Dünyaca ünlü efsane müzisyen John Lennon, 8 Ekim 1940′da İngiltere'nin Liverpool kentinde dünyaya geldi. Bir işçi olan annesi Julia ve denizci olan babası Alfred, Lennon iki yaşındayken boşandılar. Teyzesi ve eniştesi tarafından büyütülen Lennon, babasını 20 yıl boyunca yalnızca iki kez görebildi. Teyzesi, annesinin aksine otoriter biriydi ve bu yüzden Lennon'ın çocukluğu teyzesine direnerek geçti.
17 YAŞINDA BEATLES'I KURDU
Lennon 15 yaşındayken, teyzesi ona ilk gitarını hediye etti. Üstelik kısa sürede sıkılacağını umarak ve gitar çalarak hayatını sürdüremeyeceğini söyleyerek. İki yıl sonra, Paul McCartney'le tanıştı. Bir yıl sonra Paul McCartney, George Harrison'ı Lennon'a tanıttı. Ardından, Stu Sutcliffe basçı olarak aralarına katıldı ve kurdukları grubun adının "The Silver Beatles" olmasını önerdi.
O 17 yaşındayken, annesi bir caddede karşıdan karşıya geçerken, bir polis otomobili tarafından ezildi. 1960′da "The Silver Beatles" olan grubun adı "The Beatles"a çevrildi. Bir yıl sonra da Ringo Starr gruba katıldı. Grubun ilk 45′liği olan "Love me do" 1962′de piyasaya çıktı. The Beatles ile dünya çapında başarı kazandılar, bazı eleştirmenler tarafından dünyanın gelmiş geçmiş en iyi grubu olarak nitelendirildiler. Kazandıkları ödülleri kendileri bile sayamıyorlardı.
Hem bu kadar ünlü olmak, hem de aykırı tavır takınmak elbette birtakım problemlere de yol açacaktı…
"BEATLES İSA'DAN DAHA POPÜLER"
Filipinler'e gittikleri 1966 yılında, devlet başkanının grubu davet etmesinin ve Beatles'ın da resmi davetleri kabul etmediğini açıklamasının ardından, ülkeden ayrılırken yanlarına koruma verilmedi ve havaalanında saldırıya uğradılar.
Sonraki yıllarda Amerika'daki bir röportajında John Lennon o olay yaratacak sözü söyledi: "Beatles şu anda İsa'dan daha popüler!"
Her ne kadar espri olsun diye söylemişse de, bu söz elbette dokunduğu konu dolayısıyla toplumun büyük bir kesiminin tepkisiyle karşılaştı. Amerika'da büyük sorun yaratan bu açıklama sonrasında Beatles plakları yakılmaya başlandı.
Lennon daha sonra Amerikan basınına yaptığı açıklamada, "Eğer televizyon İsa'dan daha popüler deseydim muhtemelen yakamı kurtaracaktım. Ben, İsa'dan daha iyiyiz, mükemmeliz demiyorum veya karşılaştırmıyorum. Sadece söylediğim şekilde söyledim; ama yanlış bir ifadeydi ya da yanlış algılandı. Hepsi bu, bunun için üzgünüm din karşıtı bir söylem değildi. Hala bu kadar ne yanlış yapmış olduğumu tam olarak anlamıyorum. Size ne demek istediğimi anlatmaya çalıştım ama benden mutlaka bir özür bekliyorsanız ve bu sizi mutlu edecekse özür dilerim" demişti.
BEATLES'I YIKAN KADIN VE AKTİVİZMİN DORUKLARI
John Lennon, avangard sanatçı Yoko Ono ile 1966'da Londra'daki Indica Gallery'de tanıştı. Ono aristokrat bir Japon ailenin Amerika'da üniversite okumuş kızıydı. Lennon'dan yedi yaş büyüktü. Yoko, Lennon'a "Henüz hazır değilsin" deyip 18 ay ayrı kalacak kadar da müdanasızdı.
Çiftin 1968'deki "Unfinished Music, No.1: Two Virgins" albümü çıktı. Albüm epey tartışıldı. O yıla dek Lennon, gruptan ayrı bir müzik kariyeri oluşturmaya çalışmamıştı. 1969'da, "Unfinished Music, No.2: Life With the Lions" ve "Wedding Album"ü çıkardılar. "Give Peace a Chance" da, bu dönemin ürünüydü. Parça o dönemde antimilitarist eylemlerin şarkısı oldu.
John Lennon ve Yoko Ono, 20 Mart 1969'da Cebelitarık'taki The Rock Hotel'de evlendi. Lennon, yine aynı yıl The Beatles'tan ayrıldı. Bu dönemden sonra Lennon'ın hayatında birçok iniş ve çıkış gerçekleşti. 1975'te Yoko'dan Sean adında bir çocuğu oldu.
John Lennon, Yoko Ono'yla evlenince kadın-erkek eşitliğini vurgulamak için onun soyadını da aldı. Yoko'nun usta müzisyene katkısı elbette sadece soyadı olmayacaktı. Kimilerince "Beatles'ı yıkan kadın" ilan edilen Yoko ile Lennon, sıkı bir aktiviste dönüşürken, avangard albümler de peş peşe geliyordu.
ULUSAL TEHLİKE OLARAK HEDEF GÖSTERİLDİ
John Lennon ve Yoko Ono, 1971'de 12 şehirde billboardlara "Savaş biter, eğer sen istersen! John ve Yoko'dan mutlu Noeller" yazdırdı. Lennon'un aktivizm dosyası giderek kabarıyordu.
Lennon, Kraliçe Elizabeth'in Beatles üyelerine verdiği imparatorluk nişanını, Britanya'nın Vietnam Savaşı'ndaki ve Nijerya İç Savaşı'ndaki politikasından dolayı geri göndermişti. Ünlü sanatçı böylece yavaş yavaş hedef tahtasına oturuyordu.
Lennon, bir İngiliz olmasına rağmen, New York aşığıydı ve yaşamını orada sürdürüyordu. İnsanları yazdığı ve bestelediği parçalarıyla; katıldığı televizyon programlarında cesur, özgür açıklamalarıyla; peşinde dolanan kameralara verdiği zekice cevaplarıyla ve yaratıcı eylemleriyle her daim barışa çağırıyor, Vietnam Savaşı'nı sorgulatıyordu. Bunu o kadar başarılı yapıyordu ki, kitleleri mıknatıs gibi kendine çekiyordu.
Bu kadar politik duruş fazlaydı. İşte bu dönemde, Vietnam'da büyük bir hezimete uğramaya doğru hızla ilerleyen Nixon yönetimi, usta müzisyeni "ulusal tehlike" olarak hedef gösterip sınır dışı etmek istedi.
Efsane müzisyen, hırçın zamanlarında zeki insanı acılarla dolu olarak betimlemişti: "Cehalet mutluluk aslında, yani eğer hiçbir şey bilmiyorsan acı da duymazsın. Üstün zekâ acıdır. Acı verir insana".
ÖLÜME GÖTÜREN SÜREÇ
John Lennon, beş yıl aradan sonra müziğe dönme hazırlıklarına başlamıştı. Efsanevi sanatçı Lennon, eşi Yoko Ono ile birlikte müzik stüdyosundan çıkarak evine gidiyordu.
Tam kariyerinde yeniden yükselmeye başladığı bir dönemde, akli dengesi yerinde olmadığı iddia edilen Mark David Chapman tarafından, 8 Aralık 1980'de New York'taki dairesinin önünde öldürüldü. 25 yaşındaki Chapman'ın, Beatles hayranı olduğu da iddialar arasındaydı.
Olay akşamı, Mark David Chapman, onları gördü, arkasından yaklaştı ve tetiğe beş kez asıldı. Dört mermi hedefini buldu. Bütün dünyaya "Hayal et" diyen efsane şarkıcı Lennon yere serildi ve başı, çok sevdiği eşi Yoko Ono'nun elleri arasında kaldı…
ARKASINDAN BEŞ EL ATEŞ ETTİ
Mark David Chapman, John Lennon'la kayıt stüdyosuna gitmek için apartmandan çıkarken akşamüzeri karşılaşmıştı. Lennon'ın "Double fantasy" albümü yanındaydı ve imzasını istedi. Chapman günün geri kalanını o civarda geçirdi. Central Park'ın yakınındaki havai fişek gösterisi, kapıcının ve oradan geçenlerin dikkatini dağıtmıştı.
Akşamın ilerleyen saatlerinde Lennon çifti evlerine döndüler. Arabadan önce Yoko çıktı ve Yoko apartmana girdi. Chapman orada bekliyordu. Ardından John Lennon, binanın kapısını açmak için yeltenmişti ki, Chapman ardından seslendi: "Mr. Lennon!"
Bir görgü tanığının anlattığına göre, John döndüğünde Chapman, dövüş pozisyonu alarak çömeldi ve beş el ateş etti. Biri ıskaladı. Dördü John Lennon'ın sırtına ve omuzuna isabet etti.
SON SÖZLERİ: "JOHN LENNON, BEATLES'IN JOHN LENNON'I!"
Lennon vurulduğu anda yanına yaklaşan polis memuru aldığı yaranın bilincini etkileyip etkilemediğini kontrol etmek için adını sorduğunda, "Ben John Lennon, Beatles'ın John Lennon'ı" yanıtını verdi.
Lennon'ı vuran Chapman, sorgusunda, "Kafamın içinde bir ses, 'Yap bunu, yap bunu' diye bağırıp duruyordu" diye konuşmuştu. Lennon'u katlettikten sonra elinde bir kitapla orada kalmış, sayfaları çeviriyordu. Kitap, Salinger'in çok sayıda dile çevrilen ve dünyada en çok satılanlar arasında yer alan, 1951 tarihli, "Çavdar Tarlasında Çocuklar" adlı gençlik bunalım ve isyanlarının klasiğiydi.
"BU ACI HALA YÜREĞİMDE"
Avukatı, Mark David Chapman'ın akli dengesinin yerinde olmadığını ve suçsuz olduğunu savunsa da, sanık 1981 Ağustos'unda ikinci derece cinayetten suçlu bulundu ve 20 yıldan az olmamak kaydıyla, ömür boyu hapse mahkûm edildi.
Chapman, Amerikan NBC televizyonunun yayınladığı kayıtlarda, 1991-1992 yıllarında alınan ses kayıtlarında cinayeti nasıl işlediğini anlatmış ve şunları söylemişti:
"Bu mutlak bir ihtiyaçtı. O aşamada, artık kendimi engellemek için hiçbir şey yapamazdım, tüm ruhumla ve bilincimle buna tamamen inanmıştım. Bu, bir tren gibiydi; hiçbir şeyin durduramayacağı, makinisti olmayan bir tren. Hiçbir şey beni durduramazdı. İşte, bir yanda dünyanın hayranlık duyduğu bir insan; diğer tarafta ben, kişiliksiz, basit bir insan. İçimde bir şey parçalandı, John Lennon'ı öldürmekle kimliğimin ortaya çıkacağını düşündüğümü hatırlıyorum."
Mark Chapman, Lennon'ı gördüğü zaman kafasında bir sesin kendisine, "Hadi yap, hadi yap" dediğini de söylüyor.
Şimdiye dek sekiz kez şartlı tahliye talebinde bulunan Chapman, hala iki yılda bir şansını deniyor. Chapman mahkemeye sunduğu dilekçede, "Böyle bir acıya sebep olduğum için özür dilerim. Aptallık ettiğim için özür dilerim. Ünlü olmak için böyle bir yol seçtim ama yanlıştı. Birçok insan onu çok seviyordu. Harika, yetenekli bir insandı. Bu acı hala yüreğimde" ifadelerini kullandı.
KATİLİ HAYRAN MI, TETİKÇİ Mİ?
Yüzde 80 oranında kan kaybı ile hastaneye kaldırılan John Lennon, acil servisteki bütün çabalara rağmen 40 yaşında hayata gözlerini yumdu. Görünürde, ortada hiçbir neden yokken, sadece bir akıl hastası yüzünden John Lennon ölmüştü. Üstelik bir aile babası ve artık aşırı uçlarda gezinmeyen, oldukça sakin ve değişmiş bir John Lennon. Belki de kimilerinin işine gelmemişti akıllı bir John Lennon.
Ölümünün ardından, ölümüne dair çok şey söylendi, komplo teorileri kuruldu. "John Lennon'u kim öldürdü?" kitabını yazan İngiliz hukukçu ve gazeteci Fenton Bressler, kimi tanıklıklara ve belgelere dayanarak şu iddiada bulundu: "Katil Mark David Chapman, hayal kırıklığına uğramış eski bir fanatik hayran değil; beynine kumanda edilen bir tetikçidir."
LENNON İLE BİRLİKTE MÜZİK ÖLDÜ
Meşhur Time dergisinin kapağında yazan şeydi aslında olan. Müzik ölmüştü. Vurulmadan önce, aynı gün, Lennon'ın son sözlerinden biri şu olmuştu: "Ölmediğim sürece devam edeceğim."
Devam edeceklerinden biri, epeydir kimliğinin asli parçası olan siyasi tavrıydı. Dünyadaki şiddete karşı olan "barış mücadelesi".
"Ben çocukken annem bana hep hayatın anahtarının mutluluk olduğunu anlatırdı. Okula gitmeye başladığım zaman, sınavda bana 'Büyüyünce ne olmak istiyorsun?' diye sordular. Ben de onlara 'Mutlu olmak istiyorum' diye cevap verdim. Onlar bana, soruyu anlamadığımı söylediler. Ben de onlara, asıl onların hayatı anlamadıklarını söyledim."
Öldürülen efsanevi müzisyen John Lennon'ın eşi Yoko Ono, kocasının kanlı gözlüğünün fotoğrafını yakın zamanda paylaşarak silahsızlanma mesajı verdi ardından. Fotoğrafın altına "John Lennon 8 Aralık 1980′de öldüğünden bu yana, ABD'de silahla 1.057.000′den fazla kişi vurularak öldürüldü. Hep beraber, birleşelim ve Amerika'ya barışı getirelim" yazdı.
DEFALARCA FİLMLERE KONU OLDU
Forbes'un 2012'de "En çok kazanan hayatta olmayan ünlüler" listesinde 12 milyon dolarla beşinci sırada yer alan Lennon hakkında pek çok film yapıldı.
1991'de The Hours And Times, 1994'te Backbeat, 2000'de Two of Us, 2007'de Across the Universe, Nowhere Boy ve 2010'da Lennon Naked isimli filmler efsanenin farklı dönemlerine odaklanıyordu.
John Lennon'ın ölümü ile ilgili 2007 yılında bir film daha izleyicilerin karşısına çıktı: Chapter 27. Bir biyografi, dram, suç filmi olan ve Jack Jones'un "Let me take you down" adlı kitabından uyarlanmış olan bu film, John Lennon'ın katili Mark David Chapman'ı anlatılıyor.
Filmin ismi Mark David Chapman'ın olay günü cebinden çıkan Salinger'ın 26 bölümlük romanı "Çavdar Tarlasında Çocuklar"dan geliyor.
JOHN LENNON'IN ALBÜMLERİ
1968 - Unfinished Music No. 1: Two virgins
1969 - Unfinished Music No. 2: Life with the lions
1969 - Wedding album
1969 - Live peace in Toronto
1970 - John Lennon / Plastic ono band
1971 - Imagine
1972 - Sometimes in New York City
1973 - Mind games
1974 - Walls and bridges
1975 – Rock'n' roll
1980 - Double fantasy