Prof. Dr. Teoman Duralı

İslam felsefe biliminde evrim –III-

Râgıb el-Isfahânî'ye göre evrim, evrende tedricî şekilde gerçekleşmektedir. Çünkü evrenin yaratılışına ilişkin bilgelik ile onu değiştiren tedricî evrim, sonuçta insanın yaratılışını da etkilemiştir. Düşüncesince insan ufak boyutlu bir evren olup dünya büyük boyutludur.[i] Önünde sonunda insan, evrende bulunan unsurlardan meydana gelmiş olup kimi bakımlardan başka yaratıkları andırır. Sözgelişi "insan oburluğuyla domuzu, pintiliğiyle iti, taklitciliğiyle de maymunu andırır... Kimi insan yemişi, yaprağı, çiçeği güzel olan portakal ağacını andırır. Zaman zaman da yararlılık açısından hurmaya yahut üzüme benzer ..."[ii]

"Belirttiğimiz üzre, evrenin yaratılışında başlıca gâye, gelişmeye açık insan fıtratıdır." Sözlerini şöyle sürdürür: "Evrenin belli başlı unsurlarının, maddeden bitkinin, bitkiden hayvanın olagelmesi bir maksada matûftur; o da, insanın ortaya çıkmasını sağlayacak merhalelerin yaratılışı. Akıl mâliki ruh, rûhınâtık, yânî insan, mezkûr merhalelerden gelip geçmiş beşerden neşet etmiştir.[iii] İnsanda sonlanan evrensel gelişmeyi benimsemekle birlikte, "Kitâb Tafsil el-Naş'atayn ve Tahsîl el-Sa'âdatayn" ("İki Doğum [dünya ile âhırette][iv] ve İki Çeşit Kutluluğun İncelenmesi") başlıklı eserinde Isfahânî, insan için başka bir yaratılma türünden söz etmektedir. Yine ona göre, insan evrim zincirinin son halkası değil. Tersine varlıklar, insana, başka bir deyişle Hz. Adem'e vucut verecek malzemeler şeklinde işlenmektedir. Görüldüğü gibi, sırf insaniçin evrime başlıbaşına bir sayfa eklemek gerek. Sonuçta evrimde ne maymun ne de herhangi başka bir yaratık geçiş görevini görmektedir. Yukarıda da belirttiğimiz üzre, onun görüşlerince varlıklar, insanlara yalnızca belli birtakım yönleriyle benzediklerine şüphe yok.

Hulâsa: "İlkin, beşer cansız maddeydi. Sen de cansızdın; sana Allah can bağışladı" diye buyurmuştur. Demek ki beşer, toprak, balçık ile çamurdan gayrı bir şey değildi. Sonra, canlı-olmayan maddeden bitki türemiştir. Allah, şöyle buyurur: "Allah sâyesinde bitki olarak topraktan bittin." Önce nutfah, demekki 'menî' ile mudğah (çiğnemelik et) biçimindeyken hayvan olur; özüne yararlı şeyleri ararken zararlılardan kaçınır. Sonunda insan özellikleriyle donanmış hâlde beşerleşir.[v]

"Acâib el-Mahlûkât ve Ğarâib el-Mevcûdât" ("Acayıp Yaratıklar ile Garip Varolanlar") yazarı Kazvînî, maddeyi ikiye ayırır: Canlı (nâmî) ile cisim (gayr-nâmî).[vi] Kazvînî'nin bu sınıflaması, günümüz organik — organik olmayan ayrımını dıkkatı çekecek derecede andırmaktadır. "Evrenin ilk unsuru, toprak" diyor Kazvînî. "Sonuncusuysa, melek ruhudur. Madenler, şüphe yok, bir taraftan toprağa yahut suya, öte yandan bitkiler âlemine ilişiktir. Bitkiler, madenler ile hayvanlar; hayvanlar ise, bitkiler ile insan arasındadırlar. İnsana gelince; o da, bir yönüyle hayvanlar âlemiyle, öbürüyle de meleklerle kesişir.

İbn Haldûn el-Hadramî

Dâhî filosof-bilim adamı İbn Haldûn felsefe tarihinin kurucularındandır. "Mukaddime"sinin Berberîlerin tarihine ayrılmış bölümlerinde, toplumlar ile hükümranlığın oluşmasını irdelemiş; iklim ile ortam şartlarının, halkların özellikleri üstündeki etkilerini incelemiş; hânedânlar ile hükümdarlıkların doğuşunu, büyüyüp serpilişini, yaşlanıp ölüşünü, canlılarınkiyle karşılaştırmış; göçebelikten yerleşik hayata, basitten yozlaşmışlığa, atılımcılığa geçişi ele almıştır.[vii]

Akkad'a bakılırsa, İbn Haldûn, "Kitâbu'l-İber ve Divânu'l-Mübtede' ve'l-Haber fî Eyyâmi'l-Arab ve'l-Berber ve men Âserahum min Zevî eş-Şân el-Ekber"[viii] adlı eserinde canlı türlerinin derecelendirilmesi ile evrimden dahî söz ediyor. İbn Haldûn da evrim, madenden başlayıp maymun ile insana dek uzanan bir gelişme zinciridir. Halklar arasında tesbit ettiği farkların, iklim ile geçim şartlarının etkisi ve töre değişikliklerinden ileri geldiğini öne sürüyor.[ix] İşte "Mukaddime"den birkaç örnek:

"Zenciler, sıcak ülkelerde yaşar. Sıcaklık, onların hem huyunu hem de yapılarını etkiler. Ülkelerinde bedenleri nice ısınıyorsa, bunu zihinlerinde de onca duyuyorlar. Dünyanın dördüncü kesiminde oturanlara oranla bunların zihni daha sıcak olur; sonuçta zihinleri genleşir. Bütün bunların sonucu olarak da gelişmeye daha açıktır, daha neşeli ve tutarsızdırlar. Kıyı bölgelerinde oturanlar, azıcık güneylileri andırır. Işığın kırılması ile güneş ışınlarının deniz yüzüne vurmasından ötürü, iklimleri çok daha sıcaktır. Buralarda oturanlar, soğuk ile dağlık yörelerde yaşayanlara oranla, çok daha sıcakkanlı, neşeli ve hafifmeşreptirler."[x] Yörel iklimlerinin etkisinde gördüğü Mısırlılar ile Faslıları İbn Haldûn, şöyle tasvir etmiştir:

"Bu söylediklerimize her yerde dikkat edilirse, iklim şartlarının, huyları nice etkilediği kolayca anlaşılır. Yaradan ve her şeyi bilen, Tanrı değil mi ki" (XV, 86).[xi]

Efendi

Kınalızâde Ali Efendi, "Ahlâk Alâî"[xii] başlıklı kitabında evrim üstüne Türkçe açıklamalarda bulunmuş ilk düşünürdür. İnsanın seviyesine en yakını, Kınalızâde' ye göre, maymun, at, fil ile papağan bulunur. İhvân el-Safâ'nın görüşlerine katılarak nâsnâs (yabanî beşer) ile vaşaki hayvan ile insan arasına yerleştirmiştir.

Bîdel

Türkistanlı mutasavvıf yazar Mîrzâ Bîdel, "Divan"ında evrime temâs etmiştir. Aşağıya aktardığımız beytinde de özellikle maymundan söz eder:

"Maddesiz hiçbir biçim çıkmaz görünüşe maymundu Âdem olmadan önce".

(Ş. Teoman Duralı'nın, Dergah Yayınları'nca yayınlanan 'Hayatın Anatomisi – Canlılar Bilimi Felsefesi – Evrim ve Ötesi' isimli kitabından alıntılanmıştır.)

Prof. Dr. Ş. Teoman Duralı


[i] Bkz: Râgıb el-Isfahânî: "Kitâb el-Zerîa ilâ Mekârim eş-Şerîa", 51. — 52. syflr.; ayrıca bkz: Mohammed Yassin Alli: " The Path to Virtue: The Ethical Philosophy of Al-Raghib Al-Esfahani.

[ii] Râgıb el-Isfahânî: "Kitâb el-Zerîa ilâ Mekârim eş-Şerîa", 51. s.

[iii] Bkz: Râgıb el-Isfahânî: "Kitâb el-Zerîa ilâ Mekârim eş-Şerîa", 71. s.

[iv] "Kur'ân'a atıfla —bkz: 53: 47, 56: 61. — 62. syflr.

[v] Bkz: C. E. Bosworth: "TheLatâif el-Maârif of Thaalibi", 64. s.

Râgıb el-Isfahânînin atıfta bulunduğu Âyet: "Ey insanlar! Ölümden sonra diriliş konusunda herhangi bir şüphedeyseniz, düşünün ki, muhakkak sizi topraktan, ardından az bir sudan (menîden), sonra bir alakadan, nıhâyet yaratılışı bellibelirsiz bir 'mudğa'dan yarattık ki, sizlere (kudretimizi) apaçık anlatalım. Dilediğimizi belli bir süreye değin rahimde tutuyoruz. Sonra sizi çocuk olarak çıkarıyor, ardından (akıl, temyiz ve kuvvette) tam gücünüze ulaşmanıziçin (sizleri kemâle erdiriyoruz.) İçinizden ölenler olur. Yine içinizden bir kısmı da ömrün en düşkün çağına ulaştırılır ki, bilirken hiçbir şey bilmez hâle gelsin. Yeryüzünü de ölü, kupkuru görürsün. Onun üstüne yağmur indirdiğimizde kıpırdar, kabarır ve her türden iç açıcı çift çift bitkiler bitirir" —22. Sûre: "Hacc", 5. Âyet; gerekli gördüğümüz kimi ufak değişikliklerle, Diyânetişleri meâli.

[vi] Nâmî, nâmîyan sözü, 'serpilme istidâdı', 'yaratılmış', 'yaratık' anlamlarına gelir.

[vii] Bkz: Emile Dermenghem: "La PenseeMusulmane", yayına hazırlayan: M. Lahy-Hollebecque, I. cilt, 437. s., "Evolution Humaine des Origines a Nos Jours"da.

[viii] "Araplar ile Berberîlerin ve Güçlü Çağdaşlarının Tarihinde Olup Bitenleri ve Bunların Kayıtlarını Tutan Kitap".

[ix] Bkz: Abbâs Mahmûd el-Akkad: "Mürâcaat fi'l-Âdâb ve'l-Fünûn", 100. s.

[x] İbn Haldûn: "Dünya Tarihine Dair Nutuk" ("El-Mukaddime"), tercüme, önsöz ve şerhler: Vincent-Monteil, I. cilt, 173. — 174. syflr.

[xi] Abbâs Mahmûd el-Akkad: "El-İnsânfi'l-Kur ân", 95. s.

[xii] Kâtip Çelebi, bu kitap hakkında "İslâmda törelerle ilgili olarak şimdiye değin yazılmış en iyi eserdir" demiştir: Bkz: Kâtip Çelebi: "Keşfüz-Zunun an Esâmii'l-Kütübi ve'l-Fünûn" I. cilt, 37. s.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.