TÜRKİYE'DE EZANIN YENİDEN ARAPÇA OKUNMASITÜRKÇE EZAN TARTIŞMALAR NE ZAMAN BAŞLADI?
Türkiye'de ezan ve salanın hatta daha geniş anlamda, bütün dini uygulama ve Kur'an kıraatinin Türkçe olması gerektiği, 19. yüzyılın başlarında Türkçülük hareketinin yayılması ile ciddi anlamda tartışılmaya başlanmıştır. Bunun yanı sıra ezanın, hutbelerin ve namazın Türkçe olması gerektiği ilk kez Sultan Abdülaziz devrinde Ali Suavi tarafından savunulmuştur.
EZANIN TÜRKÇE OKUNMASI İLE LAİKLİK İLKESİ ARASINDA Kİ BAĞ NEYDİ?
Erken Cumhuriyet döneminde ise laiklik kapsamında ve bu ilkenin benimsenmesi için din alanında birtakım düzenlemelere gidilmiştir. İnsanların anlamadıkları bir dilde ibadet ettikleri, dolayısıyla dinin emir ve yasaklarının içeriğine dair bir bilgiye sahip olmadıkları; dinî hayatın daha anlaşılabilir ve yararlı bir boyuta taşınması için güya yine ve ısrarla halkın yararına din dilinin Türkçe olması gerektiği yönünde karar alınmıştır.
TÜRKÇE EZAN VE DİN DİLİ UYGULAMASINA GEÇİŞ VE UYGULAMALAR
1931 yılı Aralık ayında, Atatürk döneminde dokuz hafız tarafından ezan ve hutbenin Türkçeleştirilmesi çalışmaları başladı. Bu doğrultuda bir genelge yayımlanarak 30 Ocak 1932 yılında Ayasofya minarelerinden ilk kez Türkçe ezan okunmuştur. Daha sonra Türk Dil Kurumu tarafından ezanın yeni Türkçe metni oluşturulmuş ve Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından ilgili organlara yayınlanmıştır.
1933 yılına kadar bütün din adamlarını Türkçe ezan öğretilmiş ve Türkiye'nin tamamında bu karar uygulanmaya başlanmıştı.
Ezanı takiben ve hatta ilk Türkçe ezanın okunmasından sekiz gün önce Kur'an-ı Kerim de Türkçeleştirilmiş ve Kur'an'ın Türkçe tercümesi ilk kez 22 Ocak 1932 tarihinde İstanbul'da, Yerebatan Camii'nde Hafız Yaşar Okur tarafından okunmuştur.
Ezan ve Kur'an'ın ardından 6 Mart 1933 yılında Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi'nin yayımladığı bir tebliğ ile sala da Türkçe okunmaya başlamıştır.
ARAPÇA EZAN OKUMANIN CEZASI VAR MIYDI?
1941 yılında gelindiğinde ise ezanın Türkçe okunması uygulaması bir zorunluluk haline gelmiş ve Arapça ezan okuma yasağı uygulamaya konulmuştur. Herhangi bir sebepten dolayı Arapça ezan okuyan ve kamet getirenler, üç aya kadar hapsedilecek ve 10 liradan 200 liraya kadar para cezası ödeyeceklerdi.
HALK TÜRKÇE EZAN KARARINI KABUL ETTİ Mİ?
Tabi ki de siyasilerin elinde oyuncak haline gelen ve kendi selbi emelleri için kurban ettikleri din dili kararı, kamuoyunda ciddi itirazlara yol açmış ve huzursuzluk baş göstermişti. İnsanlar bütün karar ve kurallara rağmen her Arapça ezan, kamet ve sala okuduklarında ciddi kanuni yaptırımlarla karşılaşmışlardır.
Türkiye'de ezanın Türkçe okunmaya başlanmasıyla birlikte bazı kimseler bu uygulamayı işkence addederek ülkelerini terk etmek zorunda kalmış bazıları da devlete ve hükümete karşı kimi zaman bağlılıktan, kimi zaman korkudan ötürü razı olmasalar bile kabul eder görünmüşlerdir. Yine de 18 yıl boyunca Türkçe ezan konusunda teskin edilemeyen bir itiraz sürekli dile getirilmiştir.
UYGULAMA NE ZAMAN YENİDEN GÜNDEME GELDİ?
1945 yılına gelindiğinde çok partili hayata geçiş kararı ile birlikte oluşan yeni siyasal atmosferde, Arapça ezan okunması konusuna ilişkin tartışmaların yeniden canlandığı görülmüştür.
14 Mayıs 1950 seçimlerinde CHP devrilip yerine DP hükumeti iktidara gelince Başbakanlık görevini üstlenen Adnan Menderes daha demokrat olma yolunda dini özgürlükleri genişletme kararı almıştır.
EZANI ARAPÇA OKUMA SERBESTLİĞİ NE ZAMAN GELDİ?
Zaten halkın oldukça rahatsız olduğu bu konu ile alakalı çalışmalar hızlandırılmış ve 16 Haziran 1950 tarihinde ezanın yeniden Arapça okunması meclis tarafından kabul edilmiştir. Çıkarılan yasayla Türkçe ezan yasaklanmamış olmakla birlikte ezan dili serbest bırakılmıştır
Arapça ezanın serbest olduğu gün tüm yurtta sevinçle karşılanmış, öyle ki Bursa'da bir camide ikindi ezanı art arda tam 7 defa Arapça olarak okunmuştur.
Halk, her ne kadar bu karardan memnun olsa da özellikle ezan konusunda atılan bu önemli adım Adnan Menderes'in sonunu getirmiş ve onu idama sürükleyen en büyük etenlerden biri olmuştur.
KRİTİK KARAR, HAZİN SON…
27 Mayıs 1960 darbesi ile Demokrat parti iktidarı bir darbe girişimi ile tamamen son bulmuştur. Darbenin öncülerinden Albay Alparslan Türkeş, ezanın tekrar Arapça okutulmasını "ihanet" olarak nitelemiş ve "Türk camiinde Türkçe Kur'an okunur; Arapça değil" görüşlerini savunmuştur.
Bazı kesimlerin birtakım çabalarına ve 60 darbesinden sonra yapılan diğer başka darbelere rağmen 1950 yılından sonra Türkiye'de Türkçe ezan okuma zilletine bir kez daha şahit olunmamıştır.
TÜRKÇE EZAN SÖZLERİ
Laiklik ilkesi çerçevesinde çeviri yapılan Türkçe ezan sözleri şu şekildedir:
Tanrı uludur, Tanrı uludur, Tanrı uludur
Şüphesiz bilirim Tanrı'dan başka yoktur tapacak
Şüphesiz bilirim Tanrı'dan başka yoktur tapacak
Şüphesiz bilirim Tanrı'nın elçisidir Muhammed
Haydi namaza, Haydi namaza, Haydi namaza
Haydi felaha, Haydi felaha, Haydi felaha
Uykudan namaz daha hayırlıdır. (Yalnızca sabah ezanında)
Aynı zamanda Türkçe ezan uygulaması ile alakalı "Çizme" adında bir film bulunmaktadır. Dileyenler bu konu ile alakalı çekilmiş olan ilk ve tek bu sinema yapıtını da izleyebilirler.
FİKRİYAT
SÜMEYYE ALI JABER