Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Her platformda adaleti, dayanışmayı, kardeşliği savunuyoruz. Sadece teknolojik ve ekonomik büyümenin bir ülkenin geleceği için yeterli olmadığını, beşeri kalkınmanın da elzem olduğunu ifade ediyoruz. İzlediğimiz bu film, Semih beyin kararlılığı ve azmi ile Türk sinemasının nerelere geldiğini, gelmekte olduğunu göstermesi bakımından çok önemli" dedi.
Kaplanoğlu'nun eşini de kutlayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ehli hünerin kadrini bilmekte büyük bir hünerdir. 'Buğday' filminin de Sayın Kaplanoğlu'nun 'Bal' filminde olduğu gibi yurt içinde ve yurt dışında hak ettiği ilgiyi göreceğine inanıyorum. Elbette zaman zaman haddini bilmeyen, kaliteyi hazmedemeyen, nezaket fukarası şahıslar da çıkabiliyor. Bunlara verilecek en güzel cevap sevgiyi korumak, işini en güzel, en kaliteli şekilde yapmaya devam etmektir."
"İNSANLA BERABER DOĞANIN DA TAHRİBATA UĞRAMASI MUKADDERDİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, filmin, gerek teknoloji ve bilim gerekse tabiatla kurulan ilişkileri çok ciddi şekilde sorgulamaya yönelttiğine dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Tüketim hırsının körüklendiği, hedonizmin teşvik edildiği bir sürecin bizi götüreceği yer hiç de parlak bir yer olmayacaktır. Aynı şekilde kapitalizmin sınır, ilke ve değer tanımadan yaygınlaştığı bir düzende insanla beraber doğanın da tahribata uğraması mukadderdir. Bunun için biz her fırsatta 'merhametli büyüme' diyoruz. Bunun için her platformda adaleti, dayanışmayı, kardeşliği savunuyoruz. Sadece teknolojik ve ekonomik büyümenin bir ülkenin geleceği için yeterli olmadığını, beşeri kalkınmanın da elzem olduğunu ifade ediyoruz.
Çevreye zarar veren her teknolojinin, hayatı kolaylaştırıcı olursa olsun aslında namlusu insana dönmüş bir silah olduğuna işaret eden Erdoğan, "İçinde bulunduğumuz ekosistemi tahrip eden her adımın sonu felakettir. Bu noktada acilen bir özeleştiriye ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.
"TÜM EĞİTİMCİLERİN ÖĞRETMENLER GÜNÜ'NÜ TEBRİK EDİYORUM"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında ayrıca tüm eğitimcilerin 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü tebrik ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tüm öğretmenlerimize şahsım, milletim ve ülkem adına şükranlarımı sunuyorum. Görevi başında şehit olanlar ile afetlerde, kazalarda kaybettiklerimiz başta olmak üzere ebediyete irtihal etmiş öğretmenlerimizi rahmetle yad ediyorum. Görevlerini hakkıyla yerine getirmiş, ülkesine ve milletine hayırlı nesiller yetiştirmiş bugün emekliliğini yaşayan öğretmenlerimize de hayırlı, sağlıklı, uzun ömürler Allah'tan niyaz ediyorum."
Türkiye'nin bugünlere gelmesinde en büyük payın öğretmenlerin olduğunun altını çizen Erdoğan, "Ne yaparsak yapalım öğretmenlerimizin hakkını ödeyemeyeceğimizi hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu anlayışla 15 yıldır her alanda eğitim-öğretim sistemimizi geliştirmeye, öğretmenlerimizin çalışma şartlarını iyileştirmeye çalışıyoruz. İnşallah bundan sonra da faaliyetlerimize kararlılıkla devam edeceğiz. Yeni Türkiye'yi ülkemizin dört bir yanında fedakârca görev yapan öğretmenlerimizin gayretleriyle inşa ve ihya edeceğiz." dedi.
Erdoğan, filmin içeriğine ilişkin olarak da şunları kaydetti:
"Aynı anda bir tarafta Amerika'dayız, bir tarafta Almanya'dayız, bir tarafta Türkiye'deyiz. Türkiye'nin içinde bir tarafta Konya'dayız, bir tarafta Nevşehir'deyiz velhasıl Aksaray'dayız. Bütün dünyayı bize 'Buğday' filminde o karıncanın azmiyle batıyla doğuyu gezdirerek, bu arada da tabi buğday ambarlarına nasıl ulaşacağımızı da göstermesi bakımından gerçekten çok ama çok anlamlıydı. Şahsım ve milletim adına Semih bey kardeşimi tebrik ediyorum, kutluyorum. Başarılarının artarak devamını diliyorum. 'Marifet iltifata tabidir.' ifadesi inşallah 'Buğday' filmiyle de karşılığını bulacaktır diye inanıyorum."