Bazen verdiğimiz borçları zamanında geri alamayabiliriz. Erdemli insanlara ve Müslümanlar'a uygun olan elbette borcuna sadık olmaktır. Borçlu kişi, borcunu elinde olan ya da olmayan nedenlerle ödemeyebilir. Böyle durumlarda borç verdiğimiz paranın ya da malın zekatını verip vermememiz gerektiği kafamızda soru işaretlerine neden olabilir. Akıllara takılan bu soruyu sizin için cevapladık...
Soru: Borç verdiğim paranın zekatını vermem gerekiyor mu?
🔶 Cevap: Vermiyorsa o mal elinde değil demektir. Kaynaklarda borçlarla ilgili şu hüküm söyleniyor.
🔶 Borçlu borcunu inkar etmiyorsa, inkar etse bile bu alacaklının elinde senet varsa o takdirde bu alacaklının zekatını vermek gerekir.
🔶 Borçlu borcunu inkar ediyor ve alıcaklının elinde de senet yok. O taktirde zekat düşüyor, yani zekat vermesi gerekmiyor.
🔶 Burda borçlu borcunu inkar etmiyor. 15-20 sene olmuş; alacaklı vereceği yok, diyor.
🔶 Eğer alacağını tahsil ederse ileride, o zaman geriye dönük olarak zekatını öder. Alacağını hiç tahsil edemeden ölürse yapacak bir şey yok.
https://www.instagram.com/p/CgGlIpPF0o2/
Zekat Nedir?
🔶 Zekat arıtma, arttırma, övgü ve bereket anlamlarına gelmektedir.
🔶 Zekatın kimlere verileceği Kur'an'ı Kerim de ayrıntılı bir biçimde belirtilmiştir.
🔶 Zekat yoksullara, yolda kalmışlara, miskinlere, müellefetü'l kulûblara ve borçlulara verilebilir.
🔶 Zekat kelimesi, Kur'an'ı Kerim'de otuz ayette geçmektedir ve bu otuz ayetten yirmi yedisinde namaz ile birlikte geçmektedir.
🔶 Zekat, sırf Allah'ın (CC) emri olduğu için yapılması gereken ve samimi niyeti gerektiren ibadettir.
🔶 Bunun yanında zekatın, bireyde ve toplumda dini, sosyal ve ahlaki değerleri yücelten, sosyal yardımlaşmayı güçlendiren, ekonomik hayatı canlandıran birçok yararı vardır.
Zekat kimlere farzdır?
🔶 Akıl sağlığı yerinde, bulüğ çağına ermiş ve nisap miktarı mala sahip her Müslüman'ın zekat vermesi farzdır.
🔶 Zekatın farz olması için nisap miktarı malın üzerinden bir yıl geçmesi sahip olunduğundan itibaren bir yıllık borcundan ve aslî ihtiyaçlarından fazla olması gerekmektedir.
🔶 Ramazan ayında tuttuğumuz orucun farz kılındığı ayetin ikinci yılında (632) yılında nâzil olduğu zekat ibadetinin de bundan sonra farz kılındığı kabul edilmiştir.
🔶 Peygamberimiz' in zekat, farz edilmeden önce fıtır sadakası vermeyi emrettiği, zekat farz edildikten sonra fıtır sadakasını ne emrettiği ne de yasakladığı, müminlerin onu vermeye devam ettikleri belirtilir. (Buhârî, "Zekât", 76)
Zekat ile ilgili ayetler
"Namazı dosdoğru kılın ve zekâtı verin. Kendiniz için önceden her ne iyilik yaparsanız, mükâfatını Allah'ın yanında bulacaksınız. Çünkü Allah, bütün yaptıklarınızı görmektedir."
(Bakara Suresi, 110.ayet)
"Yüzlerinizi doğu ya da batı tarafına çevirmeniz iyilik değildir. Asıl iyilik; Allah'a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere inanan; malını sevdiği halde akrabasına, yetimlere, yoksullara, yolda kalan gariplere, dilenenlere, hürriyetine kavuşmak isteyen köle ve esirlere veren; namazı dosdoğru kılıp zekâtı ödeyen; antlaşma yaptığında sözünde duran; sıkıntı, darlık, hastalık ve şiddetli savaş zamanlarında sabredenlerin yaptığıdır. Kulluklarında samimi ve dürüst olanlar işte bunlardır; gerçek takvâ sahipleri de yine bunlardır."
(Bakara Suresi, 177. ayet)
"Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve rukû edenlerle beraber siz de rukû edin."
(Bakara Suresi, 43. ayet)
"Zekâtlar ancak fakirlere, yoksullara, zekâtların toplanmasında görevli memurlara, kalpleri İslâm'a ısındırılacak olanlara, kölelere, borçlulara, Allah yolunda cihâd edenlere ve yolda kalmışlara verilir. Allah'ın bu konudaki kesin emri ve taksimi böyledir. Allah her şeyi hakkiyle bilen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olandır."
(Tevbe Suresi, 60.ayet)
*Bu içerikte kaynak olarak, DİA zekat maddesi kullanılmıştır.