Alaattin Karaca'nın titiz çalışması sonucu yayına hazırlanan "Necip Fazıl'dan Menderes'e Mektuplar" başlıklı çalışması Kopernik Yayınları tarafından yeniden okurla buluştu. Kitapta Türk şiirinin önemli isimlerinden olan Necip Fazıl'ın Büyük Doğu'yu çıkarmak için verdiği mücadeleyi, karşılaştığı engelleri, dergi ve gazetelerde hakkında tutulan raporları okumak mümkün. Yeni Şafak'ta yayımlanan habere göre, dönemin Başbakanı Menderes'e yazılan mektuplar şairin bir edebiyatçıdan öte fikir adamı yönünü gözler önüne seriyor. Aynı zamanda 1950'lerin siyasi atmosferini de görebiliyoruz.
İLK İRTİBAT 1952'DE KURULDU
Karaca, yeni baskısı yapılan kitapta yeni belgelere de yer verildiğini dile getirdi. Sadece mektupların değil, Büyük Doğu ile ilgili, rejime aykırı dinî yayınlar yaptığı yönünde, İnönü döneminde tutulan rapor ve kapatma kararlarına da yer veriliyor. Karaca, "Ayrıca şairin yazdığı "Sabır Taşı" adlı oyunun ödül yarışmasında kendisine haksızlık yapıldığı nedeniyle CHP'ye karşı açtığı davaya dair mahkeme evrakları ve Yassıda Davası'na konu olan bazı banka dekontları bulunuyor" dedi.
Necip Fazıl'ın Adnan Menderes'le merhum Tevfik İleri aracılığıyla ilk defa 1952'de irtibat kurduğunu, Menderes'e destek vermek ve Büyük Doğu'yu kendi ideallerine uygun olarak bir günlük gazete hâlinde çıkarmak için ondan destek talep ettiğini söylüyor. Sorularımızı yanıtlayan Alaattin Karaca bu mektupların önemini şöyle anlatıyor: "Bu mektuplar ve belgeler, bence ilkin 1940'lı yıllarda basınla iktidar arasındaki münasebetleri göstermesi bakımından önemli. Belgelerden ve toplatılma, kapatılma kararlarından anlaşılıyor ki, İnönü döneminde –ve daha sonra- başta Büyük Doğu olmak üzere, çoğu dergi ve gazete sıkı bir biçimde takip ediliyor, kitaplar hakkında toplatılma kararları alınıyor. Arşivde bu konuda epeyce belge var. Hatta Serdengeçti, Orhun dergileri hakkında tutulan raporlar, Sait Faik, Sabahattin Ali gibi yazarlara ait kitapların yasaklanma kararları da mevcut. Bu mektuplar ayrıca, Büyük Doğu'nun hangi şartlar altında çıktığı, kimler tarafından ve ne tür engellemelere maruz bırakıldığını görmek açısından da önemli."
HAPİSHANE MEKTUPLARI DA VAR
Karaca kitapta yer alan mektupların bir kısmının ise şairin 24 Haziran 1957'de tutuklanmasından sonra, "zindan"dan yazdıkları olduğunu söylüyor. Karaca, "Bunların çoğunda "cezaevinde çok mustarip olduğu"nu ifade eder, Menderes'ten bir "Basın Affı" çıkarılarak kurtarılmasını ister. Bu bağlamda az da olsa şairin ailesinin çektiği sıkıntıların da mektuplara yansıdığı görülmektedir" diyor. Karaca, "Bu mektuplar, Büyük Doğu'nun hangi şartlar altında çıktığı görmek açısından da önemli. Bir de tabii 27 Mayıs Darbesi'ne nasıl gidildiğini ve DP içinde kimlerin darbenin hazırlanmasında rolü olabileceğini bu mektup ve belgeler vasıtasıyla takip edebiliyoruz" diyor.
HÜKÜMETİ UYARMIŞTI
Alaattin Karaca en çok ilgisini çeken 17 Aralık 1954 tarihli mektup olduğunu söylüyor. Necip Fazıl'ın "Ömrümce yazdığım ve yazacağım mektuplar içinde en mühimi" notuyla yazdığı mektupta Demokrat Parti'yi tahlil ediyor.
Karaca, dönemin başbakanını masonik zümre konusunda uyardığına dikkat çekerek, "Bu mektup, bence günümüzdeki siyasiler için de önemli uyarılar içermektedir. Ama genelde kitaptaki tüm belge ve mektuplar, 27 Mayıs Darbesi'ne adım adım nasıl gidildiğini, bu gidişte kimlerin payı olduğunu, yapılan yanlışları, alınmayan önlemleri görmek bakımından önemli" diye konuşuyor.