Küçük sahil kasabası Gelibolu'da 1465-1470 yılları arasında doğduğu tahmin edilen Muhiddin Piri Reis, 11 yaşına kadar burada yaşadı.
Okuma ve yazmayı öğrenen Piri Reis, daha sonra denizciliği öğrendiği amcası Kemal Reis'in gemilerinde çalışmaya başladı.
Piri Reis, amcasının yanında 14 yıl her türlü mesleki bilgi ve beceriyi kazandı.
O dönem gemicilerinin üstün özellikleri arasında görülen korsanlıkla birlikte devlet görevinde de bulunan Piri Reis, bu yıllara ait bilgiler ile amcası Kemal Reis'le dolaştığı yerleri ve tarihi olayları daha sonra yazdığı "Kitab-ı Bahriye"de anlattı.
Piri Reis, 1486'da Gırnata'daki Müslüman halkın Tunus, Mısır ve Osmanlı Devleti'nden yardım istemesi üzerine amcasının gemileriyle bu Müslümanları Afrika'ya taşıdığı 1487-1493'te deniz üzerinde pek çok araştırma ve çalışma gerçekleştirdi.
Amcası Kemal Reis ile batı Akdeniz kıyılarında ve çeşitli adalarda korsanlık yapan, diğer korsanlara karşı üstünlük sağlayan, gemilerine el koyan ve bölgeyi kış aylarında liman yeri olarak kullanarak bu süreçte Cezayir, Tunus ve Bona limanlarında kalan Piri Reis, bulundukları yerlerin ve bölgedeki adaların fiziki bilgilerini ve kimlere ait olduğunu not aldı.
HİZMET VE BAŞARILARIYLA DİKKATİ ÇEKTİ
1480'li yıllarda Osmanlı Devleti'nin başına geçen Fatih Sultan Mehmet'in oğlu 2. Beyazıt, tüm dikkatini fetih ve büyümeye verdiği için kara ve deniz gücünü kuvvetlendirmek amacıyla korsanlık yapan Türk gemilerini devlet yönetimi altına toplayarak, Kemal Reis'i, gemilerini ve deniz askerlerini de huzuruna davet etti.
Kemal Reis, 2. Beyazıt'ın huzuruna, Kara Hasan ve Piri Reis ile çıktı ve kendi gemileriyle oluşturduğu deniz gücüyle 1494'te Osmanlı Devleti'nin hizmetine girerek, bu oluşuma deneyimleriyle güç kattı.
Böylece 1499-1502 yılları arasında meydana gelen deniz savaşları sırasında ünü duyulan Piri Reis, dönemin Kaptan-ı Derya'sı Davut Paşa'nın filosundaki bir savaş gemisinin komutanı oldu.
Venedik ile 1500-1502 tarihlerinde yapılan savaşlarda Piri Reis'in hizmet ve başarıları dikkati çekti.
Piri Reis, 1511'de, nedeni bilinmeyen bir deniz faciasında amcası Kemal Reis'i kaybettikten sonra bir süre denizciliğe ara vererek Gelibolu'ya döndü.
O yıllarda dünya haritasına yoğunlaşan Piri Reis'in önceki yıllarda tuttuğu notlardan hazırladığı "Kitab-ı Bahriye" adlı eseri önemli bir denizcilik kılavuzu olarak kabul edildi.
RODOS'UN FETHİNİ GERÇEKLEŞTİREN BÜYÜK DONANMADA YER ALDI
Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferini gerçekleştirdiği 1516-1517 yıllarında İskenderiye'yi ele geçiren donanmada komutanlık görevi verilen Piri Reis, donanmadan ayrılarak bir filo ile Nil yolundan Kahire'ye giderek, buranın da haritasını yaptı ve bölge hakkında tarihi ve coğrafi bilgiler edindi.
Piri Reis, 1517'de Mısır'ın, Osmanlı topraklarına katılmasıyla İskenderiye'ye bir filo ile giden Yavuz Sultan Selim ile şahsen tanışma fırsatını buldu ve daha önce hazırladığı dünya haritasını padişaha hediye etti.
Mısır seferinden sonra tekrar Gelibolu'ya dönen Piri Reis, burada bilimsel çalışmalarına devam etti.
Piri Reis, 1520'de Yavuz Sultan Selim'in ölümü ile oğlu Kanuni Sultan Süleyman'ın Osmanlı tahtına geçmesiyle birlikte başlayan ve büyük fetihlere imza atan Osmanlı Devleti'nde çalışmalarını sürdürerek, bu dönemde Rodos'un fethini gerçekleştiren büyük donanmada da görev aldı.
Padişahın, 1524'te Sadrazam Pargalı İbrahim Paşa'nın Mısır'a gitmesi sırasında paşaya eşlik etmesiyle yola çıkan Piri Reis, yolda yaşadıkları fırtına ve sorunlar nedeniyle uzayan yolculukta, Sadrazam Pargalı İbrahim Paşa tarafından daha yakından tanındı.
Piri Reis, yolculuk sırasında "Kitab-ı Bahriye" eserinin ilk çalışmaları hakkında sadrazama bilgi verdi ve onun önerisi üzerine çalışmaları kitap haline getirdi. Piri Reis'in önemli bir denizcilik kılavuzu olarak kabul edilen Kitab-ı Bahriye eseri, Pargalı İbrahim Paşa aracılığıyla Kanuni Sultan Süleyman'a da takdim edildi.
Böylece devlet çalışmalarında aktif rol alan Piri Reis, Hint Beylerbeyliği (Kızıl Deniz, Umman Denizi ve Basra Körfezi Amiralliği) ve daha bir çok önemli denizcilik görevinde bulundu.
PİRİ REİS, 1554'TE İDAM EDİLDİ
Piri Reis'in, 1552'de ikinci kez çıktığı Mısır seferinin son durağı Basra, hayatının en kritik zamanlarını ve hayatının en acı günlerini yaşamasına sebep olan gelişmeleri beraberinde getirdi.
Gemilerinin ihtiyacını gidermesi, onarım ve bakımlarının yapılması ve askerlerin dinlenmesi için donanmayı Basra'da bırakarak ganimet yüklü gemilerle Mısır'a gelen Piri Reis, Basra Beylerbeyi Kubat Paşa ile Mısır Beylerbeyi Mehmet Paşa'nın tutumları nedeniyle hapsedilerek, Kanuni Sultan Süleyman'a şikayet edildi.
Piri Reis, şikayetler sonucunda hizmette kusur ile suçlanarak, 80 yaşını aştığı bir dönemde, 1554'te idam edildi.
ESERLERİ
Piri Reis, denizcilik alanında zamanının en önemli bilim adamları arasında yer aldı. Ana dili dışında Rumca, İtalyanca, İspanyolca ve Portekizce bilen Piri Reis, dünya haritasını hazırlarken, bu dillerden istifade ettiğini ve eserlerden yararlandığını yazdı.
1521 ve 1525 tarihli olan "Kitab-ı Bahriye" adını taşıyan eseriyle Ege ve Akdeniz kılavuzu olarak tanımlanan Piri Reis, farklı zamanlarda Ege, Adriyatik, İtalya, Fransa, İspanya ve Tunus limanlarında inceleme yapma fırsatı buldu ve buralara ilişkin notlarında tarih, coğrafya ve denizlerle ilgili ayrıntılı bilgilere yer verdi.
Piri Reis'in "Kitab-ı Bahriye" adlı eserinin asıllarından kopya edilmiş nüshaları İstanbul, Berlin, Dresden, Bolonya, Paris, Viyana ve Londra'daki özel ve devlet kütüphanelerinde yer aldı.
Piri Reis ayrıca, günümüzde asıl ve kopyalarının parçalanmış halde nüshalarının mevcut olduğu "Dünya Haritası" isimli eserinde, 1513'te birincisini, 1528'de ise ikincisini hazırladığı dünya haritalarını renkli olarak deri üzerine yaptı.