Mustafa Özcan

İsrail'in yalancı peygamberleri

İsrail çağdaş yalancı peygamberlerinin savurdukları gibi çöl içinde bir vaha mı, yoksa fundalık içinde bir çöl mü? Ya da bulunduğu yeri cennete çeviren bir Tuba ağacı mı yoksa kurutan bir Zakkum ağacı mı? Bölge içinde bir cehennem mi? Karşılıklı olarak sevgiyi mi yoksa nefreti mi körüklüyor? Vicdanı sönmemiş olanlar için cevap bellidir.

İkinci Dünya Savaşı'nın bitimine doğru Amerikan Başkanı Harry Truman'ın Japonya'ya karşı nükleer silah kullanmasının ardından İsrail bu silahı ilk kullanan taraf olmak istiyor. Bu yöndeki yasak silahını Gazzelilere karşı teşhir ediyor? Gerçi Putin ve ortakları da böyle tehditler savurmuşlardı. Şimdi İsrail'in yalancı peygamberleri Gazze halkına karşı pervasızca, acımasızca nükleer silah kullanma niyetlerinden söz ediyorlar. Onların akılsızlıkları sayesinde savaş uzadı ve ucu açık hale geldi. İsrailli aşırı sağcı Miras Bakanı Eliyahu, abluka altındaki Gazze Şeridi'ne nükleer bomba atılması gerekliliğini veya ihtimalini bir kez daha tekrarladı. Bu yönüyle silahlanma açısından Nazileri geçtikleri gibi eylem niyeti açısından da Nazileri geride bırakmış oluyorlar. Bu çılgınlar mangası Gazze'yi yeniden yerleşimcilerin iskanına açmak istiyor.

2005 yılında burada askerlik yapan ALON SAHAR bu sürecin bize deja vu hissi yaşatacağını ve burada iskan edilecek yerleşimcilerin İsrail'i korumak bir tarafa İsrail askerlerinin yeniden eskiden olduğu gibi onları korumak zorunda kalacaklarını beyan ediyor. İsrail iskanı ve işgali altında Gazze'nin yeniden cehenneme döneceğini haber veriyor.

Savaş değil, barbarlık

Dördüncü ayın sınırlarındaki savaş nedeniyle Gazze halkını açlık vurduğu gibi barbarlık ve yıkım akıl hastalıklarını da tetikliyor (https://www.jpost.com/ health-and-wellness/article-783481 )

Gazze sınırında ve boylarında yaşayan Yahudiler de akıl hastalığına tutulmaktan korktuklarını beyan ediyorlar. İnsanı hasar gerçekten de çok büyük. Bölgeyi cehenneme çevirdiler.

Peki! Theodor Herzl, Yahudi Devleti kitabında ne vaat ediyordu? Cennet vaat ediyordu. Bölgede bir İsrail devletinin kurulmasının sadece Yahudilere değil çevreye de olumlu yansıyacağını, bölgeyi de komşu halkları da kalkındıracağını umuyor, öngörüyordu. Peki sonrasında ne oldu? Dinmeyen harpler yaşandı. İsrail kurulduktan beri savaşlar dur durak bilmedi. İran devriminden sonra aynı şekilde velayet-i fakih düzeninde de böyle oldu. Ağaç acı meyve verdi. Tarih boyunca Şii hakimiyetinin çalkantı ve kargaşaya Sünni hakimiyetinin ise genelde istikrara hizmet ettiği bilinir. Nizamü'l Mülk'ün görüşü de bu yöndedir. Kısaca Herzl'in vaat ettiği refah payından ne Filistin ne de Araplar sebeplenmiş, faydalanmıştır! Kalkınma hamlesinin bölgeye yansımasından eser yok.

Aynı yoldan giden Şimon Peres de 1990'lı yıllarda kaleme almış olduğu "Yeni Ortadoğu" kitabında da selefi Herzl'in doğrultusunda aynı vaatlerden bahsetmiştir. Araplar ile Yahudilerin barışması halinde bölge kalkınma dinamosuna dönüşecekti.

Bernard Shaw'ın ünlü cevabını okumamış anlaşılan. Karşısına güzel ve alımlı bir bayan çıkar. Nükteden Bernard Shaw'a şunu söyler: Sen çok zeki bir erkeksin ben de güzel bir bayanım! Evlenirsek harika çocuklarımız olur. Hem güzel, yakışıklı hem de zeki! Hazır cevap Shaw bu faraziyeyi şöyle karşılar: İyi de çocukların zekası sana çirkinliği bana benzerse işimiz ne olacak?

Aynı yıllarda 1993 yılında Oslo süreci başlatıldı. Peki, Filistinlilere ne kattı, ne getirdi? İshak Rabin'in dediği gibi onlara sadece taşeronluk yani İsrail'i gözetmeleri ve ırkdaşlarını da gözetlemeleri vazifesi yükledi. Kısaca İsrail sadece Yahudilerle Filistinliler arasında değil aynı zamanda Filistinlilerin kendi aralarında da zincirleme geçimsizliğe ve bölünmeye neden olmuştur.

Kısaca İsrail bölgeyi cennete çevirmeyi vaat etse de sahte peygamberleri (false prophets) aracılığıyla cehenneme çevirmiştir.(https://www.jpost.com/opinion/article-783400) Oysa ki Yahudiler dünyaya kendilerini ve devletlerini şöyle tanıtmışlardı: İsrail çöl içinde bir vahadır. Diktatörlükler arasında demokrasinin bölgesi ve gölgesidir. Batılılar da bu algıyı kabullenmişlerdi. Halbuki en doğru söz olan Kur'an onlar hakkında "ne zaman savaş kıvılcımı çaksalar Allah bunu söndürür" buyurmuştur. Bazen aradan sekenler olsa da gerçek budur. Alon Sahar adlı İsrailli askerin bahsettiği sahte peygamberlerden birisi Teodor Herzl'in kendisidir. İdeolojik peygamberdir. Siyasi Musa olarak Yahudileri arkasına dizerek, toplayarak onları Filistin'e sevk etmiştir. Lakin tatlı vaatleri tutmamış bilakis burada acıya dönmüştür. Bugün Netanyahu da bu sahte peygamberlerin arkadan geleni ve bakiyesidir. Yalan ve tezvirat ağzından düşmemektedir.

Hazreti İsa'nın buyruklarında olduğu gibi ağaç meyvesinden belli olur. Bu acı meyve veren zakkum ağacı bölgeyi cehenneme çevirmiştir. Süreçte dallarının cennetten fışkıran Tuba ağacı olmadığı görülmüştür. Sevgiyi değil nefreti beslemiştir. Nitekim, acı eserleri bütün bölgede ve Gazze'de hissediliyor!

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.