Arama

  • Anasayfa
  • Tarih
  • Osmanlı Ordusunda Venezuellalı Bir Subay: Rafael de Nogales Mendez

Osmanlı Ordusunda Venezuellalı Bir Subay: Rafael de Nogales Mendez

Osmanlı Ordusu'nda görev yaparken Türkçe öğrenen Nogales, doğal olarak Türk askerini yakından tanıma fırsatı bulur. İmparatorluğun son dönemlerine tanık olan Nogales'in anlatılarından, katıldığı çarpışmalarda kendini bir Türk gibi gördüğü ve özveriyle görev yaptığı anlaşılmaktadır.

Osmanlı Ordusunda Venezuellalı Bir Subay: Rafael de Nogales Mendez
Yayınlanma Tarihi: 16.09.2017 00:00:00 Güncelleme Tarihi: 16.09.2017 22:16

Rafael de Nogales Mendez Birinci Dünya Savaşı döneminde, yabancı askeri uzman olarak Osmanlı Ordusu'nda görev yapmış bir Venezuela vatandaşıdır. 14 Ekim 1877'de Venezuela'nın Tekhira eyaletinin başkenti olan San Cristobal şehrinde doğan Rafael de Nogales Mendez, 1915 yılının Ocak ayında İstanbul'a gelmiş, 1919 yılına kadar Osmanlı Ordusu'nda önce Yüzbaşı, daha sonra Binbaşı olarak görev yapmıştır.

Nogales yaşamının bu dönemi ile ilgili bilgi ve hatıralarını derleyerek daha sonra yayımlanan "Hilal Altında Dört Yıl" ve "Hatıralar" adlı kitaplarına yansıtmıştır.

Rafael Ramon Indxauspe Mendez 14 Ekim 1S77'de Venezuela'nın batısında yer alan Tachira eyaletinin başkenti olan San Cristobal şehrinde doğmuştu. Gerek annesi Marfa Josefa Mendez Bdto gerek babası Pedro Felipe Indxauspe Cordero tarafından soylu ailelere mensup olan Nogales'in atalarından, Yüzbaşı Diego Mendez'in, Kristof Kolomb'a dördüncü Amerika yolculuğunda eşlik eden subaylardan biri olduğu bilinmektedir.


Henüz reşit olduğu gençlik yıllarında Baskça (Euskera) olan soyadını İspanyolcaya tercüme ederek Nogales olarak değiştiren yazar, ilk gençlik çağlarından itibaren savaş sanatı üzerine özel dersler almış ve ailesi tarafından klasik batı Avrupa tarzı bir eğitim görmesi için Almanya'ya gönderilmiştir.

Bir süre sonra Barcelona (İspanya) ve Louvain (Belçika) üniversitelerinde, felsefe, edebiyat ve fen bilimleri okumuş, askeri eğitimini ise Belçika Kraliyet Harp Okulu'nda almıştır. On yedi yaşında, asteğmen rütbesiyle İspanyol ordusuna katılmış, İspanya'nın son denizaşırı sömürgelerini yitirdiği 1898 savaşında Küba'da Amerika Birleşik Devletleri kuvvetlerine karşı savaşır. Bu savaşta yaralanan Rafael de Nogales gösterdiği yararlıklardan ötürü kendisine "Askeri Liyakat" madalyasının yanısıra İspanya'nın en önemli nişanlarından olan "Isabel La Catolica" (Katolik İsabel) nişanının verilmesinin teklif edildiğini ifade eder. 1898 savaşı sonrasında bir süre Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşadığı ve geçimini hayvancılık yaparak sağladığını anılarında kaydeden yazar, kumar masasında çıkan bir tartışma esnasında, kendini korumak durumunda kalarak, bir cinayete karışması sonrasında bu ülkeden ayrılır.

Yine kendi anılarından, 1903 yılında Çin'e gittiği anlaşılan Nogales, Macao ve Hong-Kong'da ve Kore'de, Port Arthur'da İngiliz casusları hesabına çalışarak Japonya yararına istihbarat ve karşı istihbarat faaliyetlerinde bulunur? 1914 yılında Birinci Dünya Savaşı çıktığında, öncelikle ırk ve dil açısından yakınlığı bulunan Belçika ve Fransa'ya hizmet etmek istemişse de, bu iki ülke yetkililerinin, Nogales'in milliyetini değiştirmesini ya da yabancı lejyonunda görev yapmasını şart koşmaları üzerine, o ülkeler saflarında savaşmayı reddeder. Bu dönemde Bulgaristan'da Alman Ataşemiliteri olarak görev yapan Binbaşı Von Der Goltz ile aynı ülke nezdindeki Türk Ortaelçisi Fethi Bey'le (Okyar) tanışan maceraperest subay, onların tavsiyeleri üzerine Osmanlı İmparatorluğuna gönderilen Alman askeri uzmanlarıyla birlikte yabancı askeri uzman olarak, İstanbul'a gelir.

Kendi deyişiyle, "İtilaf Devletlerinin kapılarında boş yere aradığı konukseverliği, bir anda cömertçe, hiç beklemediği taraftan görür.

O dönemde Sofya sefaretimizde Askeri Ataşe olarak bulunan Mustafa Kemal (Atatürk) ile hemen hemen aynı günlerde, 1915 yılının Ocak ayında İstanbul'a gelen Nogales, dönemin en önemli askeri şahsiyetlerinden, Liman Von Sanders, Von Bronsart ve Damad-ı Hazreti Şehriyari Enver Paşa tarafından çok iyi karşılanır. Bu ilk gelişinde üç hafta kadar bir süre başkentte kalan Nogales, aynı yılın Şubat ayı başında III. Ordu emrine atanır ve 12 Şubat 1915 günü Haydarpaşa garından hareketle ülkemizde ilk görev yeri olacak olan Doğu cephesine doğru yola çıkar.

Rafael de Nogales Mendez, geldiği tarihten 1919 yılına kadar Osmanlı Ordusunda önce Yüzbaşı, daha sonra Binbaşı olarak görev yapar. Nogales'e Türkiye'den ayrılırken verilen, Harbiye Nazırı Abdullah Paşa imzalı terhis belgesinde, yazarın rütbesinin binbaşılığa yükseltildiği açık ifadelerle belirtilir.

Osmanlı Ordusu'nda görev yaparken Türkçe de öğrenen Nogales, doğal olarak Türk askerini yakından tanıma fırsatı bulur. İmparatorluğun son dönemlerine tanık olan Nogales'in anlatılarından, katıldığı çarpışmalarda kendini bir Türk gibi gördüğü ve özveriyle görev yaptığı anlaşılmaktadır. Çatışmalar sırasında birçok kez ölüm tehlikesi atlatan, bir kez de yaralanan Venezuelalı Nogales Süveyş Kanalının Afrika tarafında görev yaptığı sıradaki duygularını "Hilal Altında Dört Yıl" adlı kitabında şöyle ortaya koymuştur:

"Bu çöl çocukları arasında, alnımın üzerinde bir hilalle oturuyordum. Yaşamın ilginç tesadüfleri sonucunda Mısır Sina'sında Osmanlıların son sancaktarı ve halifenin temsilcisi olmuştum."

Türklüğü benimseyişi yukarıdaki satırlarda apaçık görülen yazar, bu satırlarda sözünü ettiği son birlik kendi komutasında Sina bölgesini terk ederken, topraklarını kaybeden bir vatan evladı gibi üzülmüş ve o günü şöyle anlatmıştır:

"Bu emir karşısında itaat etmekten başka çare kalmıyordu, sınırı yüreğim burkularak geçtim. Benimle birlikte Türk bayrağının Mısır topraklarından ebediyen silindiğini biliyordum.

Doğu cephesinde görev yaptığı sırada Osmanlı vatandaşı Ermenilerin ihanetlerini ve gerek orduya, gerekse sivil halka verdikleri zararları yakından görmüş, başkaldıran Ermeni kuvvetlerine karşı on iki bin Türk askerini sevk ve idare etmişti. Rus ordusu ile çarpışma halinde olan ordumuzdan firar eden Ermeni asker ve subaylarının düşman tarafına geçerek, Türk köylerini yakıp yıkmalarını ve müslüman ahaliyi katletmelerini de yapıtlarında anlatmıştır.

1919 yılında, "Orduyu Hümayunda göstermiş olduğu hidemat-ı mühimme ve fedakaranesinden dolayı, beyan-ı teşekkürle" memleketine geri dönen Nogales, yaşamının diğer dönemlerinde Nikaragua, Panama, Amerika Birleşik Devletleri gibi, dünyanın değişik köşelerinde değişik serüvenler yaşamıştır.

Rafael de Nogales Mendez 1937 yılının 10 Temmuz günü altmış yaşında Panama'da hayata gözlerini yummuştur. Naaşı daha sonra ülkesi Venezuela'ya nakledilmiş ve burada defnedilmiştir.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN