Arama

  • Anasayfa
  • Tarih
  • Osmanlı'dan Cumhuriyet'e geçişin en yakın tanığı: İbnülemin Mahmut Kemal

Osmanlı'dan Cumhuriyet'e geçişin en yakın tanığı: İbnülemin Mahmut Kemal

87 yıllık bir ömür, 67 yıllık yazı hayatı, 33 yıllık devlet adamlığı... İbnülemin Mahmut Kemal İnan; Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişin yakın tanığı. Edebiyata yatkınlığı kadar tarihe bıraktığı devasa eserlerle yakın dönemin en ilginç isimlerinden olan İbnülemin’i neden tanımalıyız? İşte sebebi bu yazıda...

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişin en yakın tanığı: İbnülemin Mahmut Kemal
Yayınlanma Tarihi: 12.01.2018 00:00:00 Güncelleme Tarihi: 12.01.2018 18:09

"İbnülemin kim diye soranlar çıkacak! Bize bıraktığı yazılı miras, bir benzerini bulamayacağımız 'servet, hazine, define' iken onu tanımıyor, eserlerinden yararlanmıyoruz" diyor yazar Selim İleri... İleri gibi büyük bir kalem erbabının altını kalınca çizdiği bu isim kimdir gerçekten?

Basit bir internet kurcalamasında karşımıza "Yazar, edebiyat tarihçisi, müzeci ve mutasavvıf" olduğu çıkıyor. Bu kadar mı peki? 1870 yılında dünyaya geliyor. Çocukluğu Mehmet Akif Ersoy ile şiir uğraşıyla geçerken, 30 yaşından önce yazdığı "Sabih" adlı romanla adını duyurur. Hatta bu eseri sebebiyle yaşadığı dönemin şartlarına uygun olarak jurnallenir! Jurnal kelimesi İbnülemin'in hayatının ilerleyen yıllarında çokça yer alacaktır.

Nitekim ilk resmi görevine 1889 yılında Babıali'nin mühim bir dairesinde başlar. Babıali dediğimiz yer daha yazılı matbuatın merkezi değilken asıl adını aldığı Devlet-i Aliyye'nin icra merkezidir. İbnülemin de, sadrazamların paşaların ilk tercih ettiği kalem erbabı, yani özel kalem müdürü olur. 1890 yılından 1922'ye kadar tüm sadrazamlarla birlikte çalışır. Son görevi Eyalat-ı Mümtaze-i Şahane'dir, yani İmparatorluk Otonom Eyaletleri Müdürü. Bu nedenle yakınları ondan Osmanlı'nın Son Sömürgeler Bakanı diye bahsederler.

BABIALİ'DE BİR DEVLET ADAMI

33 yıl devlete farklı makamlarda hizmet eden İbnülemin; Yıldız Sarayı Arşivi'nde de görev yapar. Osmanlı'nın son dönemlerinde bu arşivin önemini vurgulamaya elbette gerek yok. Kendisi Osmanlı Devletinin son dönemine şahitlik eden, üç kıtaya yayılmış cihan imparatorluğunun parçalanması sırasında da Babıali'de görev yapan bir devlet adamıdır. Osmanlı sonrası bu arşivin tasnifinde genç Türkiye Cumhuriyeti'nin başvurduğu isim, tecrübesi, işine verdiği ehemmiyet ve detaylara olan düşkünlüğü sebebiyle yine İbnülemin olacaktır.

Tanıttığımız kitabın yazarı kültür târihçisi Dursun Gürlek, İbnülemin'in biyografisini hazırlarken, "Hayatın gayesi hayırla yad edilmektir. Bu eser de onun unutulmaması, gelecek nesillerin eserlerinden hakkıyla yararlanması için hazırlanmıştır" diyor. Kitabı okurken sadece İbnülemin'in hayatını değil Osmanlı'nın son döneminde devlet katında yaşananları, adam kayırmaları, adeta bir devrin sona ermesinin sebeplerini de gözlemleme şansını elde edeceksiniz. İbnülemin, tarihi dönemlere şahitlik ederken geleceğe de hatırı sayılır eserler bırakmaktan da geri kalmıyor.

En büyük şansı elbette babasının kendisini yetiştirirken gösterdiği titizlik. Özel hocalar dışında eve gelen önemli isimler, edebi şahsiyetler ve musiki geceleri sayesinde İbnülemin'in alt yapısı müthiş bir hazine gibi birikiyor. Bu, ilerleyen yıllarda verdiği eserlerde de görülebiliyor. İlk yazısını 20 yaşında kaleme alan, 87 yaşında terki dünya eyleyen İbnülemin, 67 yıllık yazı hayatında Osmanlı çınarının yıkılışına şahit olurken, yepyeni bir devletin kurulmasına da tanıklık ediyor.

Savaşlarla çevrelenen bu hayatına eserlerinin yanı sıra iki ansiklopedi sığdırıyor. 2200 sayfalık son sadrazamlar da İbnülemin usta bir ressam gibi 37 ismin portresini çiziyor adeta. 2352 sayfalık Son Asır Türk Şairleri kitabı ise Osmanlı'nın son dönemi için dev bir kaynakça olur. Son Hattatlar da 840 sayfalık hacmiyle İbnülemin'in tek başına bir enstitü gibi çalışıp kaleme aldığı bir diğer eseridir. Üstadın bu eserlerinin değerinin farkına varan önemli bir isim vardır: Hasan Ali Yücel... Tek parti devrinin kudretli Maarif Vekili Yücel, kimilerinin 'mürteci' dediği İbnülemin'in evine giderek yalvar yakar eserlerini devlet kitapları arasında bastırmaya ikna eder. Tabii ki telif ücretini ödemeyi de ihmal etmez.

HAT KOLEKSİYONUNU BAĞIŞLADI

87 yıllık ömründe paha biçilemeyecek kütüphanesi ile benzeri bulunamayacak hat koleksiyonunu -vefatı sonrası emin ellerde olmasını arzuladığı için- İstanbul Üniversitesi'ne bağışlar. Üniversite de İbnülemin onuruna dönemin akademi, edebiyat ve devlet erkanından mühim isimlerin katıldığı görkemli bir gece tertip edip Osmanlı ve Cumhuriyet'in kadim ismini onore eder.

Büyük tarihçi Yılmaz Öztuna, "İbnülemin'in bir defteri varmış. İlk bölümüne 'Sevdiklerim' ikincisine 'Sevmediklerim' şeklinde ikili tasnifle birçok kişiyi kaydetmiş. Bu defterin yayımlanması ilgi çekici olur" diyor. Kubbealtı Neşriyat'ın 1. Cilt olarak yayımlanan kitabın yeni basılacak ciltlerinde İbnülemin'in bu eseri de olur mu? Osmanlı ve Cumhuriyet'in ilk yıllarına meraklı biri olarak bunun çok ilgi uyandırdığını ve yeni ciltlerin de heyecanla beklendiğini belirtelim.

SELİM İLERİ: İBNÜLEMİN BEY GÖRMEZDEN GELİNİYOR

Bizim edebiyat dünyamızın tutumu dolayısıyla İbnülemin Bey ne yazık ki görmezden geliniyor. Emek veren, değerli olan yok sayılıyor. Okurlar daha çok tanınmış kimselerle ilgileniyor. Derinlemesine bir yaklaşım bizde olmuyor. İbnülemin benzeri olmayan bir isim. Yazdığı detaylar ayrıntılar benzeri yok. Hem şairler hem müzisyenler hem sadrazamlar hem hattatlar hakkında yazdıkları hazine değerindedir. Ayrıntı bolluğunun çılgınlığa kertesinde derlendiği eserleri, biyografi anlayışının olağanüstü güzellikteki örnekleridir. Ne yazık ki eserleri asıl çoğunluk okura kavuşamadı. Ben İbnülemin Bey'in eserlerinden çok yararlandım. Kitapları hala elimden düşmez.

Sabah

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN