Dernekten yapılan açıklamada, epilepsinin, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 1'ini etkileyen, kısa süreli beyin fonksiyon bozukluğuna bağlı, tedavi edilebilir bir beyin hastalığı olduğu belirtildi.
Epilepsili bireylerin doktorları tarafından verilen tedaviye uyum sağladıkları sürece nöbetlerinin kontrol altına alınabildiği ve günlük yaşantılarına devam edebildiği ancak hastalık hakkında doğru bilinen yanlışların, toplumu önyargıya ittiği aktarılan açıklamada, bunlardan birinin de epilepsili bireylerin çalışamayacağı yönündeki yanlış bilgi olduğu vurgulandı.
Toplumun bu yanlışlar hakkında bilgilendirilmesi için Maslak'ta Türk Epilepsi ile Savaş Derneğince, Abdi İbrahim'in koşulsuz katkısıyla etkinlik düzenlendiği belirtilen açıklamada, kurulan "Mor Kabin" aracılığı ile "Epilepsili Bireyler Çalışabilir" mesajı verildiğini kaydedildi.
Açıklamada, etkinlikte çok sayıda bireyin epilepsi ile ilgili bilinçlendirildiği, "Mor Kabin" içindeki fotoğraf çekme aktivitesiyle etkinlikten fotoğrafların sosyal medyada paylaşıldığı ve bu sayede daha geniş bir kitle üzerinde farkındalık oluşturulduğu anlatıldı.
Öte yandan Abdi İbrahim'in de farkındalık çalışmalarına destek vermek amacıyla bu yıl da İstanbul Maslak'taki genel müdürlük binasını mor renkle ışıklandırdığı belirtildi.
- Türkiye'de yaklaşık 1 milyon epilepsili var
Açıklamada, toplumda "sara hastalığı" olarak da bilinen ve beyindeki kontrolsüz elektriksel yayılımlar sonucunda nöbetlerin oluştuğu epilepsinin hemen her yaşta görülebildiği vurgulandı.
Epilepsi nöbetlerine ilişkin bilgi verilen açıklamada, Türkiye'de yaklaşık 1 milyon epilepsili bireyin bulunduğuna işaret edildi.
Açıklamada, çalışma hayatında işe alımlarda kişinin epilepsili olduğunu öğrenen işverenlerin genel tavırlarının değiştiğinin görüldüğü, iş ortamında yaralanma oranı, işe gitmeme, hastalığa bağlı iş kaybı ve iş üretimi açısından bakıldığında epilepsili bireyler ile sağlıklı bireyler arasında fark olmadığının tekrarlanan çalışmalarda gösterildiği aktarıldı.
Fakat toplumun epilepsiye bakışı ve hastalık hakkındaki bilgisizliğine bağlı olarak bu yüksek işsizlik oranının devam ettiği belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Türkiye'de bir takım koruyucu önlemler olsa da bunların yeterli olmadığı görülmektedir. İşverenler, 50 ve üzeri sürekli işçi çalıştırdıkları iş yerlerinde yüzde 2 oranında bedensel ve zihinsel engelli bireyi durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlüdür. Bu kanuna göre, engelli birey; beden ve zihin gücünden yüzde 40 ve daha fazla oranda yoksun olduğunu resmi sağlık kurulu raporu ile belgelemiş, bir iş bulmakta genellikle zorluk çeken fakat herhangi bir iş yerinde söz konusu yetersizliğe rağmen bazı işleri hemen veya kısa bir alıştırma sonunda yapabilecek durumda olan kimselere denir. Ancak bu kanundan yararlanabilmek için epilepsili bireylerin tedaviye rağmen nöbetlerinin devam etmesi gerekmekte, bu kanun remisyonda (kronik hastalığı olduğu bilinen kişilerde hastalık aktivitesinin bulunmadığı durumlar) epilepsili bireylerin haklarını koruyamamakta ve bu kişilerin önyargılarla işe alınmamaları sorununu çözmemektedir."
Epilepsi nöbeti geçiren bireylere nasıl yaklaşılması gerektiği konusuna da değinilen açıklamada, şu tavsiyelere yer verildi:
"Öncelikle sakin olun. Hastanın yanından ayrılmayın, yardım çağırmak gerekiyorsa başkasını gönderin. Hastanın hareketlerini durdurmaya ve/veya engellemeye çalışmayın. Hastayı güvenli bir yere yatırın veya alın. Ucu sivri veya sert eşyaları hastanın yanından uzaklaştırarak hastayı koruyun. Sıkı giysileri varsa gevşetin (kravat, kemer gibi), gözlüğünü çıkarın. Sabit ve rahat olacak bir şekilde onu bir tarafa doğru yatırıp, tükürüğünün dışarı akması sağlayın. Rahat nefes alması için mümkünse ağzını ve solunum yolunu açık tutun. Asla ağzına bir şey sokmaya (örneğin dişlerini sıkıyorsa açmaya veya su vermeye) çalışmayın.
Çene ile ilgili zorlayıcı hareketler zararlıdır. Nöbet sırasında ilaç vermeye çalışmayın. Soğan, kolonya vesaire koklatmayın. Epilepsi krizinde yapay solunum veya kalp masajına gerek yoktur. Hastanın üzerinde epilepsili olduğunu gösteren veya öyle ise sizin neler yapmanız gerektiğini açıklayan bir kart veya sağlık karnesi olup olmadığına bakın. Nöbetinin bitmesini bekleyin. Sıklıkla nöbet sonrasında kişi yorgun, ne yaptığını bilemez haldedir, dolayısıyla bu aşamada elinizden geldiğince sakin ve güven verici olun. Açık bir cama veya yola doğru gitme gibi durumlarda yumuşakça engel olun. Nöbet hakkında verebileceğiniz bütün bilgilerin hem hastaya hem de doktora yardımcı olacağını unutmayın."
Açıklamada, hastalara da ilaçlarını düzenli kullanmaları, nöbeti tetikleyecek durumlardan uzak durmaları önerilerinde bulunuldu.