Zekeriya Erdim

Özgür insan için özgün eğitim

Malum olduğu üzere, her işin bir "püf noktası" var. O noktayı bilemeyenler, bulamayanlar; işin ehli, ustası, üstadı olamazlar.

Diğer alanlarda ve konularda olduğu gibi; eğitim alanında ve konusunda da, püf noktasını yakalamamız gerekir. Bunun özü ve özeti ise; eğitimin ana konusu olan insanı, bütün boyutları ile doğru anlamak ve kavramak demektir.

Aklıyla, ruhuyla, bedeniyle, yaratılmışların en mükemmeli olan insan; yaratılış gayesi ve misyonu açısından "özgür"dür. Geçmişten geleceğe uzanan var oluş sürecinde; giderken istediği adrese gider, yürürken tercih ettiği yoldan yürür.

Kendi çapında, hem yetki hem de sorumluluk sahibidir. Hayatı boyunca, özgür iradesiyle kendi tercihlerini yapar; söylemlerinin ve eylemlerinin, mümkün ve muhtemel sonuçlarını, peşinen göze alıp kabullenir.

İnsanın Ahmed'e, Mehmed'e, Ayşe'ye, Fatma'ya dönüşmüş hali olan kişi; kendisine has yapısı ve özellikleri açısından "özgün"dür. Dünyada, madenine göre işlem; kalitesine ve kapasitesine göre değer görür.

Herhangi bir zamanda, herhangi bir yerde, herhangi bir şekilde yaşamış hiç kimse; bir diğerinin aynısının tıpkısı değildir. Yeryüzünde her ne kadar insan var olmuşsa ve olacaksa; işte o kadar renkli, çeşitli şahsiyet yahut kişilik sahibinden söz ediyoruz demektir.

İnsanların birlikte yaşama isteğinden ve ihtiyacından doğan toplum; özgürlüklerin ve özgünlüklerin doğal zeminini oluşturmak için "örgün"dür. Hücreler dokulara, dokular organlara, organlar organizmalara dönüşerek büyür.

Bu çoklu ve renkli yapıda; başkalarının sınırlarını koruyarak özgür olmak ve başkalarının farklılıklarını kabullenerek özgün kalmak esastır. Yetkilerimiz ve sorumluluklarımız; bir farkında olma düzeyimiz, bir de güç yetirme oranımız kadardır.

İnsan yetiştirme sistemi olarak tanımladığımız eğitim; "özgür insan" olma, "özgün kişi"yi bulma, "örgün toplum"u kurma niyetinin, gayretinin adıdır. Parçaların sırlarını çözerek, bütünün sınırlarına varır.

Süreç içinde; taneler tesbihe, halkalar zincire dönüşürler. Saksılardan seralara, tarlalardan ovalara yayılan tohumlar gibi; bire yedi yüz vere vere gelişirler.

UYGUN ORTAM OLUŞTURMAK

Bütün bu incelikleri göz önünde bulundurarak, eğitimde ilk yapılması gereken şey; yetişme çağındaki çocuklar ve gençler için, uygun ortamlar oluşturmaktır. Evlerde ve okullarda, özgür olma ve özgün kalma haklarına hürmet ederek; onlara, kendi tercihlerini yapma fırsatları sunmaktır.

Bu bağlamda; ne kadar çok kişiyle, kurumla, olayla, durumla, çevreyle, ortamla muhatap olurlarsa o kadar iyidir. Yapacakları yahut yaşayacakları deneyler ve gözlemler; alanları ve konuları tadarak tanıma, kendilerine uygun olanların farkına vararak karar kılma imkânı verir.

Burada, hiçbir zorlama ve dayatma; başkalarının oluşturduğu ve geliştirdiği kalıpların içine sokma yoktur. İnsanın doğal ilgi ve eğilimlerini göz önünde bulundurmadan, emri vaki yapmak ya da icbar etmek; kelimenin tam anlamıyla, zulüm ve işkence olur.

Bize düşen; açık büfe, zengin menü servisi yapmaktır. Çocukların ve gençlerin, istediklerinden tatmalarına; sonra da, beğendiklerinden yeyip doymalarına saygı duymaktır.

MADENİNE GÖRE MUAMELE YAPMAK

Bir çocuk ya da genç, özgür iradesiyle, özgün kişiliğine uygun tercihini yapmışsa; artık onun, istikameti belli olmuş demektir. Yaratılış gayesine ve misyonuna uygun olarak, kendisini en üst düzeyde gerçekleştirebilmesi için; tercihinin benimsenmesi, istikameti doğrultusunda desteklenmesi gerekir.

Balığa uçma, kuşa yüzme öğretmeye kalkışmak; abesle iştigal olur. Bilinen bir gerçektir ki; karaya çıkarılan balık ölür, suya sokulan kuş boğulur.

Önemli olan, annelerin ve babaların, öğretmenlerin ve idarecilerin öncelikleri değil; çocukların ve gençlerin ilgi ve eğitimleridir. Doğuştan getirdikleri kabiliyet ve kapasitelerinin alanları, oranları, yetkinlikleri, yeterlilikleridir.

Bizim, ülke ve toplum olarak da, dünya ve insanlık âlemi olarak da; her türlü ilgi ve yetenek alanına ve adamına ihtiyacımız var. Herkes, kendi alanında ve konusunda teşvik edilip desteklenirse; daha çok ustalar, üstatlar çıkar.

Çocuklarımızın ve gençlerimizin; madenlerini değiştirme gücüne ve imkânına sahip değiliz. Fakat onları, doğru tanıyarak ve destekleyerek; kendi alanlarının en iyisi haline getirebiliriz.

Zekeriya Erdim

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.