Hat san'atı'nın büyük isimleri - 66
İstanbul'da doğan Mehmed Efendi'ye Karakız lakabının ne sebeple verildiği meçhuldür, ismi bilinmeyen babasının mesleği dolayısıyla Hocazâde diye anılır. Dînî tahsîli esnasında Suyolcuzâde Mustafa'l-Eyyûbî'den (bkz. Hat San'atının Büyük İsimleri-6) aklâm-ı sitteyi meşk ederek icâzetini aldı. Suyolcuzâde Mehmed Necib Efendi Devhatü'l-Küttâb isimli eserinde Hocazâde'nin, hocası Suyolcuzâde Mustafa'l-Eyyûbî ile Şeyh Hamdullah (bkz. Hat San'atının Büyük İsimleri-1) arası bir vâdîde yazdığını beyan ediyor.
Sultan Ahmed Câmii başmüezzinliğinin yanısıra, aynı semtteki Fîruzağa Câmii'nin, vaktiyle Şeyh Hamdullah'ın da hocalıkta bulunduğu –zamanımıza kadar gelemeyen– mektebinde Kurân-ı Kerîm ve hüsn-i hat muallimliğini sürdürdü. Nazımla ve dînî mûsıkiyle de meşgul oldu. Şiirdeki mahlası Enverî'dir; fakat bunu hat eserlerinde kullanmaz. Birkaç dînî güftesi bilinir, besteleriyse unutulmuştur.
Resim 1: Hocazâde Mehmed mushafının serlevhası.
Hayatı boyunca kırk mushaf, sayısı bilinmeyen En'âm, delâil ve murakkaa yazmıştır. Kırım Hanı Selim Giray (ö.1704) için yazdığı mushafa karşı verilen hediye ile hacca giden Hocazâde, 1106 Zilhicce'si sonu (Ağustos 1695) avdeti sırasında Medîne-i Münevvere'den iki konak ötede vefat ederek oraya defnolunmuştur. Müstakîmzâde'nin onun için düşürdüğü vefat tarihi şöyledir: "Muallim kıla Hocazâde'yi Allâh, Me'vâ'ya,1106"
Resim 2: Hocazâde Mehmed mushafından iki ara sahife.
Hocazâde Mehmed Efendi'nin, ders şerîki olarak aynı hocadan meşk ettikleri Hâfız Osman'ın (bkz. Hat San'atının Büyük İsimleri-7) yazılarını pek ziyâde takdîr ettiği ve ziyâretçilerine, onun eserlerini "Şerîkimizin rütbe-i kemâllerine nazar buyurun" diyerek gösterdiği de bilinir. Hasedden uzak bu sözleri, Hocazâde'nin de mânevî kemâline en büyük delildir. Bilinen 22 talebesi arasında Ahmed Senâyî (ö.1732), Halil Üsküdârî (ö.1737) ve Arabzâde Mehmed (ö.1715) efendiler ilk hatırlanacaklardandır.
Resim 3: Hocazâde Mehmed mushafının ferağ kaydı.
Hocazâde'nin burada tanıtılan mushafı, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi-EH 68'de muhafaza edilmektedir. Rahat okunması için kebîrî kıt'ada yazılmış olan hicrî 1094 (1682) tarihli bu Kelâm-ı Kadîm, hattatının sağlam nesih hattına mükemmel bir örnektir. Şehzâdeliği sırasında Hocazâde'den hat meşk eden ve onun yazışını seyirden hoşlanan Sultan II. Mustafa'nın (saltanatı:1695-1703), yine aynı yıllarda Hocazâde Mehmed Efendi'ye –o zaman için pek mühim bir meblağ olan– 1000 kuruş hediye mukābili bir mushaf yazdırdığını Tuhfe kaydediyor. Burada görülen mushaf, hattı ve tezhîbiyle hat san'atına âşina bir şehzâdeye lâyık mertebede olmak vasfını taşımaktadır. Her ne kadar ferağ kaydında buna dair bir beyan yoksa da, menşeinin Topkapı Sarayı Müzesi, Emanet Hazinesi olması bu kanaatimizi kuvvetlendiriyor.
Resim 4: Hocazâde Mehmed mushafının gömme şemse kabı.
Rebîulâhır 1094 (Nisan 1683) tarihinde Kostantîniye'de tamamlandığı ferağ kaydında belirtilen bu mushafın tezhîbi zer-enderzer üslûbundadır. Sûrebaşları üstübeç mürekkebi ve rıkā' hattı ile yazılmıştır. Gösterişli şeşhâne durakları, cüz, hızib, secde ve aşere gülleri ile letâfet kazanan mushafın, gömme şemse, köşebend ve paftalı kenarsuyu ile tasarlanmış kabı da pek câziptir.
Prof. Uğur Derman