5 Haziran’ın sırları!
Araplar arasında 14 Mayıs 1948 tarihi 'nekbe' yani felaket günü olarak anılıyor ve hatırlanıyor. İsrail bu günde ete kemiğe bürünmüştür. Araplar zaviyesinden felaket algısı da şüphesiz yerindedir. Bunun ikinci ayağı veya simetrik bir felaketi daha vardır. 5 Haziran 1967 Savaşı. Bu savaşta Ürdün, Suriye ve Mısır gibi ülkeler toplu halde İsrail karşısında tutunamamış, yenilgiye uğramış ve Doğu Kudüs ile birlikte Golan Tepeleri de kaybedilmiştir. Belki de 14 Mayıs tarihinden daha cesametli kısmı İslam'ın üçüncü mabedi/mescidi olan Mescid-i Aksa'nın kaybedilmesi ve İsrail'e kaptırılması olmuştur. Arapların dağınıklığı ve İslam'a ve birbirlerine ihanetinin dışında bunun izahı da pek yoktur. Bu nedenle de Yahudi iradesi baskın çıkmıştır. Bir avuç İsrail, Arapları dize getirmiştir. Arapların gazını almak için de 10 Ramazan 1973 savaşı rövanş savaşı olarak tertip edilmiş, kurgulanmıştır. En azından dostumuz merhum Muhammed el Kayani gibilerinin inancı bu yönde idi. 1973 Savaşı Camp David Antlaşması'nın önünü açmıştır. Aksi takdirde psikolojik olarak tıkınmışlık hali devam edecekti. 5 Haziran 1967 Savaşı, sonuçları itibarıyla Nasır tarafından "nekse" (küçük felaket) olarak anılsa da buna ikinci Nekbe (ikinci büyük felaket) diyenler daha haklı gözüküyorlar. Zira bu savaş sonucu İsrail, Mescid-i Aksa'ya ulaşmış, el koymuş ve oldu bitti siyaseti ile bu kutsal mekanı veya siteyi kendisine mal etmek istemiştir. Mescid-i Aksa'nın harim-i ismetine dokunmuştur. 'Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli' diyen Akif uyarısında haklı çıkmıştır.
5 Haziran Araplar ve Müslümanlar açısından bir yenilginin ötesinde acı bir sürpriz olmuştur. Oysa ki başlangıçta kimse yenilgiyi aklının ucundan bile geçirmemektedir.
Ardından da 5 Haziran tarihlerinin sürprizleri bitmemiştir.
Bu sürprizlerin ön önemlilerinden birisi 5 Haziran 2017 tarihinden itibaren Katar'ın Araplarca ablukaya alınması olmuştur. Hasım Körfez ülkelerinin Katar'ı işgal etmeye heveslendikleri, niyetlendikleri bilinmedik bir husus değildir. Lakin uluslararası pozisyonda buna uygun zemin bulamadıkları ileri sürülmüştür. Buna uygun zemin bulsalardı belki de Katar'ı, İran ile İhvan'ı bahane ederek işgal etmeleri işten bile değildi.
23 Mayıs 2017 tarihinde Katar Haber Ajansı sanal korsanların, hackerların saldırısına uğramış ve bunun sonucu hacklenmiştir. Katar Emiri Şeyh Temim'in ağzından uydurulan bir beyanat servis edilmiş ve daha sonra bu beyanat gerçekmiş gibi muamele görmüş ve boykot ve abluka uygulamalarına zemin teşkil etmiş ve mesnet olmuştur. Korsanlar tarafından uydurulmuş mesajlar üzerine harekete geçilmiştir. Daha sonra yavaş yavaş bu hamle veya kampanya tavsamış, etkisini kaybetmiştir. Bununla birlikte Selman Avde gibi birçok kişi, dava adamı sürecin kurbanı olmuşlardır. Sonunda da Suudi Arabistan, suçladığı Katar'ın yerine geçmiş ve İran ile kesik diplomatik ilişkileri yeniden tamir etmiştir. Lakin bırakın Selman Avde gibi kimselere iade-i itibarı makul izahı olmadan hala hücrelerde tutuluyorlar, gün sayıyorlar!
Bu uydurma beyanatın akabinde 5 Haziran 2017 tarihi itibarıyla başta Suudi Arabistan, Mısır, BAE ve Bahreyn olmak üzere kimi Körfez ülkeleri Katar ile diplomatik ilişkileri kestiklerini duyurdular. 5 Haziran 1967 yılında İsrail'e yenilen Arap ülkeleri rövanşlarını Katar'dan almak istemişlerdir. Arap adeti böyledir. Düşman aranmaz kim karşılarına çıkarsa düşman O'dur. Nitekim bir Arap şiirinde bu açıkça söylenmiştir: "Ahyanan ala bekrin ahina/iza lem necid illa ahana", "Kardeşimizden başkasını bulamazsak, bazen de kardeşimiz Bekr'e saldırırız!" Önemli olan saldırmak, ötesi teferruat. İsrail ile dost olunca tavus kuşu gibi şişinme ihtiyaçlarını Katar üzerinden karşılamaya ve gidermeye çalışmışlardır.
Bir başka 5 Haziran vakası da (2023) Rusya hatlarından geldi. Rusya'daki bir dizi kanal, radyo istasyonu Putin'in ulusa seslenişini ve sahte beyanatını yayınladı. Buna 'cephe gerisi harekat' da denilmektedir. Düşman hatlarında sabotajlar bu siyasetin bir parçasıdır. Deepfake teknolojisiyle üretildiği belirtilen videoda, Rusya lideri Putin'in sıkıyönetim ve askeri seferberlik ilan ettiği duyuldu. Kremlin, olayla ilgili soruşturma başlatıldığını bildirdi.
Kremlin Sözcüsü resmi açıklamayla radyo frekanslarına müdahale edildiği ve Putin'in böyle bir açıklama yapmadığını belirtti. Bu vaka, basın kayıtlarına 'tuhaf bir vaka' olarak geçti.
Ukrayna-Rusya savaşı uzadıkça cephe gerisi hareketler de artıyor. Bu sabotajlardan birisi Ukrayna'nın Herson bölgesinde Rus işgali altında bulunan Kahovka Barajına yapıldı. Barajın önünde kalan yerleşim yerlerinde suyun yüksekliği kimi zaman 5 metreye kadar yükseldi, evler su altında kaldı. Bu sabotajda baş zanlı Rusya olarak görülüyor.
Denildiği gibi, sanal korsanlık icat oldu mertlik bir kez daha bozuldu.
Mustafa Özcan
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Davut- Câlût çekişmesinden günümüze yansıyanlar (05.06.2023)
- Eğreti adamlar, sağlam duruşlar (02.06.2023)
- Üçgen tamamlanıyor! (29.05.2023)
- Fitnelerle başa çıkmanın yolu (26.05.2023)
- Sirte’den Cidde’ye; güncellenen kare (22.05.2023)
- Ortak söz: Allah ve İslam (19.05.2023)
- Lewis’ten Soros’a, manipülatörler (16.05.2023)
- Milletlerin hastalığı (12.05.2023)