I. Dünya Savaşı'nın tüm hızıyla devam ettiği karanlık günlerdi. Bu kanlı savaşın arasında Mekke Şerifi Hüseyin'in de isyan hazırlığında olduğu anlaşıldı. Bunun üzerine bölgeye giden Fahreddin Paşa, Medine'de hemen savunma pozisyonu aldı.
◾ Şerif Ali İngilizlerin desteğiyle, demiryollarını ve telgraf hatlarını tahrip ediyor, Paşaysa elindeki az sayıdaki askerle kahramanca mücadele ediyordu. O sırada da asilerin sayısı 50 bin, bütün Hicaz bölgesindeki Osmanlı askerinin sayısı 15 bindi sadece.
◾ Ancak Fahreddin Paşa'nın bambaşka bir korkusu vardı. Bir aksilik yaşanması halinde Mukaddes Emanetlerin yağmalanmasından korkuyordu. Bunun için tüm sorumluluğu üstlenerek 30 parçadan oluşan Mukaddes Emanetleri İstanbul'a gönderdi. Bu kararın oldukça isabetli olduğu sonradan anlaşıldı. Çünkü bir süre sonra şehir en zor günlerini geçirmeye başladı.
◾ Medine savunmasında şehir ile tek ulaşım bağlantısı demiryoluydu. Bunu bilen asiler, İngilizlerin de yönlendirmesiyle Hicaz demiryolunu tahrip etmiş, Medine'ye yakın olan Müdevvere İstasyonu'nu ele geçirmişti.
◾ Tüm bunlar, Fahreddin Paşa'nın, çölün ortasında çevresiyle irtibatının kesilmesine neden oldu. Yardım alınamadığı için açlık, susuzluk ve hastalıklar baş göstermeye başladı askerler ve halk arasında.
◾ Açlıkla mücadele etmek için tek bir çare kalmıştı. Çekirgelerin yenmesi. Fahreddin Paşa, yayınladığı tebliğle askerlerini şöyle teşvik ediyordu:
"Çekirgenin, serçe kuşundan ne farkı var? Yalnız tüysüzdür. Fakat serçe gibi kanatlı uçar ve yeşilliklerle beslenir. Bedevîler sağlamlık ve zindeliklerini yedikleri çekirgelere borçludurlar."
◾ Savaşın gidişatı kötüydü. Irak ve Filistin ordularının geri çekilmesiyle de anavatanla maddi bağlar tamamen koptu. Fahreddin Paşa tüm fedakârlığıyla Medine'yi müdafaa ederken, Osmanlı Mondros Mütarekesini imzalamış, mağlubiyetini kabul etmişti.
◾ Mütareke şartlarına göre şehri terk etmesi istendi. Ancak Fahreddin Paşa, bu emri görmezden geldi. Peygamberimizin (SAV) şehrini İngilizlere teslim etmek istemiyordu.
◾ Askerleriyle Ravza-i Mutahhara'da namaz kıldığı bir gün minbere çıkıp durumu anlattı. Sonra Peygamberimize hitaben "Yâ Resûlallah, ben seni bırakamam!" diyerek gözyaşları içinde oradan ayrıldı.
◾ İngilizler, Medine'yi hemen teslim etmesi karşılında 50 bin altın vereceğini haber gönderse de Fahreddin Paşa, şehri teslim etmemek için her türlü mücadeleyi veriyordu.
◾ Fahreddin Paşa, tüm bu teslim emirlerini yok sayarak 72 gün daha bu mübarek şehri savunmaya devam etti. Ancak Harem-i Şerif'te bulunduğu bir gün kendi arkadaşları tarafından pusuya düşürülüp esir edildi. Paşa, askerlerin arasında giderken düşmana teslim etmemek için kılıcını Peygamberimizin türbesinde bıraktı. Böylece Medine'de 400 seneden beri süren Türk hâkimiyeti sona erdi.
◾ Hz. Peygamberin şehrinden vazgeçmeden direnen Fahreddin Paşa, tarihimizin en şanlı ve üzüntülü direnişine imza attı. Onun bu şanlı direnişi Milli Mücadeleye de ilham oldu.