Hat san'atı'nın büyük ı̇simleri - 72
Cenâb-ı Hak, dilsiz olarak yarattığı İbrahim'e öyle bir kābiliyet ihsan buyurmuş ki, Tuhfe-i Hattātîn'de Müstakîmzâde Sâdeddin Efendi'nin belirttiği gibi: "yazı elin dilidir ve lisânlardan biridir" hükmü kendisinde âşikâr olmuştur. Yine Tuhfe, yazısını görenlerin hayranlıktan dillerinin tutulduğunu ve kendisinin Çapa'daki Dilsizçeşmesi semtinde oturduğunu beyân ediyor.
İbrahim Bîzeban, Girid'in Hanya şehrinden olup babası Hacı Hasan Efendi'dir. Hüsn-i hattı gençliğinde Seyyid Mehmed Nûri Mısrî'den (ö.1749) meşk etmiştir. Ancak, hocasının Mısır'dan İstanbul'a nakledişinin Sultan I. Mahmud'un tahta geçişi sırasında, yani 1730'dan sonra olduğu hatırlanırsa, burada tanıttığımız mushafı hicrî 1139 (1727) yılında yazabilecek mertebeye varan İbrahim Bîzeban'ın, Mehmed Nuri Mısrî İstanbul'a gelmezden çok önce, o zamanlar her ikisi de Osmanlı beldesi olan Hanya'dan Kāhire'ye giderek hüsn-i hattı burada öğrendikten sonra İstanbul'a gelmesi ihtimâli akla daha yakındır.
Bîzeban, Enderûn'da terbiye gördü. Eski üstâdların yazılarını taklîdde muvaffakıyet sâhibi olduğu da biliniyor. Rahmetli üstâdım Necmeddin Okyay (1883-1976), Mustafa'l-Kütâhî ile Bîzeban'ın hat şîvelerinin birbirine müşâbih olduğunu, imza olmasa yazılarının karıştırılabileceğini söylerdi.
Dünya hayatında dâimâ suskun olan bu hattatımızın -ne hazindir ki- hased sahiblerince zehirlenerek bedenen de susturulması 1741 yılındadır, medfeni belli değildir.
İbrahim Bîzeban'ın hattıyla dillendirdiği bu mushaf, tezhib edildikten sonra kendisine getirilmediği için olacak, sûrebaşları yazısız kalmıştır. Hattatımızın sadece ferağ kaydı rıkā' hattıyladır. Burada hocası Mehmed Nuri Efendi'yi de zikreder. Mushafın serlevhası ile cüz gülleri müzehhebdir. Aşere ve hızib alâmetleri surh mürekkeble yazılmıştır. Köşebend, şemse ve salbekli kabı da alttan ayırma usulüyle hazırlanmış olup zamanının işidir.
1. Bîzeban İbrahim Ağa mushafından iki ara sahîfe.
2. Aynı mushafın ferağ kaydı.
3. Aynı mushafın köşebend, şemse ve salbekli kabı.
Prof. Uğur Derman