Sultan İkinci Murad Han, devletin başına geçtikten sonra, ilim ve edebiyata büyük önem vermiştir. Sultanın şairliği hakkında Sehî Bey tezkiresinde "çok üstün derecede güzel, derin manalı şiirler söylediği, hatta konuşurken bile çoğu vakit, hislerini nazım hâlinde ifade ettiği" söylenilir. Şiirlerinin çoğu tasavvufdir. Sultan "Murâdî" mahlasını kullanmıştır.
Murâdî'den bir beyit:
Varalım bir iki gün zikredelim Mevlâ'yı
Bize ısmarladılar mı bu yalan dünyayı?
FATİH SULTAN MEHMET
Fatih, devrinin sayılı şairlerindendir. Şiirlerinde "Avnî" mahlasını kullanmıştır ve divanı mevcuttur. Dünya tarihinde; zaferleri kadar, ilme ve sanata verdiği önemle de dikkatleri üzerine toplayarak, yepyeni bir devir açan Fatih Sultan Mehmed Han; şairlikte de devrinin büyük şairleri ile kıyas edilebilecek seviyededir.
Avnî'den bir beyit:
İmtisâl-i "Câhidû fllâh" olupdur niyyetüm.
Dîn-i İslâm'ın mücerred gayretidür gayretüm.
(Niyetim Cenab-ı Hakk'ın Kur'ân-ı Kerîm'de buyurduğu "Allah yolunda hakkıyla cihad edin" emrine uymaktır. Gayretim sadece din gayretidir.)
İKİNCİ BAYEZİD HAN (ADLÎ)
Şair, bestekâr ve hattat bir padişah olarak bilinen Sultan İkinci Bayezid Han, mükemmel bir tahsil görmüş, tarih ve edebiyat sahasında esaslı bir kültür sahibi olmuştur. "Adlî" mahlasıyla yazdığı şiirleri oğlu Yavuz Sultan Selim'in emriyle küçük bir divan hâlinde toplanmıştır.
Adlî'den bir beyit:
Şeh oldur ki kulluğun etti senin
Kulun olmayan şeh gedâ yaraşur
(Gerçek padişah odur ki sana kulluk eder, senin kulun olmayan hükümdara ancak kölelik yaraşır.)
YAVUZ SULTAN SELİM HAN (SELÎMÎ)
Selîmî mahlasıyla kaleme aldığı şiirlerinde Yavuz Selim Han'ın iç dünyasının zarafetini görmek mümkündür. Sultan Selim, siyasî ve askerî dehâsı yanında, ilmî ve bilhassa edebî bir hüviyeti de şahsiyetinde mezcedebilmiş (birleştirmiş) büyük ve kudretli bir hükümdardır. Ayrıca divan sahibi bir padişahtır.
Selîmî'den bir kıt'a:
Milletimde ihtilâf u tefrika endîşesi
Kûşe-i kabrimde hattâ bî-karâr eyler beni
İttihâd oldu hücûm-ı hasmı def'e çâremiz
İttihâd olmazsa dâim dâğdâr eyler beni
(Milletimin anlaşmazlık ve parçalanma endişesi beni kabrimde bile rahatsız eder (kemiklerimi sızlatır). Düşman hücumunu defetmek için tek çare birlik-beraberliktir. Şayet bu olmazsa beni ebedî gönlümden yaralar.)
KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN (MUHİBBÎ)
Kanunî, Osmanlı padişahları içinde en çok şiiri olan hükümdardır. Kanuni'nin; devlet işlerinin arasında binlerce şiirden oluşan bir "divan" vücuda getirebilmesi hayret edilecek bir muvaffakiyettir. Ömrü boyunca seferden sefere koşmuş, devleti zaferden zafere koşturmuş olan Kanunî'nin divanı, son derece ustaca söylenmiş gazellerden oluşur. Çok şiir yazmasına rağmen, eserlerinde hiçbir zaman tekdüzeliğe düşmediği görülmektedir…
Muhibbî'den bir beyit:
Halk içinde mu'teber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi
SULTAN İKİNCİ SELİM HAN (SELÎMÎ)
İkinci Selim Han, divan sahibi sultanlardan olup devrinin önde gelen sanatkârları arasındadır. Kendinden evvelki Osmanlı padişahları gibi o da kuvvetli bir şairdi. Millet Kütüphanesi'ndeki Ali Emirî koleksiyonunda kıymetli bir divanı vardır. Dedesi Yavuz Sultan Selim gibi "Selîm" ve "Selîmî" mahlasıyla şiirler yazmıştır.
Selîmî'den bir beyit:
Biz bülbül-i muhrik-dem-i gülzâr-ı frâkız
Âteş kesilür geçse sabâ gülşenimizden
(Biz ayrılık gülbahçesinin yanık sesli[yakıcı nefesli] bülbülüyüz. Sabâ rüzgârı gül bahçemizden geçse [bizim harâretimizden dolayı, âdeta] ateş kesilir!)
SULTAN ÜÇÜNCÜ MEHMED HAN (ADLÎ)
Devrinin en büyük âlim ve şairlerinden eğitim gören Üçüncü Mehmed Han'ın sade ve samimi mısraları, onun devlet idareciliği yanında kaleminin kuvvetini de ortaya koyar. Üçüncü Mehmed Han, Adlî mahlasıyla şiirler yazmıştır. Divanının mevcudiyeti hakkında bilgi yoktur.
Adlî'den bir beyit:
Yokdurur zulme rızâmız adle biz mâilleriz
Gözleriz Hakk'ın rızâsın emrine kâilleriz
(Zulme asla rıza göstermeyiz. Adalet taraftarıyız. Her işimizde Cenab-ı Hakk'ın rızasını gözler, emrine imtisal ederiz.)
BİRİNCİ AHMED
Bahti mahlasını kullanan I. Ahmed, Divan sahibidir. On dört yaşında iken on dördüncü Osmanlı padişahı olarak tahta geçip on dört yıl hüküm sürdü. Şiirleriyle bir Divan oluşturan I. Ahmed, beste ve güfte de yazdı. Mevleviliğe eğilimi olan Bahti, Mevlana Celaleddin-i Rumi'yi dünyanın mana tahtında oturan padişahı olarak niteler ve kendisine onun bendesi olmasını öğütler.
Bahtiya! Bendesi ol dergeh-i Mevlana'nun
Taht-ı ma'nide odur padişehi devranun
İKİNCİ OSMAN
Yetkin hocalar tarafından çok iyi bir eğitimden geçirilen II. Osman, Arapça, Latince ve Yunanca dillerini çok iyi bir şekilde öğrendi. Genç Osman olarak da bilinen sultan, tarihte eşine az rastlanır bir şekilde tahtan indirilerek, Yedikule zindanlarında boğularak katledildi. Farisi adı ile oldukça sade şiirler bıraktı arkasında.
Cana kar eyledi güzel sitemün
Olmadı zerrece bana keremün
Gerçi bağlandı dil o kilkülüne
Beni divane etdi gonca femün
Çok güzel sevdim alem içre bugün
Görmedim böyle derdini serimün
II. MAHMUT
Yâ Resûla'llâh bu 'abd-i 'âcizüñdür pür-kusūr
'Afv ile cürmüm kerem kıl nusrete lutf-ı vüfûr
Eyle 'âciz ümmetüñe kıl şefâ'at serverâ
Kasdı hidmetdür ider sâyeñde elbette zuhur
(Yedikıta dergisinden derlenmiştir.)