Prof. Dr. Mehmet Emin Ay

Dünya hayatı aldatıcı bir oyundan ibarettir…

2020 yılının ilk günlerinde artık bir pandemi haline gelerek tüm dünyayı etkileyen Covid-19 virüsü, geride kalan bir buçuk yıllık zaman içinde sağlık, ulaşım, eğitim ve ekonomi gibi birçok alanda tüm dünyayı sarsan bir güçle hükmünü sürdürdü. Ancak özellikle ekonomi alanında ilginç bir tablo ortaya çıktı. Aslında beklenen bir şeydi; ve fakat virüsün yayılma hızına eşdeğer bir nitelikte tüm dünyada hızlı bir artış gösterdi… Tahmin ettiğiniz üzere e-ticaretten bahsediyoruz... Gerek uluslararası ve gerekse ulusal nitelikli e-ticaret muhteşem denilebilecek oranlarda bir büyümeye imza attı, geçtiğimiz süreçte… Zaten bu sektörde her geçen gün artma eğilimindeki satış grafiği, kapanma sürecinin aylar sürmesi sebebiyle ciddi bir sıçrama ile dikkat çekici düzeylere kavuştu.

21. yüzyılın insanını esir alan "Haz ve Hız" ikilisi, salgının hüküm sürdüğü günlerde bile insana daha çok düşünmeyi, daha bir dikkatle yaşadıklarını sorgulamayı, daha etraflıca içinde bulunduğu problemlerden çıkış yollarını aramayı unutturdu; fakat bunun yerine yeni projeler üreterek bir tuşla "getir!" emrinin gereğini yapma adına "çözüm önerileri" sunmayı başardı. Evet belki dünya tarihinde 2020 ve 2021 yılları, insanların eve kapandığı ama harcamalar konusunda büyük bir iştah ve açgözlülükle "on-line işlemler" gerçekleştirdiği yıllar olarak kaydedilecektir diyebiliriz...

Herkes tarafından bilinen bilgilerin özetlendiği bu satırlar, bizi aynı zamanda bir Müslüman birey olarak da ilgilendiriyor. Çünkü tüm insanlığa bir rehber olarak indirildiği gibi, aynı tazelikle hangi çağda yaşarsa yaşasın her bir Müslümana ve Müslüman toplumlara yol gösterici kılavuz olarak yaşıyor, Kur'an-ı Kerim… Bir önemli ayrıntıyla beraber… "Bu Kur'an, görmediği halde gayb âlemine (Allah'ın huzuruna çıkacağına, hesap gününe, cennet ve cehennemin varlığına) inanan, namazını dosdoğu kılan ve Allah'ın kendisine verdiklerinden O'nun rızası için harcayabilen müttakiler (Allah'a kulluk bilincine sahip kişiler) için bir Hidayet Rehberi'dir." (Bakara, 2,3)

Bu bağlamda, aslında kendimiz, toplumumuz, İslam Dünyası, Gönül Coğrafyamız ve içinde yaşadığımız yerküre… Bizden tüm bunlara dair problemler, çıkmazlar, çatışmalar ve savaşlar üzerine düşünmemiz, tefekkür etmemiz beklenirken, rehberimizin de Kur'an-ı Kerim olması isteniyor elbette… İşte bu sebeple, Peygamber Efendimizin en büyük mucizesi olan ve kendisi Yüce Rabbine kavuşmuş olsa da ondan bize kalan en değerli hatıra olarak aramızda yaşayan bu mübarek Kitab-ı Hakîm'den çözüm yollarına başvurmamız gerekiyor… İşte aşağıdaki ayet-i kerime bize tam da bu konuda uyarılarda bulunuyor, haz ve hız çağının insanları olan bizleri dünya ve hayat üzerine düşünmeye davet ediyor…

DÜNYA HAYATI ALDATICI BİR OYUNDAN İBARETTİR…

Kur'an ayetleri, insanların anlayış ve kavrayışına kolaylık sağlayan örnekler barındırır. Konumuzu ilgilendiren ayet de işte onlardan biri… Şöyle buyuruyor Yüce Mevlâ: "Bilin ki dünya hayatı, bir oyun, bir eğlence, bir gösteriş, aranızda bir övünme, mal ve evlâtta bir çoğaltma yarışından ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibi; ki bitirdikleri çiftçileri imrendirir, sonra (o bitkiler) kurumaya yüz tutar, bir de bakarsın ki sararmış ve ardından çerçöp haline gelmiştir. Âhirette ise ya çetin bir azap yahut Allah'ın bağışlaması ve hoşnutluğu vardır. Dünya hayatı, aldatıcı bir yararlanmadan başka bir şey değildir." (Hadid, 20)

Ayet-i Kerimeyi iki bölüm halinde ele almak mümkündür. Biri dünya hayatına dair tespitler. Diğeri ise bu hayatı yaşadıktan sonra ahirette karşılaşılacak durum…

Önce bu hayatın hangi özellikleri taşıdığına bakalım. Dünya hayatı, bir oyun, sonunda ele geçen bir şeyi bulunmayan bir eğlence, bir gösteriş, bir övünme ve malı-evladı çoğaltmaya çalışmak gibi özelliklerle vasıflandırılmıştır. Topluma ve kültüre göre farklılık arz etse de bütün bu özellikler dünya tarihi buyunca her bir insan ve her bir toplum tarafından az ya da çok -ama mutlaka- önemsenmiş; uğruna çatışmalar ve savaşlar açılmıştır.

Âyetteki temsilde dünya hayatı yağmura benzetilmekle beraber asıl benzetilen bitkidir. Bitkinin burada belirtilen evreleriyle insanın oyun, eğlenme, mal-mülk edinme ve çoluk-çocuğa karışma çağları arasında da bir benzerlik kurulabilir. Ayette yer alan ve aynı zamanda "çiftçiler" diye çevrilen "küffâr" kelimesi, kâfirin çoğuludur. Bu kelime, sözlükte "örten, gizleyen" anlamına geldiği için hem tohumu ekip üstünü örtmesi sebebiyle çiftçiye hem de Allah'ı ve gerçekleri inkâr edip üstünü örtmesinden dolayı inkârcı kişiye "kâfir" denmiştir. Burada "çiftçi" anlamı uygun düşmekle beraber, özellikle bu kelimenin seçilmesi, inkârcıların dünya hayatına düşkünlüklerine de bir göndermenin bulunduğunu düşündürmektedir. (Diyanet, Kur'an Yolu Tefsiri, ilgili ayet)

Ayetin dikkat çekici yönlerinden biri de şu olabilir. Burada dünyaya dair özellikler dünyayı bize "olduğu" şekliyle tanıtan bilgilerdir. Ancak bilinen bir geçektir ki, her oyun bitmeye, her eğlence bir sona ermeye mahkum olduğu gibi; bu dünya hayatı da bir nihayete mecburdur. Asl olan onu ne şekilde geçirmek gerektiğinin bilincinde olmak ve nasıl geçirdiğine dikkat etmektir. Zira ayetin ikinci kısmındaki iki ayrı sonuç, insanın ahirette ya işlediği kötülüklerden dolayı azap; ya da yaptığı güzel ve hayırlı işlerden dolayı Allah'ın rahmeti ve hoşnutluğu şeklinde tecelli etmektedir.

Ayetin bitimindeki ifade ise aslında dünya hayatının tek kelimeyle ifade edilecek yönüne dikkat çekiyor: Aldanmak!.. Onu bir süreliğine yaşanan bir "aldanış yurdu" olarak niteleyen Kur'an-ı Kerim, başka ayetlerde de bu işi şeytanın pek maharetli bir şekilde gerçekleştirdiğini haber verir bizlere… "Sakın sizi bu hususta o çok aldatıcı (el-ğarûr) olan şeytan aldatmasın" (Lokman, 33) benzeri ayetler, şeytanın bu hususta çok başarılı bir şekilde insanı aldatarak aslında geçici (fâni) olan bu dünya hayatını bize çok süslü ve cazip şekilde gösterip asıl ve ebedi yurdumuz olan ahireti göz ardı etmemizi sağlayacak telkinleriyle insanoğlunu yoldan çıkardığı hususunda uyarır bizleri…

Peki insanoğlu neden şeytana uyar ve ona mağlup olur? Cevabı uzun ve derin bir konu olan bu soruyu bir başka yazımızda ele almak üzere, hayırlı haftalar dileğiyle sağlıcakla kalınız efendim.

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.