Kutsal ağaç: Zeytin ve yağı
Zeytin dünyanın en eski ağacı olarak bilinir ve hep barışın sembolü, güzellik, lezzet ve sağlık kaynağı, bilge ve kutsal ağaç olarak görülmüştür. Zeytin ve zeytinyağı bolluğun, refahın, adaletin, sağlığın, gururun, zaferin, aklın, arınmanın sembolü sayılmıştır.
Zeytin üretiminde Türkiye; dünyada İspanya ve Mısır'dan sonra üçüncü sıradadır. Daha sonra Cezayir ve Yunanistan gelmektedir (2019 rakamlarına göre).
Zeytinyağı; vücut için gerekli ancak sentez edilemeyen temel yağ asitleri ile sadece yağda eriyebilen E vitamininin kaynağını oluşturması ve yüksek kalori değerinin (16 ml zeytinyağı 120 kalori içermektedir) yanı sıra, meyve suyu gibi doğal tüketilebilen tek yağ olma özelliği ve kendine has renk, koku, tat ve aromasıyla insan beslenmesinde çok önemli bir konuma sahiptir.
Zeytinyağının başta kalp-damar hastalıkları olmak üzere sindirim sistemi, kemik yapısı beyin ve sinir dokuları üzerinde çok önemli fonksiyonları bulunmaktadır.
Zeytin ağaçları 15-20 yaşında zeytin vermeye başlar, 80 yaşına kadar iyi üretime devam eder. 500 yıla yaklaşan ömrü vardır, hatta 1000 yıla kadar yaşayabilir. Çünkü ağacın gövdesinden sürekli olarak yeni sürgü çıkar. Güneşin güçlü olduğu yerlerde gelişir.
Geçmişte zeytinyağının kolesterolü yükselttiği, kalorisi sebebiyle kilo yaptığı iddia ediliyordu. Ancak Kur'an'da ve hadislerde tavsiye edildiğinden bunlar doğru olamazdı, sağlığa faydalı olması gerekirdi. Gerçekten şimdi kolesterolü düşürdüğü, kalp ve damar hastalıklarında faydalı olduğu anlaşıldı.
Kilo aldırdığı iddiasının da doğru olmadığını istatistikler göstermektedir. Zeytinyağı aksine açlığı bastırmakta, kan şekeri seviyesini uzun süre sabit tutmakta, böylece aşırı yemeyi önleyerek zayıflamaya yardımcı olmaktadır.
Zeytin, Kur'an-ı Kerim'de Nahl, Tin, Enam, Müminin, Abese, Nur surelerinde geçmektedir:
"Ant olsun incir ve zeytine" (Tin, 95-1)
"….Onunla (su ile) sizin için ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve meyvelerin her türlüsünden bitirir…" (Nahl)
Zeytin ve zeytinyağından hadislerde de söz edilmiştir:
"Zeytinyağı yiyiniz ve onunla yağlanınız."
Zeytinyağı
Zeytinyağı üretiminde 2019 rakamlarına göre Türkiye; İspanya, İtalya, Yunanistan ve Cezayir'den sonra beşinci sıradadır.
Diğer yağlara göre zeytinyağının renk, tat, lezzet, koku ve aroması eşsizdir ve besleyici bileşenler açısından zengindir. Zeytinyağı ile pişen yemekler çok lezzetli, nefis olup daha canlı ve iştah açıcıdır. Mideye en uygun yağ olup sindirimi kolaydır. Peptik ülserin ve gastritin iyileşmesini yardım eder. Zeytinyağı ayrıca, meyveden elde edilen tek yağdır ve doğaldır, doğal yollardan üretilir. Aynen taze sıkılmış meyve suları gibi çiğ ve saftır.
Maalesef ülkemizde geçmişte zeytinyağı küçümsenmiş, "Zeytinyağlı yiyemem aman" diye şarkısı bile söylenmiştir. ABD'nin Marshall yardımının bir şartı olan kendi ülkelerindeki üretim fazlası mısırözü yağını Türkiye'ye ihraç etmiştir. Derken aynı dönemde (1947 ve sonraki yıllarda) sağlığa zararları anlaşılmış olan margarin fabrikaları açılarak zeytinyağı yerine margarin ve mısırözü yağı teşvik edilerek kullanılır olmuştur.
Yine aynı dönemde yüz binlerce zeytin ağacı sökülerek katliam yapılmıştır(*).
Sıvı yağların en değerlisi olan zeytinyağının faydaları saymakla bitmez. Bazıları:
*Antioksidandır. Yaşlanmayı ve yorgunluğu önleyici tesiri mevcuttur. Kemik ve dişlerin gelişmesini, hücre ve dokuların yenilenmesini, yaraların iyileşmesini sağlar. Görmemiz üzerinde düzeltici etkisi vardır.
*Mide, pankreas ve ince bağırsaklarda görülen reflü, pankreatit, emilim bozuklukları gibi hastalıklarda olumlu etkisi vardır.
* Osteoporoz, bunama ve Alzheimer'de önleyicidir. Kognitif (bilişsel) fonksiyonları düzenler.
*Kemik erimesinde faydalıdır.
*Kalp damar hastalıklarını önlemede oldukça yararlıdır. Damar sertliğini azaltır. Kolesterolü dengeler. Damarları koroner hastalıklara karşı korur. Hipertansiyon riskini düşürür.
*Kronik hastalıkları ve enflamatuar (iltihabi) bozuklukları önleyici etkisi vardır.
*Antibakteryeldir, yani bakteri öldürücü etkisi bulunmaktadır. İşin ilginci bu etki sadece hastalık etkeni bakterilere karşıdır, barsak florasındaki türlere zararı yoktur.
*Antikanserojendir. Meme kanser hücrelerinin sayısını azaltır.
*Obezite, metabolik sendrom ve özellikle tip 2 diyabette oldukça faydalıdır.
*Zeytinyağı safra üretimini artırır ve safra kesesinin boşalmasını kolaylaştırır. Safra taşını azaltır.
*Müzmin kabızlıkta yarar verir. Lavman olarak makattan verilebilir.
*Zehirlenmelere iyi gelir. Karnı yumuşatır, barsak kurtlarını düşürür.
*Zeytinyağı kontakt dermatit, atopik dermatit, cilt kuruluğu, egzema, sedef, termal ve radrasyon yanıklarında, deri enflamasyonları ve yaşlanmaya karşı kullanılır.
*Apseli ve akıntılı yaralarda merhemi yaralara sürülür.
*Saçtaki kepeklere iyi gelir.
*Soğuktan dudakların çatlamaması için biraz sürülür. Güneş yanığını engeller.
Prof. Dr. Sefa Saygılı
(*) Yeni Sömürgecilik Açısından Gıda Emperyalizmi. Osman Nuri Koçtürk. Toplum Yayınları, 1966.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Küba’dan İzlenimler – II (10.04.2022)
- Küba’da gördüklerim: Yokluk, yoksulluk ve sefalette eşitlik (05.04.2022)
- Darwinizm'e darbe üstüne darbe (01.04.2022)
- Alkol beyine zarar (29.03.2022)
- Mikrobiyotanın psikiyatrik hastalıklarda rolü ve korunma (20.03.2022)
- Sedat Umran’dan bilinmeyen üç şiir (13.03.2022)
- Sonja Lyubomirsky’a göre mutluluk tavsiyeleri (04.03.2022)
- Alkol problemi göründüğünden çok daha büyük (01.03.2022)