Prof. Uğur Derman

XX. Yüzyılın Fâtih Dîvânı - 2

(Bu makâlenin birinci bölümü geçen hafta neşredilmiştir)

Şimdi Dîvân'dan seçilmiş "gazel" örneklerine geçiyoruz. Ancak Fâtih devrinde kullanılan Türkçe, kelime ve telâffuz bakımından sonraki asırların İstanbul şîvesinden haylı farklılıklar gösterir. Biz Türkçe'yi -o günkü hâliyle- burada zamanımızın harflerine taşımağa çalışdık. Aslı kısa olduğu hâlde, arûz vezni îcâbı uzatılması gereken hecelerde (imâle), harfin üstüne düz çizgi konulmuş, i harfi uzatmaları î şeklinde verilmiştir. Şiirlerin mânâlandırılması ise konumuzun dışında kalmaktadır. Esâsen, kelimelerin lugat karşılığı verilmekle, dîvân şiiri metinlerinin yeterince anlaşılamadığı da unutulmamalıdır. Şiirler yeniden hüsn-i hatla yazılırken unutulan harf veya kelime varsa, bunlar parantez içinde belirtilmiş; harf yanlışlıklarının yanına, doğru olanı parantez içinde verilmiştir.

Bu sahîfelerde, eserin aslında karşılıklı konulmuş bulunan iki kıt'anın bâzan tekinin, ekseriyâ ikisinin berâber sunulduğu görülecektir. Eski harf sisteminde satırlar da, sahîfeler da sağdan sola sıra tâkîb ettikleri için, karşılıklı gelen kıt'aların sıralanış numarası da bu esâsa göredir.

10. Kıt'a: H. Mâcid Ayral'ın bu kıt'asında siyah, altın, mâvi renk sıralaması ile yazılan 1., 7., 12. satırlar sülüs, bunun hâricindekiler nesih hattıyladır. Mavi zeminli iç pervazdan sonra, varak altınlı dışpervaz zemînine renkli halkârîyi Muhsin Demironat işlemiştir (Resim 1).


Mesned-î hüsn üzre sen, ben hâk-i rehdē pây-mâl

Mūr hâlin nîce arz îdē Süleymânum sanā

Şem'i gör kim meclisündē ağlayub başdan çıkar

Hoş yanar yākīlur ey şem'-î şebistānum sanā

Subh gībī sādık oldūğum reh-î ışkunda ben

Gün gibî rûşendürür ey mâh-ı tâbânum sanā

Dün rakîbün cevrinî men' eyledüm (n) ben hasteden

Eyledî te'sîr, gûyâ âh ü efgānum sanā

Zahm-ı hicran şerhi çün mümkin degüldür dōstum

Sîne çâkinden haber virsün girîbânum sanā

Eylemē gönlin gözin cevr île Avnî'nün harāb

Dürr (ü) gevherler virür bū bahr ilē kânum sanā

Vezni: Fâilâtün, fâilâtün, fâilâtün, fâilün

14. Kıt'a: Yine Mâcid Ayral'ın tevkî' hattını andıran bir kalemle yazdığı bu gazelin iç pervazı Necmeddin Okyay'ın kumlu ebrûsu, dış pervazı Rikkat Kunt'un "tığlı" klâsik tezhibiyledir (Resim 2).


Bağ'dā gül ruhleründür verd-i hamrādan murād

Kāmetündür rāstî serv-î dil-ârâdan murād

Işk derdidür cihandā āşıkā maksûd olan

Vasl-ı dilberdür hemin bū dâr-ı dünyâdan murād

Dûd-ı âhumdur felekdē ebr-i bârandan garaz

Eşk-i çeşmümdür eşîgündē süreyyâdan murād

Çün ecel sulh itdürür âhır nizâ'ī kaldurur

Pes nedür dünyā içün bū kūrı gavgādan murād

Beyti bōzarsın rakîbî anma şî'ründē sakın

Avni, dilber vasfıdur çün şî'r ü inşâdan murād

Vezni: Fâilâtün, fâilâtün, fâilâtün, fâilün

19. Kıt'a: Mâcid Ayral'ın rıkā' hattıyla yazdığı bu gazelin tezhîbi Kâmuran Soyuak'ındır (Resim 3).


Banā cevrî firâvandur nigârun

Nitēkim gül firākundur hezârun

Gönül ol bîvefâya sabr u ışkun

'Iyân eyle ne kim var yoğ u vârun

Gönül bir dem figandan olma hālî

Egerçî nâleyē yok iktidârın

Gönül feryâdıma rahm itmez ol yâr

Anā benzer ki hoşdur âh ü zârun

Gönül almakda key çāpükdür ol zülf

Giçürmē elde tūrurken şikârun

Sen oldūğun (yirē) uğrāmaz ol yâr

Ne nef'î yol başındā intizârun

Görür kim bîzer û müflis gedâsun

Sanā Avnî nicē yâr ōla yârun

Vezni: Mefâîlün, mefâîlün, feîlün

23-24. Kıt'alar: M. Halim Özyazıcı'nın nesihle yazdığı, karşılıklı gelen bu iki gazeli Rikkat Kunt tezhîb etmişdir.


Dolsa âlem tan degül dûd-i siyâhumdan benüm

Mihri görm(e)n zerrecē gün yüzlü mâhumdan benüm

Nîce pinhan eyleyem ol dilberē âşıklığum

Pürdürür dîvârı şehrün, âh, şâhımdan benüm

Devlet-i ışkıyle pâyım bir makāma irdi kim

Şânumı anlar görenler izz ü câhumdan benüm

Hâk-i pây-î yâr tâcum, kûy-i dilber mesnedüm

Reşk ider Cemşîd ü Cem, taht ü külâhumdan benüm

Hayl-ı ışkī şeh-râh-ī gamde kılsam germ-rev

Çeşm-i encüm kühl ider gerd-î sipâhumdan benüm

Avniyâ, bir hâle irdüm derd-i hecr-i yârle

İbret ālur nîceler hâl-î tebâhumdan benüm (Resim 4).

Vezni: Fâilâtün, fâilâtün, fâilâtün, fâilün


Gönül gamīnı (niçē) safha-î beyâna yazam

Kalemden od çıkuben korkaram ki yānayazam

Yüzünle zülfüni gîceyle gǖne nisbet idüb

Kaşunla kirpigünî tîr ilē kemâna yazam

Gözün ki kasd ide kan dökmeğē hüsâm okuyam

Müjen ki sînelerî çâk idē sinâna yazam

Sirişg seylini deryâlarā idem teslîm

Güneş yüzün gamınī levh-i âsmâna yazam

Cefânı dûzehe teşbîh eylemiş Avnî

Boyunla ruhlerunî Sidre vû Cinân'a yazam (Resim 5)

Vezni: Mefâilün, feilâtün, mefâîlün, feilün (fa'lün )

Prof. Uğur Derman

(Yazının devamı gelecek hafta…)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.