Berat Kandili, 19 Mart'ta başlayan "üç aylar"ın ikincisi Şaban ayının 15'inci gecesine yani 30 Nisan Pazartesi gününe denk geliyor. Üç Aylar'ın son kandili ve Ramazan'ın habercisi Berat Kandilinde, bir yıl içinde olacak bütün işler hükme bağlanıp, ifası için Cenab-ı Hak tarafından meleklere verilir. Bu gecenin diğer gecelerden farklı bir şekilde geçirilmesi, bu gecede daha fazla ibadet edilmesi çok önemlidir. Hazreti Muhammed'in, Berat Kandili'ne ilişkin ise şöyle buyurduğu ifade edilir:
"Şaban ayının 15. gecesini ibadetle geçirin, gündüzünde de oruç tutun. Çünkü Yüce Allah, bu gece dünya semasına rahmetiyle tecelli eder ve 'Yok mu tövbe eden, tövbesini kabul edeyim. Yok mu rızık isteyen, rızık vereyim. Yok mu şifa isteyen, şifa vereyim. Yok mu başka isteği olan ona da istediğini vereyim."
ALLAH'IN AFFI VE BAĞIŞLAMASI
Berat Arapça berâe-berâet kelimesinin Türkçeleşmiş şeklidir. Berâet, "iki şey arasında ilişki olmaması; kişinin bir yükümlülükten kurtulması veya yükümlülüğünün bulunmaması" anlamına gelir. Şâbanın on beşinci gecesinde Müslümanların Allah'ın affı ve bağışlaması ile günah yükünden kurtulacağı umularak bu geceye Berat gecesi denmiştir. Berat gecesi için Arapça eserlerde "şâbanın ortasındaki gece", "mübarek gece", "rahmet gecesi" mânalarına gelen terkipler kullanılmaktadır.
Berat gecesi Müslümanlarca kutsal sayılmış, bu gecenin diğer gecelerden farklı bir şekilde geçirilmesi, bu gecede daha fazla ibadet edilmesi âdet halini almıştır. Hz. Peygamber'in, "Allah Teâlâ -rahmetiyle- şâbanın on beşinci gecesi dünya semasında tecelli eder ve Kelb kabilesi koyunlarının kılları sayısından daha fazla kişiyi bağışlar" buyurduğu rivayet edilmiştir (Tirmizî, "Savm", 39; İbn Mâce, "İkāme", 191).
BERAT GECESİNE AİT BEŞ HASLET
Berat gecesine ait beş haslet vardır:
1) Her önemli iş bu gecede ayırt edilir.
2) O gecedeki ibadetin fazileti büyüktür.
3) İlahi rahmet yayılır.
4) Mağfiret gecesidir.
5) O gece, Rasûlüllah (s.a.v.)'a şefaat hakkının tamamı verilmiştir.
Çünkü, Hz. Muhammed (s.a.v.), Şaban'ın onüçüncü gecesi ümmeti hakkında şefaat istemiş, bu şefaatin üçte biri verilmiş, ondördüncü gecesi yine istemiş, üçte biri daha verilmiş, onbeşinci gece yine talep etmiş, bu gece şefaatın tamamı ihsan edilmiştir. Bu şefaatten mahrum olanlar, devenin ürküp kaçtığı gibi Allah'tan kaçanlardır. (bk. er-Râzî ve Ebussuud Efendi Tefsirleri, ed-Duhân Sûresi 3. ve 4. âyetlerin tefsiri; Hasan Basri Çantay, Kur'ân-ı Hakim ve Meâl-i Kerim, İstanbul 1959, III, 904, 905).
BU GECEYİ DUA EDEREK GEÇİRMENİN SEVABI
Berat gecesi hakkında Allah Rasulü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Şaban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünü oruç tutun. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teâlâ (Keyfiyeti bizce meçhul bir halde) dünyaya en yakın göğe inerek (o andan) fecir oluncaya kadar: "Benden mağfiret dileyen yok mu, onu mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım. (Bir bela ile) mübtela olan yok mu, ona kurtuluş vereyim. Şöyle olan yok mu? Böyle olan yok mu?" buyurur." (İbn Mâce, H. no: 1388)
Diğer bir hadiste de şöyle buyuruluyor:
"Bu gece Şaban'ın on beşinci gecesidir. Allah Teâlâ bu gecede Beni Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısınca insanları Cehennem'den kurtarır. Ancak kendisine şirk koşanların, Müslümanlara karşı kin ve düşmanlık besleyenlerin, akrabaları ile münasebeti kesenlerin, gururlu ve kibirlilerin, ana-babasına asî olanların ve içki içmeye devam edenlerin yüzüne bakmaz." (Buhârî, et-Tergîb ve't-Terhib, II, 118).
"Ha, Mîm, apaçık olan kitaba and olsun ki, biz O'nu mübarek bir gecede indirdik. Doğrusu biz insanları uyarmaktayız. Katımızdan bir buyrukla her hikmetli işe o gecede hükmedilir. Doğrusu biz öteden beri peygamberler göndermekteyiz." (Duhân 44/1-5)
Duhân sûresinde (44/3) Kur'an'ın "mübarek bir gecede" nâzil olduğu ifade edilir. İslâm âlimlerinin çoğunluğuna göre burada işaret edilen gece Kadir gecesidir. Çünkü diğer âyetlerde Kur'an'ın ramazan ayında (el-Bakara 2/185) ve Kadir gecesinde (el-Kadr 97/1) indirildiği belirtilmektedir. İkrime b. Ebû Cehil'in de dahil olduğu bir grup âlim ise Duhân sûresindeki âyetle Berat gecesine işaret edildiği kanaatindedirler. Bu takdirde Kur'an'ın tamamının Berat gecesi levh-i mahfûzdan dünya semasına indiği, Kadir gecesinde de âyetlerin peyderpey inmeye başladığı şeklinde bir yorum ortaya çıkar. Nitekim bazı müfessirler bu görüşü benimsemişlerdir (bk. Elmalılı, V, 4293-4295). (TDV- BERAT GECESİ - Halit Ünal)
OSMANLI'DA BERAT KANDİLİ
Berat kandili, belki kendisine yüklenen anlamından olsa gerek daha ferdi yaşanmış ve yaşanmaktadır. Bu sebeple bu geceye özel etkinlikler diğerlerine nazaran daha az aktarılmıştı. Üçüncü ve dördüncü yüzyılda yaşayan Fakihî Mekke'de Berat gecesinin kutlanmasıyla ilgili bilgi vermektedir. Buna göre Mekke halkı Mescid-i Haram'da namaz kılmak, Kâbe'yi tavaf etmek ve Kur'ân-ı Kerîm okumak suretiyle geceyi ihyâ ederdi.
Fakihî'den üç asır sonra Mekke'yi ziyaret eden İbn Cubeyr de benzer bilgiler verir. Beşinci ve altıncı yüzyılın ortalarından itibaren Şam'daki Emeviyye Camii'nde Berat gecesinde kandiller yakılmış, bunu bid'at olarak değerlendiren birtakım fetvalara rağmen, bu adet bir süre devam etmiştir.
İbn Kesîr, Berat gecesinde halka tatlı dağıtma geleneğini ilk başlatan kişinin Selçuklu veziri Fahrülmülk olduğunu ifade eder. Kandil gecelerinin haremde de çok hareketli geçtiği aktarılır. Kandil tebriklerinin, özellikle son zamanlarda, bunun için hazırlanan salonda yapıldığı ifade edilir.
HAREMDE NASIL KUTLANDI?
Berat gecesinin haremde nasıl kutlandığı; "Salonlarda kadınlar için de kafesler hazırlanır ve davetli kadınlar ile birlikte kadın efendiler ve sultanlar yerlerini alırlardı. Mevlid okunur, dualar edilir ve bitince padişah kalkardı. Padişah oradan hareme geçer ve harem kadınlarının tebriklerini kabul ederdi. Berât kandilinde Mahfil-i Şerif, kızlarağası ve haremağalarının tekbir sesleri arasında haremin bahçesine getirilir bırakılırdı. Mahfil-i Şerifi bütün sultanlar, kadın efendiler ve kalfalar ziyaret ederlerdi. Ertesi günü surre alayı tertiplenirdi" şeklinde anlatılmaktadır. (Osmanlı İmparatorluğu'nda Mübarek Gün Ve Gecelerden Kandiller - Dr. Halide Aslan)
BERAT DUASI
Şa'ban-ı şerîfin on beşinci, Berât gecesi akşam namazından sonra üç kere Yasin suresi ve her birinin sonunda aşağıdaki Berât duâsı okunacaktır. Birinci Yâsin-i Şerif'ten sonra bu duâ okunurken Allah'ın saîd kullarından olmak niyetiyle okunacaktır. İkinci defa okunurken hayırlı ömür uzunluğu niyetiyle okunacaktır. Üçüncü defa okunurken kaza ve belâlardan emîn olup hayırlı rızık için okunacaktır.
ANLAMI:
"Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
Allah'ım, ey ihsân ve ikram sahibi olan ve kendisine ihsan edilemeyen, ey Celâl ve İkrâm Sahibi, ey lutfu ve ihsânı bol olan, Sen'den başka ilâh yok, sen kendisine ilticâ edenlerin yardımcısı, kendisine sığınanlara emân veren, korkanların kendisinde emniyete kavuştuğu yüce zât'sın.
Allah'ım! Beni katında, Ümmü'l-Kitâb'da şakî/kötü veya mahrûm veya kovulmuş veya rızkı dar olarak yazdıysan, Allah'ım fazl u ihsânınla kötülüğümü, mahrûmiyetimi, kovulmamı ve rızkımın az olmasını sil, beni katında, Ümmü'l-Kitâb'da saîd/iyi, rızkı bol ve hayırlara muvaffak olan bir kulun olarak yaz. Şüphesiz Sen Rasûl'ünün lisânı üzere indirilen Kitâb'ında bir söz buyurdun ve Sen'in sözün haktır:
«Allah dilediğini siler, (dilediğini de) sâbit bırakır. Ümmü'l-Kitâb (Ana Kitâb) O'nun yanındadır.»(er-Ra'd, 39)
İlâhî! En büyük tecellin ile «Her hikmetli işe kendisinde hükmedilen»(ed-Duhân, 4) ve kesin karar verilen mübarek Şa'bân'ın yarısı gecesinde, bizden bildiğimiz, bilmediğimiz ve Sen'in bildiğin bütün belâları uzaklaştır. Şüphesiz Sen en yüce ve en keremlisin. Allah, Efendimiz Muhammed'e, âline ve ashâbına salât u selâm eylesin!" (Bkz. Ali el-Müttakî, no: 5090)
BERAT GECESİ NAMAZI
Berât gecesinde yatsıdan sonra ikide bir selâm vermek üzere yüz rekât namaz kılınır. Her rekâtta Fâtiha'dan sonra on kere İhlâs-ı şerîf okunur. On defa İhlâs-ı şerîf okumaya kudreti olmayan beş veya üç kere okur. Bu namaz tamam olduktan sonra okuyabildiği kadar salavât-ı şerîfe ve huzur-ı kalble tevbe ve istiğfar edip Allah Teâlâ Hazretleri'nden dünyevî ve uhrevî hâcetlerini taleb ve niyaz edecektir.
Hasan-ı Basri Rahmetullahı Aleyh'den gelen rivayete göre:
"Otuz sahabeden dinledim, bu namaz için şöyle dediler: "Her kim bu namazı, berat gecesi kılar ise. Allah-u Teâla'nın yetmiş rahmet nazarı ona ulaşır. Her nazarda, kendisinin yetmiş ihtiyacı yerine gelir. Bunların en küçüğü, Allah-u Teâla'nın mağfiretidir."
BERAT KANDİLİ'NDE NASIL İBADET EDİLİR?
Kur'an-ı Kerim okunmalı, okuyanlar dinlenmeli, uygun mekânlarda Kur'an ziyafetleri verilmeli, Kelamullah'a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları yenilenmeli, kuvvetlendirilmeli
Hz. Muhammed (s.a.v) salât ve selâmlar getirilmeli, kendisinin şefaatini ümit edip, ümmetinden olma şuuru tazelenmeli.
Tefekkürde bulunulmalı, "Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah'ın benden istekleri nelerdir" gibi konular başta olmak üzere hayatî meselelerde derin düşüncelere girmeli.
Sahabe, ulema ve evliya türbeleri ziyaret edilmeli, manevî iklimlerinde vesilelikleriyle Hakk'a niyazda bulunulmalı
Küs ve dargın olanlar barıştırılmalı, gönüller alınmalı, kederli yüzler güldürülmeli.
Günahlara samimi olarak tövbe ve istiğfar edilmeli, idrak edilen geceyi son fırsat bilerek nedamette bulunulmalı.
Üzerimizde hakları olanlar aranıp sorulmalı, vefa ve kadirşinaslık ahlâkı yerine getirilmeli.
Yoksul, kimsesiz, öksüz, yetim, hasta, sakat, yaşlı olanlar ziyaret edilip, sevgi, şefkat, hürmet, hediye ve sadakalarla mutlu edilmeli.
Vefat etmiş yakınlarımızın, dostlarımızın ve büyüklerimizin kabirleri ziyaret edilmeli, iman kardeşliğine ait sadakati yerine getirilmeli.
Hayattaki manevî büyüklerimizin, hocalarımızın, anne ve babamızın, dostlarımızın ve diğer yakınlarımızın kandilleri bizzat giderek veya telefon, mesaj yahut e-mail çekerek tebrik edilmeli, duaları istenmeli.
Başta bütün insanlık olmak üzere kendimize ve sevdiklerimize mümkün mertebe ismen dualar etmeli.