Arama

Osmanlı'nın güçlü kadınları

Osmanlı’da padişah eşleri daha sonra da anneleri olan Hürrem Sultan, Kösem Sultan ve Turhan Sultan, 16-17. yüzyıllarda siyasette oynadıkları rollerle ve arkalarında bıraktıkları hayır eserleriyle tarihe geçmişlerdi.

Osmanlı’nın güçlü kadınları
Yayınlanma Tarihi: 8.03.2020 10:01:21 Güncelleme Tarihi: 08.03.2020 10:10

Hürrem Sultan
BATILI tarihçiler tarafından genelde Roxelana diye bilinen Hürrem Sultan'ın aslen nereli olduğunu bilmiyoruz. Hayatının ilk dönemi sis perdesi ile kaplı olmasına rağmen Osmanlı tarihine damgasını vurdu. Bir savaşta esir alınarak, Harem'e alınmıştı. Yüzünde daima bir gülümseme havası olduğu için yeni bir isim verilirken bu özelliğinden ötürü Hürrem adı verilmiştir. Çok güzel olmasa da zekâsı ve farklı bir çekiciliği olduğu için kısa zamanda Harem'de öne çıkmayı ve Kanunî'nin gönlünü kazanmayı başardı. Kanunî'den bir çocuk dünyaya getirdiği zaman dönemin uygulamasına göre Harem'den ayrılması gerektiği halde Hürrem Harem'den çıkarılmadı. Üstüne üstlük daha önceki padişahlar cariyelerle nikâhlanmazken, Kanunî daha sonra Hürrem'e nikâh da kıydırdı.

Kanunî'nin validesi Hafsa Sultan'ın 1534'te vefat etmesi üzerine Harem'in tek hakimi Hürrem Sultan oldu ve ilk iş olarak da rakîbesi Mahidevran'ı oğlu Şehzâde Mustafa'nın yanına göndertti. Bundan sonra Hürrem'in tek amacı vardı. Oğullarından birinin padişah olmalarını garantilemekti. Hürrem Sultan, ölmeden önce oğullarının birinin padişah olduğunu göremese de Şehzâde Mustafa'yı ortadan kaldırarak oğlu II. Selim'in padişah olmasının yolunu açtı.
Hürrem Sultan, 1536'da Aksaray'da kubbeli bir camisi ile şadırvan, bunların yanında imaret medrese, darüşşifa ve mektep, Mekke ve Medine'de birer imaret yaptırdı, Edirne'ye de dışarıdan su getirtti.
Kanunî ile 1558'de Edirne'ye gittikleri zaman rahatsızlandı ve doktorların tüm müdahaleleri bir işe yaramadı. İstanbul'a getirildikten kısa bir süre sonra da vefat etti. Bugün Süleymaniye Camii yanındaki türbesine defnedildi.

Kösem Sultan
KÖSEM Mahpeyker'in nereli olduğu, ilk adı ve ne zaman Harem'e getirildiğini bilmiyoruz. 1603'te tahta çıkan I. Ahmed'in hükümdarlığının ilk yıllarında hükümdarın gönlünü çeldi. İleride Osmanlı tahtına çıkacak IV. Murad ve Sultan İbrahim'i doğurdu. Kösem Sultan, I. Ahmed'in gönlüne girmesine rağmen sultanın döneminde siyasette pek fazla etkili olamamıştı.
I. Ahmed 1617'de vefat ettikten sonra tahta kardeşi I. Mustafa çıkarıldı. Kösem Sultan, I. Mustafa ve Genç Osman'ın hükümdarlık yıllarında oğullarını öldürülmekten kurtarmayı başardı. I. Mustafa'nın tahttan indirilmesinden sonra padişah olarak 1623'te IV. Murad'ın seçilmesi Kösem'in hayatında önemli bir dönüm noktasıydı ve oğlunun padişah olmasıyla "valide sultan" oldu. IV. Murad küçük yaşta padişah olduğundan, Kösem Sultan iktidarı 1632'ye kadar fiilen elinde tuttu.

1632'de devlet yönetimine el koyan IV. Murad, annesinin devlet işlerindeki nüfuzunu ortadan kaldırdı. IV. Murad'ın ölümünden sonra tahta bir diğer oğlu Sultan İbrahim çıktı. Oğlunun iktidarının ilk yıllarında etkili olan Kösem Sultan, daha sonra Sultan İbrahim tarafından Harem'den kısa bir süreliğine de olsa uzaklaştırıldı. Kösem Sultan, oğlunun bu davranışını affetmeyecek ve Sultan İbrahim'in tahttan indirilip, öldürülmesine göz yumacaktı.
Kösem Sultan'ın ikbal yıldızı torunu IV. Mehmed'in tahta çıkarılmasıyla daha da parladı. Padişahın annesi Turhan Sultan daha tecrübesiz olduğu gerekçesiyle Kösem Sultan Osmanlı tarihinde bir ilk olarak "valide-i muazzama" ünvanı ile Harem'de bırakıldı. Ancak Turhan Sultan'ın giderek siyasette etkili olmaya başlaması gelin kaynanayı rakip durumuna getirdi. Kösem Sultan, Turhan Sultan'ı öldürtmek için bir düzen hazırladı. Ancak Kösem Sultan kazdığı kuyuya kendisi düştü ve öldürüldü.


Hayırsever Sultan
3 EYLÜL 1651 sabahı Kösem'in ölüsü sevenlerinin gözyaşları eşliğinde Sultan I. Ahmed'in türbesine götürülerek defnedildi. Kösem Sultan'ın imparatorluğun değişik bölgelerindeki haslarından yüzbinlerce kuruş geliri vardı. Öldüğünde arkasında büyük bir miras bırakmıştı. Vakfettiği Büyük Valide Hanı'nda sakladığı 20 sandık altın ve mücevheratı devlet hazinesine aktarıldı. Ayrıca arkasında 2.700 tane kıymetli şal bırakmıştı.
Kösem Sultan gelirlerini cömertçe dağıtmasıyla meşhurdu. Hapishanelere gidip, borçtan dolayı hapis yatanları bizzat kurtarırdı. "Sâdât ulufesi" adıyla tesis ettiği hayır işinden 200 fakir yararlanıyordu. Kendisine hizmet eden kızları çeyizini düzüp uygun kimselerle evlendirirdi. Ölümünden sonra da hizmetindeki kızlara Kösem Sultan'ın mirasından pay verilmişti.

Kösem Sultan birçok hayır eseri yaptırmıştı. Üsküdar'daki Çinili Cami, mektep, çeşme, dârülhadis, çifte hamam; Anadolukavağı Mescidi, Şehremini'nde çeşme, Yenikapı'da çeşme, Beşiktaş'ta çeşme yaptırdığı gibi Abdülmecid Şeyhî Efendi'nin Eyüp'teki türbesini inşa ettirmişti. Çakmakçılar Yokuşu'nda Büyük Valide Hanı'nı da yaptırmıştı. Ayrıca hacıların su ihtiyacının karşılanması ve Haremeyn'de fakirlere yardım edilip, orada Kur'an okutulması için de bir vakıf kurmuştu. Eğriboz, Midilli ve Kıbrıs gibi yerlerde de vakıfları vardı.

MUKTEDİR VALİDE SULTAN
HATİCE Turhan Sultan, 1620'li yıllarda Rusya'da dünyaya geldi. Ancak o dönemdeki coğrafi ve etnik yapıya göre Rus, Ukraynalı veya Lehistanlı olablilir. Daha on iki yaşındayken Tatar akıncılarına esir düştü ve daha sonra Kösem Sultan'a hediye edildi. Adeta bir güzellik abidesi olan Turhan Sultan zekâsını da kullanarak önce Kösem Sultan'ın takdirini kazandı ve daha sonra da Sultan İbrahim'in gözüne girdi. Sultan İbrahim'den Şehzâde Mehmed'i dünyaya getirdi. Bu doğum sıradan bir doğum değildi. Sönmek üzere olan Osmanlı hanedanı için bir kurtuluştu. Turhan Sultan, Harem'de Kösem Sultan'ın gölgesinde kalmasına rağmen özellikle oğlu IV. Mehmed'in hükümdar olmasıyla gelin ile kaynana arasında zorlu bir mücadele başladı ve bu mücadeleden

Turhan Sultan zaferle çıkmayı bildi. Artık Harem'in en büyük hakimi olmuştu. Turhan Sultan, Köprülüler'in sadrazamlık makamına gelmesinden sonra yavaş yavaş elini siyasetten çekti ve kendini daha çok hayır işlerine adadı. İlk olarak Çanakkale Boğazı kalelerini inşa ettirdi. Daha sonra ise III. Murad'ın hanımı Safiye Sultan tarafından yapımı başlatılan ancak bir türlü tamamlanamayan Eminönü'ndeki Yeni Cami'yi tamamlattı. 1682'de vefat etti ve daha önceden yaptırdığı Yeni Cami'deki türbeye defnedildi. Turhan Sultan, "Kadınlar Saltanatı'nın" son muktedir valide sultanıydı.

Erhan Afyoncu - Sabah

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN