UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde olan Nuruosmaniye Camii'ndeki mahzen, ilk defa Yeditepe Bienali kapsamında sergilenen eserlerle vatandaşların ziyaretine açıldı. 825 metrekare kullanım alanlı, 2 bin 42 metrekare büyüklüğündeki mahzene geçtiğimiz yıllarda ulaşılmıştı.
Cumhurbaşkanlığı himayesinde Fatih Belediyesi ve Klasik Türk Sanatları Vakfı işbirliğinde düzenlenen 600'ün üzerinde sanatçının 3 bine yakın eserle katıldığı "Yeditepe Bienali" birçok etkinlikle devam ediyor.
Açılışını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı bienal kapsamında Nuruosmaniye Camii altındaki Mahzende ve Kapalıçarşı Kalpakçılar Caddesi'nde Ebru eserleri ve Mekandan Taşanlar Konseptli eserlerin yer aldığı sergilerin açılışı gerçekleştirildi.
"NURUOSMANİYE CAMİ MAHZENLER MEKÂNDAN TAŞANLAR" SERGİSİ
Kapalıçarşı Kalpakçılar Caddesi'nde ebru sanatının uçurtma üzerine yansıtıldığı eserlerin sergilenmesi turistlerin ve vatandaşların beğenisini topladı.
MAHZEN İLK DEFA VATANDAŞLARIN ZİYARETİNE AÇILDI
Bienal kapsamında gerçekleştirilen sergiyle UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde olan ve restorasyonu tamamlanan Nuruosmaniye Camii'nin altındaki Mahzen de ilk defa vatandaşların ziyaretine açıldı. Klasik Türk Sanatları alanında dünyadaki ilk bienal olduğu belirtilen bienalde, katılımcılar "Nuruosmaniye Cami Mahzenler Mekandan Taşanlar" sergisini gezerken ziyarete ilk kez açılan mahzeni dikkatle inceledi. 825 metrekare kullanım alanlı, 2 bin 42 metrekare büyüklüğündeki mahzene geçtiğimiz yıllarda ulaşılmıştı.
NURUOSMANİYE CAMİİ
İstanbul Suriçi Çemberlitaş semtinde, Kapalıçarşı girişinde 1748-1755 yıllarında Sultan I.Mahmut tarafından Mustafa Ağa ile Mimar Simeon'a yaptırılan külliyenin bir yapısı olarak inşa edilmiştir. Barok Mimarinin Osmanlı topraklarında ilk uygulamasıdır.
Batılılaşma eğilimlerinin mimaride ortaya çıkmaya başladığı bir devirde vücut bulan camii ve külliyesi, Osmanlı mimarisinde bir dönüm noktası sayılmaktadır.
Camiinin yer aldığı alanda daha önce Osmanlı şeyhülislamlarından Hoca Sadettin Efendi'nin eşi Fatma Hatun'un mescidi bulunmaktaydı. Fatma Hatun Mescidi yıkılmaya yüz tutunca I. Mahmut'un emri ile yerine camii inşaatı başladı;
Mimar Mustafa Ağa ve yardımcısı Mimar Simeon tarafından gerçekleştirilen inşaat; I. Mahmut'un ölümünden sonra üç yıllık saltanat süren kardeşi Sultan III. Osman zamanında "Nur-u Osmani" (Osmanlı'nın Nuru) adıyla tamamlandı.
Adını, padişah Sultan III. Osman'dan ve caminin içindeki ışıktan aldığı söylenir.