Prof. Uğur Derman

Belgrâdî Mehmed Paşa

Hat san'atının büyük isimleri - 88

Bir zamanlar Osmanlı toprağı olan Belgrad'da doğup İstanbul'a geldiğinden, Belgrâdî lakabıyla anılan Mehmed Efendi, İmam Mehmed Tokâtî'den (bkz. Hat San'atının Büyük İsimleri-3) sülüs-nesih yazılarını meşk ederek icâzet aldı; sonra Sarây-ı Hümâyûn'a dâhil edildi.

Zaman içinde terfî yoluyla, Padişahtan en küçük rütbelisine kadar Topkapı Sarayı mensûbu herkesin yiyecek ve içecek ihtiyaçlarını temînle mükellef olan kilâr (kiler) bölümüne kethudâ (kâhya) olarak tâyîn edildi. Bu mühim vazîfesi sonunda, kendisine iki "tuğ" ihsânıyla "paşa" unvânı verildi.

Devhatü'l-Küttâb, onun birçok mushaf ve sayılamayacak kadar kıt'aları bulunduğundan bahsediyorsa da, bunlar zamânımıza intikâl etmemiştir. Türk ve İslam Eserleri Müzesi-272'de imzâsız, fakat hattat İbrahim Nâmık (ö. 1770) tarafından ona âidiyyeti tasdîk edilen bir mushafı varsa da, hat derecesi Mehmed Belgrâdî'ye lâyık değildir. Kendisinin bilinen talebesi şunlardır: Derviş Ahmed Tokātî (ö. 1715), Fazlullah Hâfız (ö. 1715'den sonra), Mustafa Anber (ö. 1684), Mustafa Musâhib Paşa (ö. 1685), Süleyman Üsküdârî (ö. 1686'dan sonra), Süleyman Mezâkî (ö. 1676). Tuhfe, bu ismi geçenlerin bâzısının Enderûn'da, bâzısının da Kilâr'da hüsn-i hat meşk ettiğini belirttiğine göre, bizim Belgrâdî Paşamız, Kilâr'daki vazîfesinin yanı sıra, Enderûn'da da hat muallimliğini sürdürmüşdür.

Mehmed Belgrâdî'nin kat'î ölüm târihi ve makberesi belli olmamakla beraber, Tuhfe 1669 târihi hudûdunda vefat ettiğini yazıyor.

Devhatü'l-Küttâb isimli hattatlara dâir kaynağımız, Belgrâdî Mehmed Paşa'nın nesih hattını pek güzel yazdığını bildiriyor. Hadîs metinlerinin yer aldığı ve "ince" sınıfına girecek bir kalemle 28 satır hâlinde yazılmış olan -burada tanıtılan- hicrî 1046 (1636) tarihli kıt'adaki neshin akıcılığına, doğrusu hayrân olmamak elde değildir. Satırların dolgunluğunu, arada geçen "dedi, buyurdu" mânâsına "kāle" kelimelerindeki "lâm" harflerini uzatarak dengeleyen hattatımız, târihine bakılırsa, bu kıt'ayı nisbeten gençlik yıllarında yazmış olmalıdır.

Benzeri nâdiren görülebilecek olan kıt'anın arkası Hatib Mehmed Efendi'ye (ö. 1773) yakışır incelikte latîf bir taraklı ebrû ile kaplanmıştır.


Resim 1: Belgrâdî Mehmed Paşa'nın nesih hattıyla bir kıt'ası.


Resim 2: Hatib Mehmed Efendi ebrûsu.

Prof. Uğur Derman

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.