İstanbul'un iki meselesi asırlardan beri gündemden hiç düşmez.. Bunlardan birincisi ulaşım, ikincisi ise içme suyu meselesidir. Günümüzde şehir içi ulaşım meselesini çözmek için tartışılan birçok proje tarihte gündeme gelmiştir. İstanbul'un ulaşımı, sadece bizi değil yabancı mimarları bile heyecanlandıran bir mesele olmuştur. İkinci Bâyezid döneminde Leonardo da Vinci ve Mikelanj gibi Rönesans döneminin ünlü sanatçıları, Haliç ve Boğaziçi köprüleri tasarlamışlardır. İlk defa İkinci Abdülhamid'in hükümdarlığı döneminde 1891'de Boğaz'ın altından yapılması hayal edilen tüp geçit projesi 29 Ekim 2013'te gerçekleşmişti. Şimdi ilk planlanmasından 125 yıl sonra ikinci kez İstanbul Boğazı denizaltından geçildi.
RAYLI SİSTEM İSTANBUL'DA
19. yüzyılın ilk yarısında dünyada demiryolunun kullanılmaya başlamasıyla ulaşıma hızlı ve kolay bir alternatif ortaya çıktı. Tramvay, tren ve metro ile şehir içi ulaşım birçok ülkede çok kolaylaştı. İstanbul raylı sistemle çok erken tanıştı. 1871'de tramvay hizmete girdi. 1875'te ise dünyanın ikinci metrosu olan "Tünel" İstanbul'da açıldı. Daha sonraki yıllarda İstanbul-Edirne ve Haydarpaşa-İzmit demiryolu hatları devreye girdi.
DENİZ ALTINDAN GEÇİŞ PROJESİ
Leonardo da Vinci'nin İkinci Bâyezid için yapmayı düşündüğü Boğaz Köprüsü projesinden sonra Boğaz geçişi için yeni bir proje 1873'te Eùqene Henri Gavand tarafından hazırlanmıştı. Gavand, Sarayburnu-Üsküdar arasını bir Boğaz köprüsüyle geçecek bir metro projesi teklif etmişti. Bu projenin tarihi 1876 ve proje de tüp geçit olarak gösterilir, ancak bu doğru değildir.
1891'de Sarayburnu-Üsküdar arasında bir tüp geçit projesi gündeme geldi. Fransız Mühendis Simon Preault, İkinci Abdülhamid'e Boğaz geçişi için o dönem hayal sayılabilecek "Denizaltı Çelik Tüneli" projesini sundu. Ancak bu proje olarak kaldı.
Boğaz geçişi için ikinci proje yine İkinci Abdülhamid'e sunuldu. Üsküdar-Salacak ile Yenikapı-Sarayburnu arasında Frederic Strom, Frank Lindman ve John Hilliker isimli üç Amerikalı mühendis bir tüp geçit yapmak için 1902'de harekete geçmişti. "Tünel-i Bahrî" veya "Cisr-i Enbubî fi'l-bahr/Subaküs Viyadikt" denilen bu tüp geçit çelik teknolojisiyle inşa edilecekti. Tüp geçit denize sabitlenmiş 16 büyük sütun üzerinden iki kıyı arasını birleştirecekti. Tüp geçitte işleyecek üç vagonlu trenle yolcu ve eşya taşınacaktı. Salacak'a geçtikten sonra da yapılacak demiryoluyla Haydarpaşa'ya ulaşılacaktı. Ancak dönemin maddi imkânları ve şehir nüfusunun o dönemde çok aşırı olmaması gibi sebeplerle bu proje de diğeri gibi kâğıt üzerinde kaldı.
BİLİNMEYEN TÜP GEÇİT TEŞEBBÜSÜ
İkinci Abdülhamid'den sonra Boğaz'ı deniz altından geçmek için bir teşebbüs de Birinci Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru geldi. İttihat Terakki'nin yönetimi kontrolü altında tuttuğu dönemde, 1918 yılının başlarında da bir tüp geçit gündeme geldi. Prof. Dr. Vahdettin Engin'in bulduğu bir belgeye göre Birinci Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru Osmanlı Bakanlar Kurulu Boğaz'ın bir tünel veya köprü ile geçilmesi yönünde bir teklifi görüşmüştü. Ancak savaş ortamında böyle bir şeyin bırakın gerçekleşmesini, düşünülmesi bile büyük bir olaydı. Bu proje dönemin şartlarından dolayı uygulama sahasına girmedi.
Amerikalı mühendislerin 1902 tarihli tüp geçit projesi.
Preault'un projesinin tarihsiz şekli.
Preault'un projesinin 1891 Leonardo da Vinci. tarihini taşıyan nüshası.
Erhan Afyoncu/Sabah