Türkçesiyle "düşkün leylekler evi".
Kuşların göç yollarının tam bu şehrin üzerinden geçiyor olması nedeniyle, 19'uncu yüzyılda Osmanlı'nın en güzide şehirlerinden biri olan Bursa seçildi ve ardından hastane inşa edildi.
Anadolu kültüründe "uğurlu" ve "bereketli" görülen leylekler ve göçmen kuşlar için oluşturulan Gurebahane-i Laklakan, dönemi için oldukça ileri bir adımdı.
Gurebahane-i Laklakan, seyyahların, tarihçilerin ve edebiyatçıların eserlerine de sık sık konu oldu.
Ünlü edebiyatçı Ahmet Haşim, kaleme aldığı bir yazıda Gurebahane-i Laklakan için, "Bilmem Bursa'yı gezerken gördünüz mü? Haffaflar Çarşısı'nın ortasında bir meydan var. Bu meydan malul hayvanların düşkünler yurdudur. Kanadı, bacağı kırık leylekler, bunamış kargalar halkın sadakasıyla yaşarlar" sözlerine yer verir.
Dünyanın ilk hayvan hastanesi Gurebahane-i Laklakan, göç yolunda sakatlanarak sürünün ardında kalan tüm göçmen kuşları, bir sonraki göçe kadar iyileştirme hedefiyle yıllarca faaliyet gösterdi.
Bir benzeri bulunmayan ve Osmanlı'nın hayvanlara verdiği önemin bir göstergesi olan Gurebahane-i Laklakan'ın orijinal binası, 1931'de sahipsiz kalması nedeniyle yıllar içinde bakımsızlıktan yıkıldı.
Bursa Osmangazi Belediyesi'nin üstlendiği görevle binanın restorasyon ve röleve işlemleri tamamlanması ardından, sokak hayvanları hastanesi olarak hizmet vermeye devam ediyor.