Hat san'atının büyük isimleri-87
Hem vezir, hem de değerli bir hattat olan Ferhad Paşa'nın (ö. 982/1575) oğludur. Mîr (Bey) lakabı kendisine bundan dolayı verilmişdir. Hüsn-i hattı -kardeşi Mîr Ahmed'le beraber- Ahmed Karahisari'nin talebesi olan babalarından öğrendiler, fakat Mustafa Mîr hattatlıkta kardeşine göre fazla başarılı oldu. Daha çok nesih hattına bağlandı; yazdığı mushaf, kıt'a ve murakkaalara rastlanmakdadır. Eyüp Sultan Türbesi'nde okunmak üzere vakfetdiği hicrî 996 (1588) yılına aid mushafını (Türk ve İslam Eserleri Müzesi - 246) beş ayda tamamladığını ferağ kaydında belirtmektedir ki, bu da, resmî vazifesine rağmen, Mustafa Mîr'in sür'atli bir kalemi olduğuna delâlet eder. Devlet hizmetinde bulunduğu, başka bir koleksiyonda görülen hicrî 998 (1590) târihli eserindeki imzâsında kendisini "reisü'l-bevvâbîn" (kapıcıların reisi) ve Sakıp Sabancı Müzesi'ndeki târihsiz murakkaasında ise "Hâne-i Hâssa" da, yani Topkapı Sarayı'ndaki Hırka-i Saadet Odası'nda vazifeli olduğunu belirtmesinden anlaşılmaktadır.
Mustafa Mîr, Receb 1023 (Ağustos 1614)'de vefat edince, annesinin babası olan Şehzâde Mehmed (1521-1543) adına -onun babası- Kânuni Sultan Süleyman (1495-1566) tarafından yaptırılan Şehzâde Câmii'nin hazîresine defnedilmiştir.
Kabir kitabesinde kendisinden "mîr-i alem" (sancak beyi) olarak bahsedilmesi, onun, Osmanlı devlet teşkîlatında çok ileri bir vazîfede bulunurken vefat ettiğini gösteriyor.
Mustafa Mîr, burada tanıtılan ve Sakıp Sabancı Müzesi-337'de muhâfaza olunan sülüs-nesih murakkaasında hadîs metinleri naklediyor. Kıt'aların koltukları tezhîblenmeden bırakılmış; iç pervazlar dilme kâğıdı kullanılarak, dış pervazlar da ebrûlarla bezenmiştir. Murakkaa körüklü nev'inden tertîblenmiş olup, basit bir deri kaba sâhibdir.
Resim 1: Mîr Mustafa bin Ferhad Paşa'nın sülüs-nesih bir murakkaası.