Mustafa Özcan

Celal Şengör, Richard Dawkins ve Filistin davası

Filistin meselesi turnusol kağıdı gibidir, üzerindeki renkleri ortaya çıkartır. Nitekim öyle olmuştur. Birbirine benzer iki ateist Filistin meselesinde haksız yere İsrail'e taraf olmuştur. Oysa ki onları kimse zorlamamıştır. Lakin zorlanmadan saldırgan tarafta yerlerini almışlardır. İbretamiz bir durumdur. 'Tanrı Yanılgısı' gibi kitaplarıyla inkar misyonerliği yapan Richard Dawkins, İngiliz asıllı bir bilim adamıdır. İlmine lafımız yok ama bunları yorumlama biçimine var. Kitaplarıyla Türkiye'de de tanınmış ve onun ötesinde Dr. Furkan Aydıner ile polemikleriyle ve bu tartışmaların aksettiği ve mahsulü olan kitaplarıyla da ayrıca gündeme gelmiştir. Bunun dışında idolleri olup olmadığını bilmiyoruz. Kısaca tanınmış ilim adamlarından birisidir. Lakin ilmini ateizmin hizmetine sokmuştur. Arızalı tarafı burasıdır. En temel özelliği ve vasfı budur. Canlılar ve hayvanlar ilmi (Zooloji) konusunda uzmandır ve müktesebat vardır.

Dünyada Filistin-İsrail yandaşlarının iki kampa ayrılması (fustateyn), çatallaşması, ayrışması üzerine o da ihsas-ı reyde bulunmuş ve 'keşke ben de İsrail lehine sokaklara taşan ya da dökülen kalabalıklara karışabilseydim, katılabilseydim' demiştir. İç geçirmiştir. Bu sözleriyle tarafını belli etmiştir.

Şaşırtıcı olmasa gerek. İsrail de dindar bir yapı olarak görünmesine rağmen yarı ateistler tarafından kurulmuştur. İsrail dindar değil sadece kindardır. Filistinli düşünürlerden Bessam Nihad Cerrar'ın ifadesine göre Tel Aviv eşcinseller (LBGT) başkentidir. Kısaca İsrail aşırı sağcı ve dindarlarla birlikte fıtratının uzağına düşmüş kalabalıklarla, topluluklarla dolu karma yapılı bir ülkedir. Gazze saldırılarına katılan askerlerden bir kısmı da bu toplulukları temsil etmektedir. Eşcinsel eşlerden bazılarının çarpışmalar sırasında cephelerde öldüğü duyurulmaktadır. Srebrenitsa Katliamı da, BM barış gücü adına bölgede görev yapan Hollandalı askerlerin Sırp canilerine göz yummasıyla birlikte yaşanmıştır. Bilahare en azından bunların bir kısmının eşcinsel eğilimler taşıdığı ortaya çıkmıştır.

Elbette Richard Dawkins'in cinsel eğilimlerini bilmiyoruz ve bu konuda bir fikrimiz yok. Lakin çılgın bir ateist olarak tarafını belli etmiştir. Her ateisti aynı kefeye koymak da doğru olmaz. Vicdanları ile inançları arasında bu türden bir bağ olmayabilir. Dawkins, Darvinist ve ateist olmakla kalmamış biraz ötesine de geçerek, taşarak İsrail saldırganlığını da desteklemiştir. Ne de olsa kendisine yakışanı yapmıştır. Belki bunu Hamas veya Gazze halkının dini değerlere bağlı olmasına bir tepki olarak da yapmış olabilir. Seküler İsrail'i kendisine daha yakın hissetmiş olmalıdır. Hayat tarzı dayanışmayı da beraberinde getirir.

Nitekim, 11 Eylül'ü takiben George W. Bush 'hayat tarzımıza saldırıyorlar' diye tepki göstermişti.

Dawkins'in, hayat tarzı üzerinden İsrail'le ortaklığı olmalı. Aksi halde, dine lakayt zümrelerin ailevi ve kutsal değerleri savunması abesle iştigal olurdu.

Yerli Dawkins, ' Kemalist derviş ( sakın, müteveffa Kemal Derviş olarak anlaşılmasın)' Celal Şengör'e gelince… Ona neden 'Kemalist derviş' diyoruz? Elbette Kemalizmle dervişlik arasında bir bağlantı yok. Peki, öyleyse biz neden Celal Şengör üzerinden böyle bir bağlantı kuruyoruz? Sebebi basit. Kemalist unsurlar karşısındaki davranışları bizi bu algıya götürüyor. Dilerse Mustafa Kemal, Zübeyde Hanım ve Ali Rıza Efendiden bir üçleme de ( ekanim selase/trinity) kurgulayabilir, türetebilir. Marifetine kalmış.

Kemalizmde dervişlik yoktur lakin Mustafa Kemal meftunları, tutkunları vardır ve bunlar dervişler gibi hareket etmektedir. Budistler gibi ya da Hıristiyanlar gibi beşer heykelleri önünde tazimde bulunuyor ve adeta istavroz çıkarıyorlar! Elbette bu fiilleri kendilerini bağlar. Lakin yine de Müslüman bir memlekette bunu yadırgadığımızı ifade etmeliyiz. Celal Şengör tapınma derecesinde Kemalizme hürmetkardır. Bu tipler her zaman da var olmuştur. Adı Celal olmasa da Cemal Kutay da bunlardan birisidir. Mustafa Kemal'e taabbüt edilebilineceğini söylemiştir. Kendileri bilir. Biz kimsenin tasarrufuna hacr/sınır koyamayız ve karantina uygulamayız. Paşa gönülleri bilir.

Celal Efendi ötesine de geçerek gördüğü Zübeyde Hanım büstü karşısında adeta büyülenmiş ve trans haline geçmiştir. Çömelerek saygı ve tazimde bulunmuştur. Bu kendisini ilgilendirse de bu ritüeli tanımlama çabası elbette ikinci şahısları da alakadar eder. Bazılarının bilge olması sapkınlığa mani bir hal değildir. Casiye Suresinde (ayet: 23) bu mesele şöyle izah edilir: Arzularını kendine ilah edinmiş ve Allah'ın kendisini bir bilgi (ala ilmin) üzere saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği, gözünün üstüne de bir perde çektiği kimseyi gördün mü? Artık onu Allah'tan sonra kim doğru yola iletebilir? Yine de düşünmüyor musunuz? Akkad'ın ifadesiyle ilim ile birlikte tefekkür ve düşünmek de ilahi bir vecibe ve farizadır.

Celal Şengör gibiler ilmi şaşmaz bir pusula olarak görüyorlar. Peki, ilmi ihata edebilmişler midir, ilimden behreleri nedir? Hiç! Cüz'i bilgeleriyle külli bilgiyi ihata ettiklerini düşünüyorlar ve onun adına ve üzerinden hakikate hükmetmek istiyorlar! Spinoza gibi bilgiyi ya da kainatın işleyişini, sistematiğini tanrı yerine koyuyorlar! Spinoza'nın felsefi olarak yapmak istediğini Celal Şengör gibiler ilmi alana taşıyorlar. Buda ilim ile felsefe karması olmalı!

Filistin meselesinde fikir yürüten Şengör tarihçi bir dostuyla birlikte Filistinlileri, yabancılara toprak satan bir millet olarak tanıdıklarını söylemiştir. Faraza, dedem bir suç işlemişse benim ve bebeğimin suçu, kabahati ne? Benim de yerimden yurdumdan sürülmem mi gerekiyor? Filistinliler hangi nispette toprak satmış olurlarla olsunlar bir genelleme yapmak yanlıştır ve aşağılama maksadı taşır. Topraklarına sahip çıkmak yerine Filistin halkının topraklarını Yahudi zenginlere peşkeş çektikleri anlamına gelir. Halbuki fail zümreler olsa da fail milletler olmaz. Türkler gibi daima milletlerin kendi içlerinden zehirleri ve panzehirleri türemiştir. Birinin bozduğunu diğeri düzeltir, tashih eder. Mesela Moğolları Mısır önlerinde (Aynu'l Calut) durduran yine Mısır kölemenleri olan Türklerdir.

Ateizm ile İsrail'i desteklemek arasında bir bağ var mıdır, kurulabilir mi, bilemiyoruz. Lakin en azından elimizde iki tane numune var. Dawkins ile yerlisi Celal Şengör!

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.