Zekeriya Erdim

Ahlakımız düzelmeden ahvalimiz düzelmez

Dün söyledik, bugün söylüyoruz, yarın da söylemeye devam edeceğiz. Gereği ve önemi sebebiyle, her fırsatta; "Herkesin herkesle ilgili, her şeyin her şeyle ilintili olduğu bir dünyada yaşıyoruz" diyeceğiz.

Öyle bir ilişki, iletişim, etkileşim ağı içindeyiz ki; dedesi ekşi elma yiyince, torununun dişleri kamaşıyor. Biz evimizde, yerimizde sabit dururken, tavşan dağı dolaşsa er ya da geç, pisliği elimize, yüzümüze bulaşıyor.

Rüzgâr ekenin, fırtına biçtiğini; görüyoruz, biliyoruz. Edenin ayağına, doğrayanın kaşığına geldiğine; yaşadıkça, tekrar tekrar şahit oluyoruz.

Kişilerin ve kurumların, ülkelerin ve toplumların, dünyanın ve insanlık âleminin ortak temel ihtiyaçlarından biri; "güzel ahlak" sahibi olmaktır. Yaşadığımız tüm zamanlarda ve mekânlarda, sahip olduğumuz tüm değerlerin emniyetini sağlayarak; "huzur ve güven" iklimini hâkim kılmaktır.

Allah (cc), Kalem suresi ayet 4'te; peygamberler zincirinin son halkası olan Hz. Muhammed (sav)'e, "Muhakkak ki sen, pek yüce bir ahlak üzerindesin" diyor. Şems suresi ayet 9'da ise; "nefislerini maddi ve manevi kirlerden temizleyenlerin, kesinlikle kurtuluşa ereceklerini" belirtiyor.

Peygamber Efendimizin (sav), tebliğ ve temsil hayatı boyunca; bu mesajı ve muhtevayı yaydığını görüyoruz. Bir rivayete göre, "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim" dediğini; başka bir rivayette, "kıyamet günü müminin terazisinde güzel ahlaktan daha ağır bir şey olmayacağını" söylediğini biliyoruz.

Ayrıca; "sirkenin balı bozduğu gibi, kötü ahlakın da ameli bozduğunu" belirtmiş. Güzel ahlakın, gereğini ve önemini ise; "Güneşin buzu eritmesi gibi, güzel ahlak da günahları eritir" cümlesi ile ifade etmiş.

Öte yandan; "Nefsimi kudret elinde tutan Allah'a yemin olsun ki, cennete ancak güzel ahlak sahibi olanlar girerler" şeklinde bir teyidi var. Hz. Aişe'ye, "Bize Peygamber'in (sav) ahlakından söz eder misin?" diye soranlar; "Siz hiç Kur'an okumuyor musunuz, O'nun ahlakı Kur'an ahlakıdır" cevabını alıyorlar.

Hz. Ömer (ra), güzel ahlakın "en hayırlı dost" olduğunu söylüyor. Hz. Ali (ra) ise; "Ahlak ve fazilet, aklın dışarıdan görünüşüdür" diyor.

Mevlana'ya göre; insan, içini dışından daha fazla süslemelidir. Çünkü; dışı halkın, içi Hakk'ın baktığı ve gördüğü yerdir.

Onun için; "Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol" uyarısı vardır. Sadi, içi dışı bir olmayanların durumunu; "Üstü başı temiz ama ahlakı pis olan kişinin, cehennemin kapısını açmak için anahtara ihtiyacı yoktur" sözleri ile anlatır.

Mevlana, ahlak anlayışını; bir başka veciz ifade ile teyit etmiştir. "Bütün cihanı dolaştım, güzel ahlaktan daha üstün bir meziyet bulamadım" demiştir.

Katip Çelebi; "Ahlak ilmi, faziletler ve reziletler ilmidir" der. Nefsimizi faziletlerle süslemenin ve reziletlerden korumanın yollarını gösterdiğini söyler.

Hz. Ali'nin, bir başka beyanına göre; "Asıl yetimler; anadan ve babadan yoksun olanlar değil, ilimden ve ahlaktan yoksun olanlardır". Eflatun'a göre ise; "Güzel ahlak ile kötü ahlak, terazinin iki ayrı kefesinde yer alır; biri azalırsa, öteki çoğalır".

Horatius'a göre; "Temel ahlak ilkelerinin olmadığı bir yerde, yasalar bir işe yaramazlar". Ziya Gökalp'e göre ise; "Milli ahlakı olmayan kavimler, medeniyet kuramazlar".

Ernest Renan; "Ahlak, sanat gibidir; konuşulmaz, ancak yaşanır" diyor. Tolstoy, "ahlak kurallarını çiğnemenin felaket getireceğini"; Cicero, "milletlerin ve memleketlerin parasızlıktan değil ahlaksızlıktan çökeceğini" söylüyor.

Meşhur Kızılderili atasözü; "Kaybetmeyi, ahlaksız bir teklife tercih et; çünkü birincisinin acısı bir an, ikincisinin vicdan azabı ömür boyu sürer" der. Oscar Wilde, ahlaksızlığı temel anlayış ve yaşayış haline getiren Batı medeniyetinin mensuplarını ifşa ederek; "eserlerinde onların ahlakını (yani ahlaksızlıklarını) olduğu gibi ortaya koyduğunu, onun için kendisine tepki gösterip ahlaksız dediklerini" söyler.

John Oliver'e göre; "Biritanya (British) Müzesi'nin tamamı, aktif bir suç mahallidir". Bu tespit yakıp yıkarak ele geçirdikleri, çalıp çırparak kanını-iliğini emdikleri tüm halklar ve coğrafyalar için geçerlidir.

Hali, ahvali doğru anlayıp yorumlayarak; kendi kültür ve medeniyet değerlerimizi, yeniden ihya ve inşa etmeliyiz. Rahmetli Erbakan Hoca'nın, yıllar önce isabetli bir tespitte bulunup ısrarla işaret ettiği gibi; "yüksek ahlak, yüksek teknoloji" hedefinin peşinden gitmeliyiz.

Bunun için, tüm azgınlıkları ve sapkınlıkları, haksızlıkları ve hukuksuzlukları devre dışı bırakıp; "önce ahlak ve maneviyat" dememiz gerekir. Enfal suresi ayet 53'te ifade edildiği gibi; biz ahlakımızı düzeltmeden, ahvalimiz düzelmeyecektir.

Zekeriya Erdim

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.