurmuştu.
Saldırıların devam edip etmeyeceğine yönelik bir soruya ise Mattis, "Bu, Esed'e bağlı olacak. Gelecekte daha çok kimyasal silah kullanmaya karar vermesine bağlı. Tabii ki Kimyasal Silahların Yasaklanması Anlaşması'na bağlı güçlerin Esed'in bunu ihlal etmesine karşı durmak için sebepleri var ancak bu tek atımlık bir saldırıydı. Operasyon şimdilik tamamlandı. Müttefiklerimiz ile görüşmeye devam ediyoruz." yanıtını verdi.
"ÜÇ HEDEF VURULDU"
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Dunford ise saldırıya Amerikan, Fransız, İngiliz hava ve deniz kuvvetlerinin katıldığı bilgisini paylaştı.
Saldırıda biri başkent Şam, diğer ikisi Humus yakınlarında olmak üzere üç hedefin vurulduğunu aktaran Dunford, bu hedeflerin sivil kayıplar ve yan hasarlar oluşmayacak şekilde seçildiğine değindi.
Dunford, şu ifadeleri kullandı:
"Birinci hedef Şam bölgesinde bulunan bir bilimsel araştırma merkeziydi. Bu askeri tesis, Suriye'nin kimyasal ve biyolojik savaş teknolojisinin araştırma, geliştirme ve üretim merkeziydi. İkinci hedef ise Humus'un batısında yer alan bir kimyasal silah depolama merkeziydi. Bunun, Suriye'nin sarin gazının ana yeri ve öncül üretim tesisi olduğunu değerlendiriyoruz. İkinci hedefin yakınlarında yer alan üçüncü hedef ise kimyasal silah ve silah deposu ile bir komuta merkeziydi."
Saldırıların devam edip etmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine ise Dunford, "Bu saldırı dalgası sona erdi. Sadece rejim hedeflerini vurduk, Rusya'ya ait hedefleri vurmadık" diye konuştu.
NATO'DAN ABD, İNGİLTERE VE FRANSA'YA DESTEK
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg yaptığı yazılı açıklamada, ABD ile İngiltere ve Fransa'nın Beşşar Esed'in kimyasal silah kapasitesiyle ilgili yerlere yönelik saldırısını desteklediğini belirterek, "Bu saldırı rejimin Suriye halkına tekrar kimyasal saldırı düzenleme gücünü zayıflatacaktır." ifadesini kullandı.
Müttefiklerin daha önce de rejimin Suriye'de kimyasal silah kullanmasını kınadığını hatırlatan Stoltenberg, bu tür saldırıların uluslararası kuralların ve anlaşmaların açık bir ihlali olduğunu kaydetti.
Stoltenberg, açıklamada şu ifadelere yer verdi:
"Kimyasal silahların kullanılması kabul edilemez ve sorumlular hesap vermelidir. NATO, kimyasal silahların kullanımını uluslararası barışa bir tehdit olarak görmektedir ve Kimyasal Silahlar Sözleşmesi'ne (CWC) bağlı kalınması önem arz etmektedir."
ABD SALDIRISINA AVUSTRALYA'DAN DESTEK
Avustralya Dışişleri Bakanlığının internet sayfasından, Avustralya Başbakanı Malcolm Turnbull, Dışişleri Bakanı Julie Bishop ve Savunma Bakanı Marise Payne imzalı yayımlanan ortak açıklamada, Suriye'deki rejim hedeflerinin vurulmasına destek verildi.
Açıklamada, ABD, Fransa ve İngiltere tarafından başlatılan harekatı "Suriye rejimi tarafından 7 Nisan'da Duma'da yasa dışı kimyasal silah kullanımına sert tepki" olarak değerlendiren Avustralyalı liderler, "Avustralya, ölçülendirilmiş, orantılı ve hedeflenmiş bir tepkiyi gösteren bu saldırıyı desteklemektedir." ifadesini kullandı.
Hedeflerin vurulması ile "Esed rejimine ve onun destekçilerine, Rusya ve İran'a kimyasal silahların kullanılmasının tolere edilmeyeceğine dair net bir mesaj gönderildiği" vurgulanan açıklamada, "Kimyasal silahların, herhangi birisi tarafından, herhangi bir yerde, her koşulda kullanımı yasa dışıdır ve tamamen suçlanmayı hak eder. Esed rejiminin bu tür suçlarının cezasız bırakılmasına izin verilmemelidir." değerlendirmesinde bulunuldu.
KANADA'DAN DESTEK
Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Suriye'ye karşı başlatılan hava saldırıları üzerine yaptığı açıklamada, "Kanada, geçtiğimiz hafta Doğu Guta'da düzenlenen saldırıda kimyasal silah kullanımını en güçlü şartlarda kınamıştı. Kanada, ABD, İngiltere ve Fransa'nın, Esad rejiminin kendi halkına karşı kimyasal silah saldırıları başlatma imkanlarını bozmak için harekete geçme kararını destekliyor.'' dedi.
Kanada Başbakanı Trudeau açıklamasını, "Suriye'de kimyasal silah kullanımını daha fazla araştırmak için uluslararası ortaklarla çalışmaya devam edeceğiz. Sorumlu olanlar adalete teslim edilmelidir." şeklinde tamamladı.
RUSYA'DAN TEPKİ
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Önce Suriye halkı için Arap Baharı kullanıldı, ardından DEAŞ, şimdi de ABD'nin akıllı füzeleri. Uzun yıllar terörist saldırıları altında ayakta kalmaya çalışan egemen devletin başkentine darbe vuruldu." ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE'DEN İLK AÇIKLAMA
Suriye rejimine düzenlenen sınırlı operasyonla ilgili Türkiye'den ilk açıklama geldi. Dışişleri Bakanlığı'nın yazılı açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:
"BU OPERASYONU MEMNUNİYETLE KARŞILIYORUZ"
"Türkiye, 7 Nisan günü Duma'da çok sayıda sivilin ölmesine yol açan kimyasal silah saldırısına mukabil ABD, İngiltere ve Fransa'nın bu sabaha karşı Suriye rejimine karşı düzenlediği operasyonu yerinde bir tepki olarak görmektedir. Rejim tarafından gerçekleştirildiği yönünde güçlü şüphe bulunan Duma saldırısı karşısında tüm insanlığın vicdanına tercüman olan bu operasyonu memnuniyetle karşılıyoruz.
"Suriye rejiminin insanlığa karşı suçlar ve savaş suçları alanındaki sicili sabittir"
Kimyasal silahlar dahil kitle imha silahlarıyla ayrım gözetmeksizin sivilleri hedef alan saldırılar insanlığa karşı suç teşkil etmektedir. Yedi yılı aşkın süredir gerek konvansiyonel, gerek kimyasal silahlarla kendi halkına zulmeden Suriye rejiminin insanlığa karşı suçlar ve savaş suçları alanındaki sicili sabittir. Uluslararası toplumun vicdanında bu konuda şüphe yoktur.
Türkiye, bu tür suçların cezasız kalmamasının ve hesap verilebilirliğin tesis edilmesinin benzer hadiselerin tekrarının önlenmesi açısından kritik önemi haiz olduğuna inanmaktadır. Bu tecrübe ışığında, başta BM Güvenlik Konseyi üyeleri olmak üzere tüm uluslararası toplumun kimyasal silah kullanımının cezasız bırakılmamasını sağlayacak ortak adımlar üzerinde uzlaşmaya varması elzemdir."
SURİYE'DE ÜS SAVAŞI
Suriye'de 15 Mart 2011 tarihinden bu yana süren iç savaşa siyasi çözüm çabaları henüz sonuç vermezken, diğer ülkelerin Suriye'deki askeri varlığı sürüyor. Hâlihazırda Türkiye'nin yanı sıra ABD, Rusya, İran'ın Suriye'de üsleri bulunuyor. Fransa ve İngiltere'nin de söz konusu ülkede askeri varlığı olduğu biliniyor.
ABD'NİN SURİYE'DEKİ ÜSLERİ
TANF ÜSSÜ: iki ayrı askeri üs olarak ta kabul edilmektedir. Söz konusu üssün ABD'nin Suriye'de bulunan üslerinden ayıran en büyük fark, Tanf üssünde ABD'li askerlerin yanı sıra İngiliz askerleri de bulunmaktadır.
TABAKA ÜSSÜ: Rakka kentinin Güney Doğusu'nda yer alan üsten ABD sadece askeri uçaklar için istifade etmektedir.
CELEBİYE ÜSSÜ: Rakka kentinin Kuzey Doğu'sunda bulunmaktadır. Üste görevi ve teşkilat yapısı belli olmayan bir birlik, 40 adet askeri nakliye uçağı için inşa edilmiş kapalı bir alan ile bir adet uçak pisti bulunmaktadır. Üste çok sayıda ağır ve geliştirilmiş silahlar ile füze fırlatma sistemler bulunmaktadır.
TİL SEMEN ÜSSÜ: ABD'nin Türkiye Suriye arasında bulunan Rakka kentine yakın ikinci üs konumundadır. ABD Söz konusu üsten, terör örgütü IŞİD'in telsiz telefon irtibatlarının dinlenilmesi, tespit ve engellenmesi ile Uluslararası IŞİD karşıtı koalisyon merkezi ile irtibatın sağlanması yönünde istifade etmektedir.
CEBEL EL MUŞTENUR ÜSSÜ: ABD'nin Suriye'de bulunan üstlerinden en kuzeyde yer alanıdır. Muştenur tepesi olarak da adlandırılmaktadır. Üste ABD'li askerlerin yanı sıra Fransız özel kuvvetleri birlikleri de yer almaktadır. Üste ayrıca ABD askerleri arasındaki iletişimi sağlayan ve radyo link olarak ta istifade edilen bir kule bulunmaktadır.
AYN İSA ÜSSÜ: Türkiye-Suriye sınırına arasındaki Rakka bölgesinde bulunmaktadır. ABD üsten, Terör örgütü YPG'ye silah, mühimmat ve personel taşıma amaçlı istifade etmektedir.
HARB EŞK ÜSSÜ: Türkiye-Suriye sınır hattının kuzey kesimlerinde yer almaktadır. Üste sadece ABD askerleri konuşlandırılmaktadır.
SABAH EL HAYR ÜSSÜ: Suriye'nin Haseke kentinde bulunan üs Suriye-Irak sınırı ile Haseke kentine yakın mesafede bulunması nedeniyle stratejik önem kazanmaktadır. ABD söz konusu üsten sadece savaş helikopterlerinin kullanılması yönüyle istifade etmektedir. Üste bulunan helikopterler ayrıca YPG teröristlerinin başka kesimlere intikali ile silah ve mühimmat taşınması amacına hizmet etmektedir.
SİRRİN ÜSSÜ: Türkiye Suriye sınırına yakın Menbiç kentinin Doğu kesimlerinde yer almaktadır. Üste ABD Hava İndirme unsurları bulunmaktadır. Üs ayrıca Hava İndirme unsurlarının görev öncesi veya sonrası toplanma bölgesi olarak da kullanılmaktadır.
DERİK ÜSSÜ: Derik üssü Türkiye-Suriye sınırının doğu kesiminde Rimalan bölgesinde bulunmaktadır. Söz konusu üste ABD hava indirme unsurlarının bulunduğu iki ayrı garnizon yer almaktadır. ABD nakliye uçaklarının iniş kalkış yapabildiği bir de hava alanı bulunan üste terör örgütü YPG'ye eğitim desteği sağlanmaktadır.
TEL TEMER ÜSSÜ: ABD ve Fransa Ordusu tarafından kullanılan diğer bir üstür. Üs Suriye'nin Kuzey Doğusu'nda Haseke kenti civarında bulunmaktadır. Üste 200 ABD askerinin yanı sıra 70 Fransız askeri bulunmaktadır.
MENBİÇ ÜSSÜ: Suriye rejim birliklerinin söz konusu bölgeye girmelerini engellemek ve terör örgütü YPG ile Yeni Özgür Suriye Ordusu arasında yaşanabilecek her hangi bir çatışmayı önlemek amacıyla hizmet etmektedir. Bölgenin hassas olması sebebiyle stratejik bir öneme haiz üs olarak kabul edilmektedir.
HALEP ÜSSÜ: Üste bulunan ABD askerleri sadece nezaret görevi ifa etmektedir.
RUSYA'NIN SURİYE'DEKİ ÜSLERİ
Rusya'nın Suriye'de kalıcı olan Tartus Deniz Üssü ve Himeymim Hava Üssü ile birlikte bilinen 6 askeri üssü var. Rus yönetimi üslerin bazılarını kamp ya da izleme merkezi olarak ifade ediyor.
Ayrıca Rusya, Halep'in doğusundaki Kuveyris Havaalanı'na S-200, bazı noktalara S-300 ve Himeymem'deki askeri üsse S-400 füzelerini konuşlandırarak rejime güçlü bir hava savunma desteği sağlıyor.
Rus Ordusu, Humus kenti yakınlarındaki El Şayrat Hava Üssü ile Palmira Hava Üssü'nde uçaklar ve helikopterler konuşlandırılmış şekilde yer almaktadır.
İRAN'IN SURİYE'DEKİ ÜSLERİ
Tahran yönetimi iç savaşın başından bu yana Suriye hükümetine destek sağlamış, sahaya inen ilk ülke olmuştur. Ancak bu desteğin ciddi ölçüde arttığı dönem 2013 yılının yaz ayları oldu. İran ordusu ve milisleri Esad rejimine kara desteği için Suriye'de konuşlandı. İran'ın askeri varlığının sayısı tam olarak bilinmemekle birlikte milislerin 20 bin civarında, ancak düzenli ordu personelinin ise bin civarında olduğu sanılıyor.
Bu milislere İran'ın ciddi desteğini gören Lübnan'da üslü Şii Hizbullah'ın sayısı 6 bin civarında olduğu sanılan savaşçıları da dâhil ediliyor.
İran İslam Devrimi Muhafızları'nın danışmanları da rejim saflarında görev yapıyor. Tahran yönetiminin, Afganistan ve Irak kökenli çok sayıda Şii milisi Şam yönetimi saflarında Suriye'ye gönderdiği de biliniyor. İran Devrim Muhafızları'nın dış operasyonlardan sorumlu özel Kudüs Gücü'nün komutanı Tümgeneral Kasım Süleymani de Suriye'de rejim güçlerine taktik destek veriyor.
İran'ın Suriye sahasında önemli askeri varlığı var. Bunlar Tiyas Hava Üssü, Şayrat Hava Üssü, Kisvah Kara Üssü, Şam Havalimanı yakınlarındaki tesisler.
Tiyas Hava Üssü
İran'ın askeri varlığının sayısı tam olarak bilinmemekle birlikte milislerin 20 bin civarında, ancak düzenli ordu personelinin ise bin civarında olduğu sanılıyor.
Şayrat Hava Üssü
Şii Hizbullah'ın sayısı 6 bin civarında olduğu sanılan savaşçıları da yer almaktadır.
Kisvah Kara Üssü
Afganistan ve Irak kökenli çok sayıda Şii milisi yer almaktadır.
Şam Havalimanı ve yakınlarındaki tesisler
Özel Kudüs Gücü'nün komutanı Tümgeneral Kasım Süleymani de Suriye'de rejim güçlerine taktik destek veriyor.
TÜRKİYE ÜÇ BÖLGEDE
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) terör örgütü DEAŞ'a yönelik başarıyla sonuçlanan Fırat Kalkanı Harekâtı'nı terör örgütü PKK'nın Suriye'deki kolu YPG'ye yönelik Afrin'deki Zeytin Dalı Operasyonu izliyor. Fırat Kalkanı'nda yaklaşık 2 bin km2'lik alan DEAŞ'tan temizlenmiş, Türk ordusu El Bab'ta üs kurmuştu. Ayrıca Astana'da Rusya ve İran ile varılan anlaşma gereğince İdlib vilayetinde TSK'nın gözlemci güçleri konuşlanmış durumda. Bu tabloda Türkiye'nin Fırat Kalkanı bölgesi, İdlib ve Afrin'de askeri bulunuyor. Öte yandan İngiltere'nin El Tanf'taki bir üste özel kuvvetleri olduğu belirtiliyor. Fransa'nın ise Ayn Isa'da 70 kadar özel gücü olduğu açıklanmıştı. İsrail de zaman zaman bu ülkede operasyon düzenliyor.