54. Uluslararası Antalya Film Festivali'nin Jüri Başkanı Elia Suleiman, "İnsan Seli" belgeselinin protesto edilmesini değerlendirerek, "Ben ne protestocuların ne de yapımcıların tarafındayım. Benim verebileceğim en iyi tavsiye, film yapımcıları iyi filmler yapmalıdır. Eğer iyi filmler yaparsanız sınırları aşacaktır ve film kendi kendine bir protestoya dönüşecektir. Hala öğrenmeye devam eden genç yapımcılara tavsiyem, kendi kendini iyi anlatan filmler yapmalarıdır." dedi.
Cannes Film Festivali'nden 2002'de ödülle dönen "Kutsal Direniş" filmiyle tanınan Filistinli yönetmen Suleiman, Antalya'daki bir otelde gazetecilerle bir araya gelerek soruları cevapladı.
Festival yarışmalarında bu yıl ulusal kategorinin kaldırılmasını değerlendiren Suleiman, değişikliğin birçok açıdan faydalı olacağını ve festivalin bu sayede birçok ülkeye daha iyi tanıtılacağını söyledi.
Suleiman, değişikliğin iyi bir karar olduğunu belirterek, "Gençler film yapımcılarıyla bir araya gelebileceği için değişiklik organizasyonu daha çekici hale getiriyor. Önümüzdeki yıllarda yapılan değişikliklere de tanık olacaksınız. Genç film yapımcılarıyla sürekli iç içe olduğum için bence Antalya Film Festivali önemli bir festival halini alıyor. Bunun gelişmesi için kültürler arası etkileşimin çok önemli olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.
"TÜRKİYE'NİN ÖZGÜN ÇALIŞMALAR ÇIKARMASI İYİ OLUR"
Suleiman, Türk sinemasının diğer film endüstrileriyle bağlantılı olmasına gerek olmadığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Cannes Film Festivali'ne baktığınızda, reklamına çok para harcanmış, yüksek bütçeli filmler olduğunu görürsünüz. O yüzden Türkiye'nin özgün çalışmalar çıkarması daha iyi olur. Diğer festivallerle Antalya Film Festivali'ni karşılaştırmaya gerek yok. Antalya Film Festivali'nin kendi karakteri ve orijinalliği olmalı. Bu festivalde rol model başka bir festival olmamalı. Buradaki en gurur verici, en teşvik edici şey bu yolda yapılan gelişmeler. Benim tutkum bu sektörde bulunan gençlerle çalışmak. Antalya Film Festivali de buna önem verdiğinden benim için büyük önem taşıyor."
"RADİKALLER KÖTÜ BİR FİLM YAPTIĞINDA BU, DURUMU DEĞİŞTİRMEYECEKTİR"
Elia Suleiman, yapımcılara politik hareket etmelerini tavsiye edemeyeceğini söyleyerek, şunları kaydetti:
"Her zaman filmler, filmlerdeki anlatım ve filmlerin sanatsal değeri hakkında tavsiyelerde bulunurum. Radikallerle ilgili, 'radikal' tanımlamasından çok emin değilim. Çünkü radikaller kötü bir film yaptığında bu, durumu değiştirmeyecektir. Öte yandan protesto eden bu grubun içinden iyi bir film çıkarsa bu bir diyalog başlatır. Bence sinema en fazla bir diyalog başlatır. Herhangi bir politik oluşumu provoke etmez. Yapacağı en iyi şey tartışmalar açmaktır. Benim filmlerim hiçbir zaman Filistin'deki durumu değiştirmedi değil mi? Onlar sadece Filistin davasının politik farkındalığı hakkındaki sorular denizinde küçük bir ayrıntı oldular."
"FİLMİN DİLİ KÖTÜYSE BAŞARISIZ OLUR"
Bir filmin, seyircisine sorular sordurması gerektiğine işaret eden Suleiman, "Çok iyi bir filmin dili yalnızca sanatsal değil, politiktir. Eğer filmin dili kötüyse, ne sormaya çalışıyor olursa olsun başarısız olacaktır. Bana göre şiirsel imge, doğrudan politik imgeden çok daha iyi konuşur. Bu her zaman benim tutkum olmuştur." şeklinde konuştu.
Suleiman, bu tür protestoların her zaman yaşanabileceğinin altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Dürüst olmak gerekirse beni bunun ortasına koymanın adil olmayacağını düşünüyorum. Çünkü geldiğim yerde bunu çok yaşadım. Kamplaşan insanlar ve arada kalan bir grup. Bence bunun üstesinden gelmek benim değil sizin işiniz. Ben ne protestocuların ne de yapımcıların tarafındayım. Benim verebileceğim en iyi tavsiye, film yapımcıları iyi filmler yapmalıdır. Eğer iyi filmler yaparsanız sınırları aşacaktır ve film kendi kendine bir protestoya dönüşecektir. Hala öğrenmeye devam eden genç yapımcılara tavsiyem, kendi kendini iyi anlatan filmler yapmalarıdır."