Mülteci kamplarında müzik eğitimi alan Filistinli gençler, İstanbul'da müzikseverlerle bir araya geldi.
Yunus Emre Enstitüsünün desteği ve Zeytinburnu Belediyesinin ev sahipliğinde Zeytinburnu Kültür Merkezi'nde konser veren gençler, Arap dünyasının sevilen şarkılarını seslendirdi.
Müzikal eğitimlerini Al-Kamandjati Derneği vasıtasıyla alan Filistin ve Lübnan mülteci kamplarında yetişen gençler, Zeytinburnu'ndan sonra ikinci konserlerini Samsun'da verecek.
Konser öncesi AA muhabirine açıklamada bulunan Yunus Emre Enstitüsü Strateji Geliştirme Uzmanı Fuat Korkmaz, kurum olarak birçok ülkede Türk kültürünü, Türk edebiyatını ve sanatını tanıtmak için çeşitli faaliyetler yürüttüklerini anlatarak, bu projeyle Lübnan'daki mülteci kamplarında yaşayan müzisyenlerin Türkiye'ye gelmesini ve burada müziklerini bir konserle taçlandırmalarını istediklerini dile getirdi.
Korkmaz, konserde Lübnanlı ve Türk sanatçıların da Filistinli gençlerle beraber sahne aldığını belirterek, şunları söyledi:
"Kurum olarak yıllardır yerel ürünleri, yerel sanatçıları destekleme noktasında faaliyetler yürütüyoruz. Orta Doğu'dan birçok ressamı, akademisyeni, edebiyatçıyı Türkiye'ye getirdik. Bu faaliyet de iletişim içerisinde olduğumuz Filistin'deki müzisyenlerle ve aynı zamanda Beyrut'taki mülteci kamplarında eğitim gören müzisyenlerimizle ilişkimizin bir ürünü olarak ortaya çıktı. Onların da Türkiye'de bir konser verme, Türkiye'deki müzik ortamlarıyla iletişim içerisinde olma istekleri vardı. Biz de bunu bir konserle gerçekleştirelim istedik."
"MÜZİK, KENDİMİZİ İFADE ETMEK İÇİN BİR ARAÇ"
Al-Kamandjati Derneğinin temsilcisi aynı zamanda müzisyen Nur Abu Raya da projeye çok iyi hazırlandıklarını ifade ederek, "Türkiye'ye grup olarak ilk gelişimiz. Bu konseri kültürümüzü, müziğimizi tanıtmak için büyük bir fırsat olarak görüyoruz ve bu fırsatı değerlendirmeye çalışıyoruz." dedi.
Raya, konserde hem Arap hem de Türk dinleyicilere hitap etmek adına özel bir repertuvar hazırladıklarını söyleyerek, şöyle devam etti:
"Mülteci kamplarında yaşam şartları gerçekten çok zor. Bu yüzden müziği kendimizi ifade etmek, bir arada kalmak ve sıkıntılarımızı gidermek için bir araç olarak görüyoruz. Grup olarak hem kamplarda hem de kampların dışında konserler veriyoruz. Bu da bizim kendimizi ifade etmemize ve kültürümüzü diğer insanlara anlatma noktasında yardımcı oluyor. Aynı zamanda farklı ülkelerdeki müzisyenlerle de çalışıyoruz ve konserler veriyoruz. Bu konserler sahnede öz güvenimizi koruma konusunda yardımcı oluyor. ABD ile Fransa'daki müzisyenlerle de çalışıyoruz."
Fransa ve İspanya'da da konser vereceklerinden bahseden Raya, "Yakın zamanda Filistin'de de bir etkinlik yapacağız. Bu arada İstanbul'u ekip olarak gezme fırsatımız oldu. Çok sevdik ve özellikle Türk yemeklerini çok beğendik. Bundan sonra fırsat olursa yeniden Türkiye'de bir konser vermeyi isteriz." diye konuştu.
Konserin açılışında kısa bir konuşma yapan Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy ise etkinliğin mülteci kamplarında hayatın devam ettiğini gösteren önemli bir örnek olduğuna dikkati çekerek, "Bu proje belki de bu çocukların hayata tutunma çabası aslında. Dolayısıyla son derece anlamlı. Emeği geçen herkese teşekkür etmek istiyorum." ifadelerini kullandı.
Yaklaşık 1 saat süren konserde Ümmü Gülsüm, Feyruz ve Abdulhalim Hafız gibi Arap müziğinin duayen sanatçılarından aralarında "Nessema Aleyne'l Hava", "Mavtini", "Elf Leyle ve Leyle" ve"Lamma Bada"nın bulunduğu 11 eser seslendirildi. Konserde ayrıca Tanburi Cemil Bey'in "Çeçen Kızı" eseri ile Filistin'in folklorik ezgileri icra edildi.
Konserde solist olarak yer alan Muhammed Ali Ebu Salih'e Al-Kamandjati Derneğinden 9 sanatçı ile Türkiye'den Serkan Çekim, Ercan Poyraz, Semih Özdemir, Hüseyin Okan ve İlker Mehmet Er enstrümanlarıyla eşlik etti.
"MÜZİK, KENDİMİZİ İFADE ETMEK İÇİN BİR ARAÇ"
Al-Kamandjati Derneğinin temsilcisi aynı zamanda müzisyen Nur Abu Raya da projeye çok iyi hazırlandıklarını ifade ederek, "Türkiye'ye grup olarak ilk gelişimiz. Bu konseri kültürümüzü, müziğimizi tanıtmak için büyük bir fırsat olarak görüyoruz ve bu fırsatı değerlendirmeye çalışıyoruz." dedi.
Raya, konserde hem Arap hem de Türk dinleyicilere hitap etmek adına özel bir repertuvar hazırladıklarını söyleyerek, şöyle devam etti:
"Mülteci kamplarında yaşam şartları gerçekten çok zor. Bu yüzden müziği kendimizi ifade etmek, bir arada kalmak ve sıkıntılarımızı gidermek için bir araç olarak görüyoruz. Grup olarak hem kamplarda hem de kampların dışında konserler veriyoruz. Bu da bizim kendimizi ifade etmemize ve kültürümüzü diğer insanlara anlatma noktasında yardımcı oluyor. Aynı zamanda farklı ülkelerdeki müzisyenlerle de çalışıyoruz ve konserler veriyoruz. Bu konserler sahnede öz güvenimizi koruma konusunda yardımcı oluyor. ABD ile Fransa'daki müzisyenlerle de çalışıyoruz."
Fransa ve İspanya'da da konser vereceklerinden bahseden Raya, "Yakın zamanda Filistin'de de bir etkinlik yapacağız. Bu arada İstanbul'u ekip olarak gezme fırsatımız oldu. Çok sevdik ve özellikle Türk yemeklerini çok beğendik. Bundan sonra fırsat olursa yeniden Türkiye'de bir konser vermeyi isteriz." diye konuştu.
Konserin açılışında kısa bir konuşma yapan Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy ise etkinliğin mülteci kamplarında hayatın devam ettiğini gösteren önemli bir örnek olduğuna dikkati çekerek, "Bu proje belki de bu çocukların hayata tutunma çabası aslında. Dolayısıyla son derece anlamlı. Emeği geçen herkese teşekkür etmek istiyorum." ifadelerini kullandı.
Yaklaşık 1 saat süren konserde Ümmü Gülsüm, Feyruz ve Abdulhalim Hafız gibi Arap müziğinin duayen sanatçılarından aralarında "Nessema Aleyne'l Hava", "Mavtini", "Elf Leyle ve Leyle" ve"Lamma Bada"nın bulunduğu 11 eser seslendirildi. Konserde ayrıca Tanburi Cemil Bey'in "Çeçen Kızı" eseri ile Filistin'in folklorik ezgileri icra edildi.
Konserde solist olarak yer alan Muhammed Ali Ebu Salih'e Al-Kamandjati Derneğinden 9 sanatçı ile Türkiye'den Serkan Çekim, Ercan Poyraz, Semih Özdemir, Hüseyin Okan ve İlker Mehmet Er enstrümanlarıyla eşlik etti.