Abdülhamid'in, İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi'nde, kendisi için çevirttiği 523 polise hikâyesi bulunuyor. Sultan'ın el yazması bu polisiyeleri, Ötüken Neşriyat tarafından, "Sultan Hamid'in Sevdiği Polisiyeler" başlığı altında kitaplaştırılacak.
Sherlock Holmes'un yeni çıkan kitaplarının Türkçe ilk
çevirilerini anında yaptıran Sultan Abdülhamid,
yazarı Arthur Conan Doyle'ı İstanbul'a çağırarak
Mecidiye Nişanı vermişti.
SHERLOCK HOLMES'UN İLK ÇEVİRİLERİNİ II. ABDULHAMİD YAPTIRDI
SULTAN II. ABDÜLHAMİD'İN BİLİNMEYENLERİ
Osmanlı padişahları devlet yönetiminin yanı sıra başka işlerle de iştigal etmişlerdir. Çoğu bir sanatkâr ve/ya zanaatkârdır. Zanaat ile ilgilenenlerden kimisi okçu, kimisi yay ve kiriş ustası, kimisi kuyumcu, kimisi de bahçıvandır. Sanat ile ilgilenenler ise genellikle şiir ve müzik ile meşgul olmuşlardır. Otuz altı padişah içerisinde belki hakkında en çok araştırma ve tartışma yapılan padişah II. Abdülhamid'dir. Sultan Abdülhamid, Osmanlının en çalkantılı olduğu bir dönemde -çöküş dönemi- yaklaşık otuz üç yıl devleti idare etmiştir. Sadece devlet yönetimi ile uğraşmamış, hem bir zanaat hem de sanat ile ilgilenmiştir. Zanaatkâr olarak marangoz kimliği ile ön plana çıkarken kakma ve süsleme sanatı ile de sanatkâr kimliğini göstermiştir. Edebiyata -özellikle de edebi bir tür olan romana- karşı ayrı bir merakı vardır. Çeviri romanlara çevirmen ve yayıncılar tarafından yazılan ön sözlerde sanatkârları himaye ettiği görülmektedir. Çevirmenler ve yayıncılar, II. Abdülhamid'i ön sözlerinde sıklıkla anmakta, sanatı ve sanatkârı koruyup kolladığı için ona teşekkür etmekte ve ömrünün uzun olması için de dua etmektedirler. Mütercim Bogos, Georges Ohnet'den Son Aşk (1305 [1888]) isimli romanı çevirir ve "Mukaddime" başlıklı bir ön söz yazar. Bu ön sözde çevirmen, padişahtan övgüyle bahseder:
"Gâzî-i bî-müdânî Sultan Abdülhamid Hân-ı Sânî efendimiz hazretlerinin efkâr-ı celîle-i maârifperverîleri semerât-ı âliyesinden olmak üzere asr-ı humâyûn-ı mülûkânelerinde âsâr-ı nefîse-i edebiye vesâirenin günden güne tezâyüd etmesi meşhûd-ı uyûn-ı iftihâr olmaktadır" (Ohnet (Müt. Bogos), 1305 [1888]: Ön söz).
KUŞKUCU BİR PADİŞAH OLMASI POLİSİYE MERAKINI ARTIRDI
II. Abdülhamid'in roman türlerinden olan cinai/polisiye romana özel bir ilgisi vardır. Gerek çeviri ve gerekse telif eserleriyle son dönem Osmanlı matbuat dünyasının önemli isimlerinden biri olan Süleyman Tevfik (1861-1939), II. Meşrutiyet'ten Cumhuriyet'e Elli Yıllık Hatıralarım isimli kitabında bu konuyla ilgili şunları söylemiştir:
"O zaman herkesin roman okumaya merakı olduğu gibi Abdülhamid'in de her gece iki üç saat cinaî romanları okutup dinlemeye çok merakı vardı. Bunun için bilhassa Fransa'da yeni çıkan her romanı sefaret derhal Mabeyn'e gönderirdi. Bunları tercüme etme için sarayda Mabeyn mütercimi adı verilen sekiz kişiden mürekkep bir daire teşkil edilmişti" (Sü- leyman Tevfik, (haz. Yıldırım ve Özdemir), 2011, 64).
II. Abdülhamid, sıkı bir Arsen Lüpen ve Sherlock Holmes takipçisi idi. Çoğu çevirisini Ahmed Nermi'nin yaptığı, Sir Arthur Conan Doyle'un yazdığı Sherlock Holmes maceraları (Kesik Baş Parmak, İki Lekeli Cinayet vs.) yanı sıra, Louis Letang'in "İzsiz Cinayet", Jules Mary'nin "Meçhul Bir Cinayet", Lomberjo'nun "Cinayetlerin Sonu" ve Malujen'in "Cinayat El Defteri" gibi polisiye ve cinai eserler de kütüphanesinde yer alıyordu.
II. Abdülhamid'in kuşkucu bir padişah olmasının, polisiye romanlara olan merakını artırdığı düşünülüyor. Bu durumu, kendi yorumunu da katarak Araştırmacı-Yazar Erol Üyepazarcı şöyle değerlendiriyor:
"Padişah Abdülaziz tahttan indirildikten sonra abisi V. Murat tahta çıkarılıyor; ardından o da indirilip Abdülhamid tahta oturuyor. Böyle çalkantılı bir dönemden geçmiş oluyor dolayısıyla. Akabinde Ali Suavi sarayı basarak tekrar V. Murat'ı tahta çıkarmak isteyince bir olay daha yaşanmış oluyor bu bağlamda. O sırada Avrupa'da ve dünyada devlet adamlarına çok sık suikast girişimleri olduğu görülüyor. Bu suikastlar sonucunda Fransız Cumhurbaşkanı, Amerikan Cumhurbaşkanı, Rus Çarı öldürülüyor. 1905 yılında kendisine desuikast girişiminde bulunulmuş fakat şans eseri kurtulmuştur. Bu noktaları göz önünde bulundurduğumuzda, kuşkucu olmak için haklı nedenleri vardı diyebiliriz."
SULTAN'IN DÖNEMİNDE ÇEVRİLEN ROMANLARIN ÖZELLİKLERİ
Bibliyografik çalışmaların incelenmesi sonucu II. Abdülhamid'in saltanatı döneminde 446 çeviri roman tespit edildi. Bunlar içerisinde yeniden çeviri örneklerine, müşterek çevirilere ve kadın çevirmenlere (mütercimelere) rastlanır. Türk edebiyatında köklü bir geleneğe sahip olan mukaddime/hâtime yazma, bu dönemin çeviri romanlarında da görülür. 446 roman çevirisinin 135'inde sadece ön söz, 18'inde hem ön söz hem son söz, 7'sinde de sadece son söz olmak üzere toplamda 160 eserde ön söz ve/ya son söz tespit edilir. Çevirmenler kimi zaman sadece isimlerinin baş harflerini verirken bazen de rumuz kullanmıştır. (RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, II. Abdülhamid Dönemi Roman Çevirileri / E. Bozkurt & A. B. Karadağ (43-77. s.)
II. ABDÜLHAMİD'İN POLİSİYE MERAKI KİTAPLAŞIYOR
Ötüken Neşriyat editörlerinden Göktürk Ömer Çakır, Gazete Habertürk'e verdiği röportajda durumu şöyle açıklıyor: "İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi'nde II. Abdülhamid'in kendisi için çevirttiği 523 polise hikâye olduğunu biliyoruz. Ya seçerek ya da bütünüyle 'Abdülhamid Polisiyeleri' ya da 'Abdülhamid için Çevrilen Polisiye Hikâyeler' veya 'Sultan Hamid'in Sevdiği Polisiyeler' gibi bir adla kitaplaştıracağız. Hikâyelerin bazıları devrin ünlü şahısları tarafından çevrilmiş. Hüseyin Cahit Yalçın ve Rıza Nur, çeviri yapan isimlerden. Hatta öyle ki, bazı hikâyeler henüz gazete tefrikası iken padişah tarafından çevrilmesi istenmiş. Bu sebeple padişah için yapılan çevirilerin tarihi Fransa'daki bazı kitapların yayım tarihinden daha önce. Bu ayrıntı da Abdülhamid'in polisiyeye olan ilgisinin ve bu edebiyatı nasıl takip ettiğinin boyutunu gösteriyor."