Mustafa Özcan

Paradigması çöken İran!

İran ile ABD gizliden gizliye haberleşiyorlar! Nasıl mı? Bayağı... En son olarak Amerikan kaynakları İsrail'in saldırı planlarını, varsa sırlarını İran'a sızdırdı. İran da bunları ele geçirmiş oldu! Külahıma anlatın! İran'ın bunu ilan etmesi de misilleme bekleyenleri susturmak için başvurulmuş dolambaçlı bir yöntem olmalı. Vites değiştirmek için bu gibi verilere ihtiyacı var. Kısaca muvazaa hattı sektirmeden devam ediyor. Böylece İran'ın paradigması çöktü. Zaten kandırmadan öte bir paradigması yoktu.

İran-İsrail ile ABD hattında muvazaa devam ediyor. İran asıllı Pentagon çalışanı Aryan Tabatabai, ABD'nin İsrail'in saldırı planını İran'a sızdırdığını duyurdu. Garip olanı bununla ilgili bir soruşturma geçirmemiş olmasıdır. Sanki bu da izinli bir sızdırma. ABD, İran'a "ayağını denk al" diye elindeki kartları gösteriyor. Bu gelişme de neden İsrail'in 13 Ekim 2024 saldırısına karşılık vermediğini gösteriyor. İran'dan mı korktu yoksa uyarıyla mı yetindi? Abdusselam Akl isimli Youtube yorumcunun da belirttiği gibi ortada kontrollü bir gerilim veya çatışma durumu var (https://www.youtube.com/watch?v=ovXrxO34Uqk). Çatışmaların kontrol dışına çıkmasını ne İran ne de ABD istiyor. ABD istemedikçe İsrail istese de savaşı kontrol dışına taşıramaz. Çünkü İran'ı vurmak için ABD'nin gücüne ve desteğine ihtiyacı var. Bu durum Kasım Süleymani misillemesine benzedi.

Kasım Süleymani, Şam'dan Bağdat'a giderken uçağının koordinatları ABD'ye verildi o da bu uçağı vurdu. Acaba kim tarafından verildi? Ardından da İran intikam alıyormuş gibi yaparak ve haberli olarak Irak'taki Amerikan hedeflerine saldırıyor. Lakin attığı füzelerin çoğunluğu nedense boş arazilere düşüyor! Hem haberli hem de kurusıkı. Hasan Nasrallah da hayatta iken neden Kasım Süleymani'nin intikamını almadıklarını izah ederken ABD cephesinde onun karşı ağırlığını bulamadıklarını ondan dolayı da intikamını alamadıklarını söylemiştir. Şiileri böyle takiyye ile kandırmaya alışmışlar alemi de sersem sanıyorlar. Suriyeli bir sünni de dayanamayıp şöyle bir yorumda bulunuyor: Ama Suriye'de Hazreti Hüseyin'in karşı ağırlıklarını buluyor ve indiriyorsunuz!

Gördüğünüz gibi, İran sıra ABD ile İsrail'e gelince çifte standart kullanıyor. Onları kolluyor! Bir de başımıza mücahit kesiliyor! Bu durum üzerine Velit İsmail adlı sosyal medya kullanıcısı şöyle bir değerlendirmede bulunuyor: "İran ile İsrail arasındaki ilişkiler safi ve açık görünüyor. Aralarında hiçbir bulut kümesine rastlanmıyor! Bu durumda acaba, Yahudiler İran yerine Lübnan'ı vurmakla mı yetiniyorlar? Karşılığında İran Filistin'e olan desteğini mi kesti? Ya da Yahudiler hedef değiştirip İran yerine Lübnan'ı ve Hizbullah'ı vurmakla mı yetiniyorlar? Durum şaşırtıcı."

Şüpheniz olmasın.

Bunun cevabını İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, BRICS toplantısına katılmak için Kazan'a giderken veriyor: Lübnan'daki savaşın İran ile hiçbir bağlantısı, alakası yok. İsrail ile Hizbullah arasında cereyan etmektedir. Biz Yahudi aleyhtarlığını ve antisemitizmi reddediyoruz. İsrail ile savaş istemiyoruz.

Netanyahu'nun evine drone ile saldırı hadisesinde de İran böyle yapmış ve bunun kendileriyle alakası olmadığını duyurmuştu. 'Biz atmadık Hizbullah attı' demiştir.

Mesud Pezeşkiyan'ın yorumunun antisemitizmin Yahudilerle ilgili kısmı doğru. Lakin İran Araplara yönelik antisemitizm versiyonunu bırakacak mı? Hiç sanmıyoruz. "Şahname" damarlarında akıyor!

Türkiye'de bazı uyurgezer İran yandaşları var. Mevzuyu hiç anlamıyorlar. Anlayacak altyapıları da yok. Bu sefer ezber bozan gerçekleri ve gerçekleri anlatanlar hedef alıyorlar. Kamuoyu sorunumuz var. Elbette sonunda bilmeseler veya istemeseler de hak taraf galip gelecektir (Vallâhu gâlibun alâ emrihî ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya'lemun(ya'lemune). "Allah, her işinde galiptir, fakat insanların çoğu bunu bilmezler." )

Hakkın zaferi, yalnızlığında gizlidir. Bu gelişmeler de gösteriyor ki 1957 yılında Nasır'ı Türkiye'ye ya da Menderes'e tercih eden ABD bugün de bir kapışma anında İran'ı bize tercih eder. İran ve ekseni bizi ele geçirse bir kaşık suda boğar. Lakin hala ekranlarda Hizbullah bülbülleri ya da baykuşları ötüyor!

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.