Şef Rengim Gökmen yönetiminde CSO'nun bugün ve yarınki konserinde, CSO trombon sanatçısı besteci Ekin Eti'nin, bakır üflemeli çalgılar, elektronikler ve orkestra için yazdığı Aşık Veysel "İnsanlık Davası", ilk kez seslendirilecek.
Konserin ikinci bölümünde, Anadolu Nefesi grubu ve CSO'nun birlikte sahneleyeceği "İnsanlık Davası" eserinde, ünlü halk ozanının 45. ölüm yılı anısına, kendi sazı ve sesinin yer aldığı bölümlerle birlikte en bilinen ve sevilen türküleri, sanatseverlerin beğenisine sunulacak.
Ayrıca çağdaş besteci Turgay Erdener'in yeni eseri "Dört Viyolonsel ve Orkestra için Cebeci Monologları-3" konser kapsamında Ankara prömiyerini yapacak. Eser, başkentli sanatseverleri 1970'lerin Cebeci'sine götürecek.
Besteci ve müzikolog Yalçın Tura'nın "Keman ve Oda Solistleri için Oyun Havaları" eserinin de yer aldığı konserde, eserin solisti, 11 yıllık birliktelikten sonra CSO'dan ayrılarak İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'na Şef Yardımcısı olarak geçen Oğul Hasan Niyazi Tura olacak. Müzikseverler bu bölümde, geleneksel müziği evrensel müzik formunda dinleme şansını bulacak.
GÖKMEN: "AŞIK VEYSEL ÇOK ÖNEMLİ BİR DEĞERİMİZ"
CSO Şefi ve Sanat Yönetmeni Rengim Gökmen, her hafta hem Türk hem de dünya literatüründen eserlerin yer aldığı konserleri izleyicilerle buluşturan CSO'nun bugünkü konserinin biraz daha özel içerikli olduğunu anlattı.
Şef Gökmen, 3 Türk eserinin yer aldığı konserde bir dünya bir de Ankara prömiyerinin bulunduğuna dikkati çekerek, Yalçın Turan'ın "Keman ve Oda Solistleri için Oyun Havaları" adlı eserinin, en az 15-20 ülkede seslendirildiğini ve dünyada tanındığını dile getirdi.
Erdener'in "Dört Viyolonsel ve Orkestra için Cebeci Monologları-3" eserinin, Türkiye'nin en renkli ve beğenilen gruplarından biri olan CSO Çello Kuartet tarafından seslendirileceğini anlatan Gökmen, Ekin Eti'nin Anadolu Nefesi isimli grubunun, Aşık Veysel "İnsanlık Davası" eserinin çok farklı ve özgün olduğunu ifade etti.
Gökmen, "İnsanlık Davası" eserine yönelik şunları kaydetti:
"Aşık Veysel, çok önemli bir değerimiz. Gelecek kuşaklara onu anlatmak, tanıtmak çok önemli bir görev. Türkiye'de her üslupta, türde müzik denemeleri içinde Aşık Veysel'in tadı ve tuzu oluyor zaman zaman. Popüler müzikte olduğu gibi senfonik müzikte de oluyor. Bu çok farklı bir deneme. İzleyiciler, Aşık Veysel'i bu eserde çok somut olarak hissedebilecek. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın tınılarını da yakalayacaklar, Aşık Veysel'in bağlamasını da dinleyecekler. Evrensel tınılarla onu başka türlü algılamaya, anlamaya çalışacaklar."
"CUMHURBAŞKANLIĞI SENFONİ ORKESTRASI CESARETLİ DAVRANIYOR"
CSO'nun ve diğer senfoni orkestralarının uzun yıllardır Türk eserlerine yer vermeye öncelik gösterdiğine dikkati çeken Gökmen, geçmiş yıllarda Türk eserlerinin ilk seslendirilişinin, yüzde 98 oranda CSO aracılığıyla olduğunu anlattı.
Şef Rengim Gökmen, "Son yıllarda da şöyle bir farklılık var, klasikleşmiş, evrensel ve klasik kompozisyon tekniklerinin ötesinde bazı farklı denemeleri, içinde etnik çalgıları barındıran eserleri de seslendirme bakımından Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası cesaretli davranıyor. Çok değişik yelpazede, bugüne kadar bildiğiniz herkesin tanımış olduğu evrensel düzeyde tanınan bestecilerin dışında genç bestecilerin eserlerine yer vermeye özen gösteriyor." diye konuştu.
CSO'ya vatandaşların yoğun ilgisine de işaret eden Gökmen, "CSO'nun yalnız bu konser değil bütün konserleri büyük rağbet görmeye başladı. Herhalde bu renkli repertuvar yapımının, düşüncesinin bunda rolü çok büyük. Bu akşam ve yarın akşamki konser de çok büyük ilgi gördü. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası hep kapalı gişe zaten." dedi.
ERDENER: "ACIYLA GÖRÜYORUM Kİ ORADA KEBAPÇI, CAFE VAR"
Besteci Turgay Erdener de yeni eseri "Cebeci Monologları"nın, Cebeci'de 1924'te Musiki Muallim Mektebi olarak kurulan, 1936'da Ankara Devlet Konservatuarı'na dönüştürülen tarihi yapıya atfen bestelendiğini söyledi.
Erdener, Cebeci'nin adının sürekli kalmasını sağlamayı amaçladığını belirterek, "Aslında Cebeci'deki tarihi konservatuvar binasının aslına uygun, aslına yaraşır bir şekilde olmasını istiyorum. Söz gelimi müze olabilir ya da tekrar eğitim hizmeti verilebilir. Ama şu anda acıyla görüyorum ki orada kebapçı, kafe var. Bu beni çok yaralıyor. Müziklere, bu yaraların dışa vurumu diyebilirsiniz." şeklinde konuştu.
Besteci Ekin Eti ise eserinin alışılagelmiş senfoni konserlerinin dışında elektronik çalgılarla desteklendiğini ifade ederek, şunları söyledi:
"Eserin ismi İnsanlık Davası, Aşık Veysel'in 'Birlik Destanı' adlı şiirinin son sözlerinden oluşuyor. Aşık Veysel'in son derece yalın ama etkili edebi anlatımını, senfonik müzikle birleştirmeyi amaçlayarak oluşturduk eseri. İlk kez Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'yla dünya prömiyerini gerçekleştireceğiz. Aşık Veysel'in hem şiirini okuduğu hem de sazının yer aldığı birtakım kayıtlar vardı elimizde, bunları orkestra çalarken alttan elektronik destekli olarak insanlara duyurmaya gayret gösteriyoruz."
Eti, Anadolu Nefesi grubuyla gerçekleştirecekleri bu konserin ardından türküleri, Türk kültürünü daha geniş kitlelere duyurma amacıyla çalışmalarını sürdüreceklerini dile getirdi.