Hat san'atı'nın büyük ı̇simleri - 64
Derviş Ahmed, doğduğu Tokad'dan İstanbul'a gelerek hıfzını tamamladıktan sonra Enderûn-ı Hümâyûn'a alındı. Burada Tuhfe'nin kaydına göre Mehmed Belgrâdî'den (ö.1670?), Devha'nın nakline göre Kâtû Mehmed Efendi'den (ö.1686) sülüs-nesih yazılarını meşk edip icâzet aldı. Biraderi Fazlullah'ın da (bkz. Hat San'atının Büyük İsimleri-60) Mehmed Belgradî'den meşk etmiş bulunması, bu hususta Tuhfe'nin naklinin daha doğru olduğu kanaatini uyandırmaktadır.
Ayrıca Nasuhpaşazâde Mîr Ömer (bkz. Hat San'atının Büyük İsimleri-55) ve Anber Mustafa Ağa'dan (bkz. Hat San'atının Büyük İsimleri-63) da müzâkere yoluyla hattın inceliklerini öğrenen Derviş Ahmed, Topkapı Sarayı'nın hat muallimliğinde bulunduktan sonra, müddeti dolduğunda buradan ayrıldı. Tanıttığımız mushafı yazdığı hicrî 1087 (1676) yılında, hocalığının henüz sürdüğü, imzasındaki ifâdeden anlaşılıyor. Şeyh Hamdullah (bkz. Hat San'atının Büyük İsimleri-1) üslûbunu tercih eden hattatımız birçok mushaf yazdı.
Yeni nesilleri hüsn-i hatta teşvîk için kaleme aldığı Arâyisü'l-Hat isimli risâlesi zamanımıza erişmemiştir. 1715 yılında vefat edince Çemberlitaş'ın yanındaki Atik Ali Paşa Camii'nin hazîresine defnolundu. Kardeşi İmam Fazlı ve oğlu Derviş Mehmed (ö.1729) efendiler de hüsn-i hattı meslek edinmişlerdir.
Derviş Ahmed'in yukarıda bahsedilen mushafı Süleymaniye Kütüphanesi'nde muhafaza edilmektedir. Câmi boyu denilen bu büyük eb'âdlı mushafı, Müstakimzâde, Hekimoğlu Ali Paşa Câmii'nde rahle üzerinde gördüğünü Tuhfe'de beyân etmektedir. Nesih hattı da -satır sayısı az tutulduğundan- iricedir. Câmide kaldığı uzun yıllar içinde haylı yıpranan mushafın devrine âid serlevha, sûrebaşı ve cüz, hizb, secde gülü bezemeleri mevcuddur.
Resim 1: Derviş Ahmed bin Mehmed mushafının serlevhası.
Resim 2: Aynı mushafdan iki ara sahife.
Resim 3: Aynı mushafın ferağ kaydı.
Prof. Uğur Derman