İbrahim Tenekeci

İki devletli çözüm bahsi

İkinci Cihan Harbi'nin sonuçları için şöyle söyleyen de vardır: "Şirketler kazandı, milletler kaybetti." Savaş öncesinde birçok Avrupa ülkesinde Yahudi nüfus gettolarda yaşıyordu. Şimdi aynı uygulama, üstelik Yahudiler eliyle Filistin halkına reva görülüyor. Gerçekten de ibretlik bir durum.

İsrail işgal devletinin çok uluslu bir şirket olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Nitekim nüfusunun yarısına yakını aynı zamanda başka bir ülkenin vatandaşı. Dünya üstünde bunun benzer bir örneği yoktur.

Vicdan sahibi birçok ülke, Filistin coğrafyasındaki tek çarenin iki devletli çözüm olduğunu dile getiriyor. Sizden çalana, çaldıklarının büyük bir kısmını olması için veriyorsunuz. Ne acı.

Hazmedilmesi çok zor olan bu haksızlığa rağmen, iki devletli bir çözüm ne derece mümkündür? Mevcut duruma göre, çünkü işgalcilerin bir adım dahi geri çekilmek gibi bir düşüncesi bulunmuyor.

İslam âlemiyle kara bağlantısı olmayan, işgal edilmiş toprakların içinde küçük gettolara dönüşen, coğrafi bütünlüğünü kaybetmiş bir Filistin devletinin yaşaması zaten imkânsız görünüyor. Bu vaziyet asla sürdürülebilir değildir.

Batı dünyasının bu konuya samimi yaklaşmadığını biliyor ve görüyoruz. Hem iki devletli çözümü dillendirecek hem de bunca katliama, haksızlığa ve hırsızlığa maddi manevi destek vereceksiniz. Böyle bir tavrı normal sayabilir miyiz? Batının iki devletli çözümden anladığı, Suriye topraklarının bir kısmında ikinci bir terör devletinin ilan edilmesi mi yoksa? Bu hengâme içinde beklenmedik ve tehlikeli gelişmeler yaşanabilir. Türkiye'nin tetikte ve kararlı olması şarttır.

Siyonist teröristlerin de iki devletli çözüme niyetli olmadıkları aşikârdır. Zaten kendileri de bu düşüncelerini saklamıyor, ısrarlı ve istikrarlı bir şekilde Filistinlilerden toprak çalmaya, can almaya devam ediyorlar. Sivil nüfusa sistematik saldırılar, ilhak politikaları, zorunlu göç ettirme; bu gidişata dur denilmezse, ortada Filistin diye bir şey kalmayacak. Önce işgal ediyor, sonra tartışmalı topraklara dönüştürüyor ve sonunda ilhak yaşanıyor. Hiçbir ahlaki, insani ve hukuki kuralı tanımayanlardan adalet, hakkaniyet ve merhamet adına ne bekleyebiliriz?

Kıyım ile kıyam beraber ilerler. Biri başlangıç, diğeri sondur. Filistin coğrafyasında neredeyse bir asırdır yaşanan kıyımın kıyama dönüşmesi yakındır. Kıyamın sadece Filistin coğrafyasında değil, tüm İslam âleminde olacağına inanıyoruz.

İbrahim Tenekeci

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.