Fransa'nın kuzeyinde Calais açıklarında 30 Temmuz 1588'de meydana gelen Gravelines Deniz Muharebesi'nde İngiliz donanmasının karşısına İspanyol donanmasının bir kısmı çıkabildi. İngiliz donanmasının komutanı Sir Francis Drake de İspanyolları rahatlıkla mağlup etti. İngiliz Tarih Profesörü Jerry Brotton, durumu "Osmanlıların manevraları İspanyol Kralı İkinci Philip'in donanmasını dağıttı. Artık okullarda İspanyol ordusunun neden İngiltere'yi işgal edip, Protestanlığa son veremediğini buna bir sebep daha eklememiz gerekecek. Bu da Kraliçe Elizabeth tarafından tesis edilen İngiliz – Osmanlı ittifakıydı." diye değerlendirir.
OSMANLININ YARDIM ELİ
Hollanda'nın bir devlet olarak tarih sahnesine çıkması, oldukça geç bir tarihtedir. Hollandalılar, 16. yüzyılın sonlarında Habsburgların batı kolu olan İspanya Krallığı'na karşı isyan ettiler. İsyanın başını çeken Oranje Prensi William, ilk çarpışmalarda İspanyol ordusunun komutanı Alva Dükü'nün üstünlüğü karşısında kuvvetlerini Flandre topraklarından çekip, Almanya'ya kaçtı. İspanyollara karşı mücadele planları yaparken, dışarıdan desteğin gerekli olduğunun farkındaydı. Fransız Protestanlarından olan Huguenotların ileri gelenleriyle ve Alman prenslerle temaslarını sıklaştırdı. Ancak temasa geçtiği prensliklerin hiçbirisi, o dönemin en büyük iki imparatorluğundan biri olan Habsburgları durdurmaya yeterli değildi. Bu yüzden farklı bir dinden olmasına rağmen daha önce Habsburglara karşı Fransa ve İngiltere'ye yardım eden Osmanlı İmparatorluğu'na müracaat etti.
Osmanlılar, William'a hemen yardım edemedi. Osmanlı yönetimi, 1570'te Kıbrıs'ın fethi gerçekleştikten sonra İspanya meselesini ele almayı planlıyordu. Veziriazam Sokullu Mehmet Paşa 1574 yılı başlarında yazdığı mektupta, araya 1570 Kıbrıs'ın fethi ve 1571 İnebahtı Felaketi girdiğinden kendilerine yardım edilemediğini söylüyordu. Ancak o sene, yani 1574'te Tunus'a sefer düzenleneceğini ve bu mesele de halledildikten sonra ne zaman hazırlıklar tamam olup İspanya'ya karşı isyan edeceklerse Osmanlı ordusunun da Cezayirliler ile birlikte karadan ve denizden yardım edeceğini müjdeledi. Lutheran taifesi ile yani Almanya'daki Protestanlarla gizlice haberleşip, onlarla aynı zamanda harekete geçilmesi de ayrıca tembihledi. Fakat 1574'te Hollandalılara Osmanlı yardımı gerçekleşmedi. Buna rağmen İspanya'ya karşı bu ortak harekât projesi uzun süre gündemde kaldı.
İspanya karşısında başarılı olmasına ve büyük ticaret potansiyeline rağmen Hollanda, 17. yüzyıl başlarında henüz bağımsız bir devlet olarak tanınmıyordu. Dünyanın en büyük ticaret potansiyeline sahip Akdeniz'e, kendi bayraklarıyla giremiyorlardı. Hollandalılar, Akdeniz'de Fransız ve İngiliz bayrakları altında ticaret yapıyorlardı. 1609'da İspanya ile ateşkes imzalamalarının hemen ardından Osmanlı Sultanı tarafından tanınmak ve Akdeniz'de ticaret yapabilme izni alabilmek için temaslara başladılar.
1612'de elçi sıfatıyla gönderilen genç bir avukat olan Cornelis Haga, İstanbul'a geldi. Katolik İspanya'ya karşı eskiden beri Avrupa'daki mücadeleleri destekleyen Osmanlı yönetimi, Hollanda'ya istedikleri ticaret imtiyazlarını verdi.
Daimî elçi olarak uzun yıllar İstanbul'da kalan Haga, iki devlet arasındaki ilişkileri hızla geliştirdi. Hollanda bağımsız bir ülke olarak Osmanlı İmparatorluğu tarafından tanındı. Bu durumu engellemek isteyen Venedik Elçisi, veziriazama verdiği notta, Hollanda'nın bir devlet değil, krallarına isyan eden asiler topluluğundan oluştuğunu söyledi. Buna rağmen Hollanda'ya kapitülasyon verilerek ticaret imtiyazları sağlandı. Bu sayede daha önce Fransa ve İngiltere bayrakları altında seyreden Hollanda gemileri serbestçe Akdeniz'de ticaret yaptılar. Kapitülasyonları almalarının hemen ardından da Akdeniz'de konsolosluk ağı kurdular. Osmanlı topraklarında Halep, İskenderun, Kıbrıs, Mora, İnebahtı ve Eğriboz ile Venedik, Cenova, Livorno ve Sicilya'da konsolosluklar açtılar. Hollanda bir isyancı topluluğundan tanınan bir devlet haline geldi.
PROTESTANLIK, OSMANLILARLA HAYAT BULDU
Yine bu dönemde Avrupa'da ortaya çıkan reform hareketleri de koyu bir Katolik devlet olan Habsburglara karşı gelişebilmesini, Osmanlıların Şarlken'e karşı yaptığı askerî baskıya borçludur. Kanuni'nin veziriazamı İbrahim Paşa'nın 1533'de Avusturya elçilerine karşı sarf ettiği şu sözler hem Osmanlı yönetiminin Luther ve taraftarlarını nasıl yakından takip ettiğini hem de Osmanlı'nın kendisine ne kadar güvendiğini gösterir: "Kayserin kendi ülkesinde bile gücü ve itibarı yok. Bir konsül toplamayı bile başardı mı? Ben, Hristiyan hükümdarları toplantı yapmaya pekâlâ zorlarım. İstersem, onu hemen şimdi yaparım. Hristiyanlar, gut hastalığı, baş ağrısı ve başka nedenler bulup gelmemek için mazeret de gösteremezler. Bir tarafa Luther'i ve diğer tarafa papayı oturtarak, her ikisinin de bu konsülü yapmasını sağlarım."
İngiliz Elçisi Harborne'un faaliyetleri ve Osmanlı siyaseti uyarınca harekete geçen Türk donanmasının Akdeniz'deki manevraları İspanyol donanmasını dağıttı.
Osmanlıların, Habsburgların Alman kanadını yıpratmaları sayesinde Protestanlık Almanya'da yayılabildi.
Erhan Afyoncu