Arama

Osmanlı'da ucuz et meselesi

Osmanlı döneminde yöneticilerin en dikkat ettiği meselelerden birisi İstanbul’un et ihtiyacının temini ve etin devletin belirlediği fiyatın üzerinde satılmamasıydı. Birinci Abdülhamid bir emrinde “Her şeyden önemli olan et ve ekmektir” demişti.

Osmanlı’da ucuz et meselesi
Yayınlanma Tarihi: 19.11.2017 00:00:00 Güncelleme Tarihi: 19.11.2017 09:37

Et fiyatlarının artması karşısında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ucuz et satışına başladı.

Osmanlı döneminde de et ve ekmeğin piyasada ucuz fiyatla temin edilebilmesi devletin en önemli politikasıydı.

PAZARDA SIKI TEFTİŞ

Osmanlı yönetimi halkın mağdur olmaması için yiyecek maddelerini pazara gelene kadar bütün aşamalarda denetim altında tutardı. Hiç kimse malını devletin belirlediği fiyatın üzerinde satamazdı.

Piyasada satılan malların denetlenmesi padişahın vekili olan veziriazamların en önemli görevlerinden birisiydi. Bu yüzden veziriazamlar çarşamba günleri konaklarındaki divan toplantısının ardından, yanlarına İstanbul kadısı ile muhtesibi (zabıta müdürü) alarak esnafı denetler, karaborsacılık yapan, pahalı mal satan ve kalitesiz mal üreten esnafı cezalandırırdı.

Esnaf denetimini zaman zaman bizzat padişahların yaptığı da olurdu. Padişahlar tebdil-i kıyafetle esnafı teftiş ederlerdi.

Osmanlı İmparatorluğu'nda en fazla kontrolü yapılan iki ürün ekmek ve et idi. Nitekim Sultan Birinci Abdülhamid (1774-1789), devlet adamlarına hitaben kendi eliyle kaleme aldığı bir emirde, "Her şeyden önemli olan et ve ekmektir" demekteydi. 19. yüzyıldan önce en revaçta olan et, koyun etiydi. Tavuk eti de sofraların bir başka çeşidiyken, dana eti hemen hemen hiç kullanılmazdı.


Osmanlı döneminde bir kasap.

PAHALI SATANA CEZA

Et mevsimine ve ayına göre fiyatlandırılır, kışın pahalı yaz aylarında ucuz olurdu.

Mayıs-Haziran ile Eylül-Ekim ve Kasım'da 1 kilosu bir akçe, Temmuz-Ağustos aylarında 1 kilo 200 gramı 1 akçe, Aralık'tan Mayıs ayının sonuna kadar ise 850 gramı 1 akçeye satılırdı. Keçi eti koyun etinden ucuz olurken, en pahalısı kuzu etiydi. Keçi ve koyun etleri ayrı ayrı satılır, karıştıran olursa kadı tarafından cezalandırılırdı. Devletin tayin ettiği fiyattan yüksek satanlar ile eksik tartanlar sattıkları etin her 5 gramına 1 akçe ceza verirlerdi.

Osmanlı döneminde uygulanan kanunlarda et ile ilgili kısımda şunlar yer alırdı:

"Kasaplar koyun ve keçi etini ayırt etmeli ve birbirine karıştırılmamalıdır. Narh üzerinden muamele yapmalı ve et fiyatlarını fazla veya eksik göstermemelidirler. Keza koyun ve diğer hayvanların kesiminde besiliyi ayırıp, zayıf ve işe yaramayanı kesmemelidirler.

Halka et yetiştirmekte nazlanan ve bahaneler bulan kasabın tutuklanması lazım gelir. Kasabın müşteriye iyi davranması ve hayvanın neresinden et istiyorsa o kısmından vermesi, türlü bahaneler bulmaması lazımdır. Şayet konulan narhtan fazla fiyat üzerine etini satarsa mahkeme kendisine ceza verdikten gayri ayrıca her yarım kilo et karşılığı bir akçe ceza alınır".

SABAH
Erhan Afyoncu

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN