Prof. Uğur Derman

Enderun-ı Hümayun hocası: Abdülkadir Şükri Efendi

Hat san'atının büyük isimleri - 80

Kendisi, şehzâdeliğinde Sultan III. Selim'in ve onun pâdişahlığında da Enderûn-ı Hümâyûn'un hat hocası olmak dolayısiyle, imzâlarında ekseriyâ "kâtibü's-Sarây-ı Sultânî", "hâce-i Sultânî" veya "hâce-i Enderûn-ı Hümâyûn" ifâdesiyle bu mensûbiyetini belirtmektedir. Sülüs-nesih-rıka' yazılarıyla pek mükemmel eserleri görülen üstâd hattatlardan olmasına rağmen, Abdülkādir Şükri Efendi'nin hayâtıyla ilgili mâlûmât pek azdır. Hüsn-i hattı Abdurrahman Hilmi (ö.1805) ve Abdülkādir Hamdi (ö.1795) efendilerden öğrenmiştir.

Abdülkadir Şükri Efendi'nin, esâsen az sayıda zamanımıza intikāl eden eserleri arasında daha ziyâde sülüs-nesih kıt'a ve murakkaalarına, hilyelerine rastlanmaktadır. Celî sülüs kitâbeleri ise Yozgad'da Cevherî Ali Efendi (1787) Köseyusuflu (1795) ve Başçavuş (1800) câmilerinde mevcuddur, fakat Mustafa Râkım (bkz. Hat San'atının Büyük İsimleri-14) yolundan uzak bir üslubdadır. Fevkalâde keskin ve tavırlı bir kaleme mâlik bulunduğu hâlde, 1787 tarihine kadar mevcud hattatları tanıtan Tuhfe'de Abdülkādir Şükri'den bahsedilmemesi, sanırız ki bir dalgınlık netîcesidir.

Abdülkadir Şükri, Paris Millî Kütübhânesi (Bibliothèque National, Arabe 6997) koleksiyonunda gördüğümüz -nesih hattı ve tezhîbi müstesnâ güzellikte- Receb 1204 (1790 Mart-Nisan) tarihli âyet-berkenar mushafını da Sultan III. Selim'in hizmetindeki çuhadar ağa için yazmıştır.

Bu değerli hattatımızın, Kangırı (Çankırı) şehrinde memûriyetle bulunurken 1806'da vefat ettiği kaynaklarda yazılıdır. Ancak, yukarda sayılan hocalık hizmetlerini 1810 yılında -yâni Sultan II. Mahmud devrinde- hâlâ sürdürdüğü, burada tanıtılan mushafdaki imzâsından anlaşılmakta, ölümünün de bu tarihden sonra olduğu meydana çıkmaktadır.

Sultan III. Selim'in -şehzâdeliğinde- hat hocalığını üstlenen Abdülkādir Şükri Efendi sülüs-nesih yazılarında vaktinin sayılılarındandır. Saray'la münasebetini de rıkā' hattıyla attığı imzasında kullandığı "Kâtib-i Sarây-ı Sultânî" ifâdesiyle belirtmekte, mushafın tamamlandığı tarihi de 15 Cemâziyelevvel 1225 (18 Haziran 1810) olarak vermektedir. Aslında bu mushaf Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi'ne elli yıl kadar önce alınmıştır. Saray'ın aslî malı değildir. Herhalde vaktiyle çok tilâvet olunduğu ve tamir görmediği için yorgun hâle gelen bu eserin tezhîbi zer-enderzer üslȗbundadır, sȗrebaşları yazılmadan kalmıştır.

Abdülkadir Şükri Efendi mushafının serlevhası.

Aynı mushafdan iki ara sahife.

Aynı mushafın hatim duâsı ve ferağ kaydı.

Prof. Uğur Derman

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.