Dünya Aferez Birliği tarafından, 1-7 Nisan "Ulusal Kanser Haftası" dolayısıyla basın toplantısı düzenlendi.
Birlik Başkanı Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, vücutta her gün oluşan DNA hasarının onarılamaması, bağışıklık sisteminin fonksiyonelliğini yitirmesiyle birlikte kontrolsüz çoğalan hücrelerin kansere neden olduğu bilgisini verdi.
Altuntaş, "Son yıllarda kansere yönelik çok etkin sonuçlar veren ilaçların keşfiyle kanser artık kronik bir hastalığa evrilmektedir." dedi.
Altuntaş, yakın gelecekte ilerleyen teknoloji ve yapay zekanın sağlık alanında uygulanmasıyla birçok kanser türünde erken teşhisin daha az iş gücüyle ve daha doğru sonuçlarla yapılacağı değerlendirmesinde bulundu.
Yeme içme alışkanlıklarına dikkat edilmesi, sigara ve alkol tüketilmemesi ve düzenli spor yapılmasının kanserin önlenmesine önemli katkı sunduğunu vurgulayan Altuntaş, belli kanser türlerinde yapılan taramaların da erken teşhis için büyük önem taşıdığını söyledi.
Altuntaş, "Kanser gelişimini önlemek için sigara kullanmamak ve alkol içmemek, kilomuzu kontrol altına almak, düzenli spor yapmak, aşırı güneş ışığından sakınmak, stresi iyi yönetmek, meyve ve sebze ağırlıklı doğal beslenmek önemlidir. Bu şekilde kanserler üçte bir oranında azaltılabilir." uyarısında bulundu.
Tarama programlarına ilişkin bilgi veren Altuntaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkemizde kolon kanseri ya da kansere dönüşecek öncül poliplerin tespiti ve çıkarılması için 50 yaş ve üzeri vatandaşlar kolonoskopi tarama programında yer almaktadır. Bir diğer kanser taraması ise 40 yaş üzeri kadınlarda mamografi ile meme kanserinin erken tespit edilmesidir. Yine kadınlarda rahim ağzı kanseri için HPV ve smear testleri son derece önemlidir. Tüm bu saydığımız kanser tarama tetkikleri ülkemizde Sağlık Bakanlığına bağlı KETEM kuruluşlarında ücretsiz bir şekilde yapılmaktadır. Bu nedenle kanserden korkmayalım geç kalmaktan korkalım diyor ve tüm vatandaşlara Sağlık Bakanlığının belirlemiş olduğu kanser tarama programına katılmalarını öneriyoruz."
- "2023'te yaklaşık 6 bin nakil işlemi gerçekleşti"
Altuntaş, Türkiye'nin kanser, hematolojik kanserler ve kök hücre nakli uygulamaları bakımından dünyanın en gelişmiş ülkeleriyle yarıştığını ifade ederek, "Örneğin, kök hücre nakli bakımından sayısal ve niteliksel olarak Avrupa Birliği ülkelerinin ortalamasının üzerindedir. Klinik araştırma düzeyindeki ilaçlar dahil kanıta dayalı uygulamalar ışığında her türlü kanser ilacına ulaşmak mümkündür." dedi.
Hematolojik kanserlerin tedavisinde önemli tedavi seçeneklerinden birinin kök hücre nakilleri olduğuna dikkati çeken Altuntaş, kök hücre naklinin uygun hastaya uygun zamanda yapıldığında etkin sonuçlar alındığını bildirdi.
Altuntaş, şöyle devam etti:
"Türkiye'de dünya standartlarında kök hücre nakli merkezleri açıldı. Türkiye verilerine göre, ülkemizde 2023'te 100'ün üzerinde merkezde yaklaşık 6 bin nakil işlemi gerçekleşmiştir. Ülkemize, kök hücre nakli için önemli oranda hasta da yurt dışından gelmektedir. Eskiden ülkemizden kök hücre nakli için yurt dışına gidilirken, bugün yurt dışından hasta ülkemize gelmektedir. Türkiye, bu alanda sağlık turizmi açısından dünyanın amiral gemisi olmuştur. Bu açıdan, Türkiye kök hücre nakillerinde örnek bir ülkedir."
Kan kanserinde kök hücre naklinin de etkili tedavi yöntemlerinden biri olduğunun altını çizen Altuntaş, "Günümüzde lösemi tedavi edilebilir ve tamamen yenilebilir bir hastalıktır. Ülkemizde her yıl 1500-2 bin yeni lösemi vakası görülmektedir. Her ne kadar lösemi görülme sıklığı artmış olsa da güncel tedaviler ile uzun süreli yaşam yüzde 60'lara kadar çıkmıştır. Bazı çocukluk çağı lösemilerinde bu oran yüzde 90'lara kadar ulaşmaktadır." ifadelerini kullandı.