Osmanlı döneminden kalan han, hamam, cami, çeşme ve köprülerin yanında, genellikle üç katlı, 6-8 odalı, ihtiyaçlara uygun tasarlanmış, estetik biçimde şekillendirilmiş geleneksel konakların bulunduğu Karabük'ün Safranbolu ilçesinin kaderi, 44 yıl önce adeta değişti.
Türkiye'deki korunması gereken yaklaşık 50 bin kültür ve tabiat varlığının 1125'ini barındıran Safranbolu, 8 Ekim 1976'da Kültür Bakanlığı Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu Başkanlığı tarafından "Tarihsel ve Doğal Sit Alanı" ilan edildi.
Bu sayede akademik çevrelerin ilgisini çeken ilçe, 1977 yılında 14. Antalya Film Festivali En İyi Kısa Metrajlı Film Dalında Altın Portakal Ödülü alan, Süha Arın'ın yönetmenliğini yaptığı ''Safranbolu'da Zaman'' belgesel filmiyle daha çok gündeme geldi.
DÜNYA MİRAS LİSTESİNE ALINDI
Tarihi ilçe, UNESCO'nun da dikkatini çekerek 17 Aralık 1994'de Dünya Miras Listesi'ne alındı.
Adının başına "dünya mirası" unvanının eklenmesiyle adeta kimlik değiştiren Safranbolu'da, Türk kent kültürünün en önemli yapı taşları olan ve zamanla terk edilen tarihi konaklara işlev kazandırıldı, bozulan Arnavut kaldırımları yeniden yapıldı, anıtsal eserler restore edildi ve kaybolmak üzere olan el sanatları canlandırıldı.
18. ve 19. yüzyıl ile 20. yüzyıl başlarında inşa edilen geleneksel Türk evlerinin büyük kültür birikiminin, maddi zenginliğin ve yüksek düzeyde ustalığın ürünü olduğu görülen Safranbolu, dünyanın "en iyi korunan ilk 20 kenti" arasına girmeyi de başardı.
Cinci Hanı ve Hamamı, Köprülü Mehmet Paşa, İzzet Mehmet Paşa, Dağdelen, Hidayetullah ve Kaçak (Lütfiye) camileri, İncekaya Su Kemeri, Eski Hükümet Konağı ve Saat Kulesi, tarihi çeşmeler ile arastalar (loncalar) gibi önemli yapılara sahip ilçe, yılda 1 milyon 300 bin yerli ve yabancı turisti ağırlıyor.
KORUMA KARARI İLÇENİN KADERİNİ DEĞİŞTİRDİ
Yaklaşık 3 asırlık yapıların hala ilk günkü gibi işlev gördüğü ilçede, 1970'li yıllarda Safranbolu Belediye Meclisi tarafından da koruma kararı alındığını aktaran Karabük valisi Fuat Gürel, "8 Ekim 1976'da Safranbolu ile ilgili alınan koruma kararı, ilçenin kaderini adeta değiştirmiş. Bu tarihten sonra akademisyenlerin, tarihçilerin, siyasilerin ve mimarların uğrak yeri haline gelen tarihi ilçemizin başarısı ülke sınırlarını aşarak UNESCO tarafından 'dünya miras kenti' olarak tescillenmiş." dedi.
Gürel, tarihi ilçenin sadece Türkiye'nin değil, dünyanın da gözbebeği olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Atalarımız bize, Türk kent kültürünün en önemli yapı taşlarını içinde yaşayarak aktarmış. Bizim de en büyük görevimiz somut ve soyut mirasımızı gelecek kuşaklara koruyarak aktarabilmek. Ülkemizde 'korumacılık' dendiğinde ilk akla gelen ilçemizde, devletimiz yüzlerce eseri restore etmiş. Bir o kadar ilçedeki vatandaşlarımız da eserlere sahip çıkarak restore ettirmiş. Tescilli eserlerin yüzde 70'ine yakını restore edildi. Gelenek, görenekler ve zanaatlar da yaşatılıyor ilçemizde. Bu nedenle 'korumanın başkenti' unvanını hak etmiş."
KORUMACILIK ALANINDA TÜRKİYE'YE ÖRNEK OLMAYA DEVAM EDECEK
Koruma kararının ne kadar yerinde olduğunu yaşayarak gördüklerini anlatan Gürel, "Tarihi ilçemizi yılda yaklaşık 1 milyon 300 bin yerli ve yabancı turist ziyaret ediyor. 'Kültürel Miras ve Korumacılık' temasıyla Altın Safran Belgesel Film Festivali yapılıyor 21 yıldır. Özelde Safranbolu, genelde ülkemizdeki eserleri korumayı amaç edinmiş festival aracılığıyla 100 bine yakın belgesel ve fotoğraf arşivi oluştu. Bu kültürel arşiv gelecek kuşaklara somut ve soyut miras hakkında önemli belge niteliğinde. Safranbolu, korumacılık alanında Türkiye'ye örnek olmaya devam edecek." ifadelerini kullandı.